Öğretmen haberleri ve gelişmelerden hemen haberdar olmak için Telegram kanalımıza katılın!
Üniversiteye başlamadan önce insan ilişkilerinin
bir bilim olarak ele alınabileceğini bilmiyordum.
Öğretmenim Mori’yle tanışıncaya dek buna inanmazdım.
Fakat onun kitap sevgisi gerçek ve bulaşıcı.
Bazen ders bitip herkes sınıfı terk ettikten sonra
ciddi söyleşiler yapıyoruz.
Bana hayatımla ilgili sorular soruyor ve ardından
Erich Fromm, Martin Buber ve Erıcson’dan alıntılar yapıyor, kendi düşüncelerini bir dipnotmuşçasına dile getirerek alçakgönüllülük yapıyor.
İşte ancak böyle zamanlarda onun gerçekten bir amca değil bir profesör olduğuna kanaat getiriyorum.
Bir öğleden sonra yaş dönümü nedeniyle
yaşadığım kafa karışıklığını dile getiriyorum;benden beklenenler ile benim kendim için istediklerim uyuşmuyor.
“Sana zıtların geriliminden söz ettim mi hiç?” diyor.
“Zıtların gerilimi mi?...”
“Hayat bir dizi ileri ve geri çekilmeden ibarettir.
Sen bir şey yapmak istersin,
ama başka bir şey yapman gerekmektedir.
Bir şey seni üzer, ama üzülmemen gerektiğini bilirsin.
Bazı şeyleri elde veri olarak kabul edersin,
fakat hiçbir şeyin garantisi olmadığını da bilirsin.
Zıtların gerilimi, lastik bir bandı çekmek gibidir.
Ve çoğumuz bunun ortasında bir yerde yaşarız.”
“Bir güreş müsabakası gibi” diyorum.
“Güreş müsabakası mı” diye gülüyor.
“Evet, hayatı o şekilde tanımlayabilirsin.”
“Peki hangi taraf kazanır” diye soruyorum.
Bana gülümsüyor, gözlerinin çevresi kırışık, dişleri çarpık.
“-Sevgi kazanır, sevgi hep kazanır...”
-- Mitch Albom