Öğretmen haberleri ve gelişmelerden hemen haberdar olmak için Telegram kanalımıza katılın!
TÜRK ÖĞRETMENLERİNİN 15 TATİLLE İMTİHANI
On beş tatilin ardından...
Yine bitti.
Kapanırken ki ruh halim. Geçen sene yazmışım. Ama ruh halim aynı
Okullar kapanırken herkes tatilde ne yapacaksın ? Nereye gideceksin ? Planlar ne diye soruyordu.
Valla hiçbir planım yok. Tek amacım : Evde yatmak.
Yani ancak bu kadar düşünebildim. Eve gidip, gözlerimi tavana dikip uzun uzun bakmak dışında bir plan yapamadım.
Sessiz bir şekilde evde oturayım.Çay içeyim. Bitince bir daha doldurayım. Kurabiye yapayım. Sonra gene çay koyup, kurabiyeyi batırıp yiyeyim. Ne harika değil mi???
Bazılarınız abarttığımı düşünebilir. Abartıyor da olabilirim ayrıca. Ne yapalım pisikocimiz bozuk. Çok normal sayılmayız.
Geçenlerde öğretmenin biri bir hesaplama yapmış. Tüm senenin içindeki hafta sonlarını, düğün bayram tatillerini çıkarmış, eklemiş sonunda da normal memurun tatili 30 gün, öğretmenin tatili 47 gün diye yazmış.
Böyle yazık yarım sayfa integral hesabı gibi yazmış, onu buna eklemiş.Bize çok gördüğünüz şu on yedi gün mü? On yedi gün mü haaa??
Bu da mı gol değil hesabı ,baya bir kafa yormuş yani.
Ah canım hocam yaaa..ne uğraşıyorsun?
Sen desen ki ben yazın gidip okulda kendim gönüllü çalışacağım. Enayi misin ne gidiyorsun tatil işte derler.
E madem tatil dur gezeyim, yatayım dersin..Ooo üç ay..seni çakal seniii . hadi iyisin….iyisinnn ..öğretmenlik kebab valla derler.
O yüzden aynen karşıdan karşıya geçer gibi önce sağa ,sonra sola ,sonra tekrar sağa, sonra yürü gitsin. Daha fazla bakarsan bir türlü geçemezsin karşıya.
Öğretmenler ile ilgili bir araştırma yapılmış. En çok yoran şeyin gün içerisinde çok fazla karar almak olduğu ve bunun da bir çeşit zihinsel yorgunluk yarattığı söylenmiş.
Kaç öğretmen üzerinde ve ne şekilde bir araştırma tam bilemiyorum ama kendi tecrübemle yaşadıklarım var ki olayı doğruluyor.
En basitinden çocuklara sınıfta istedikleri zaman su içebileceklerini ve bana sormalarına gerek olmadığını söylerim.
Derse başlarız biri parmak kaldırır.
Öğretmenim su içebilir miyim der.
Çocuklar için tabi sormanıza gerek yok derim.
Bu sefer diğeri öğretmenim su içebilir miyim der.
Çocuğum arkadaşına söyledim ya. Beni dinlemiyor musunuz? Sormanıza gerek yok derim.
Bir başkası sanki seni hiç dinlememiş gibi üstelik yanına gelir.
Bir şey söyleyecek sanırsın.
Ne var dersin?
Öğretmenim su içebilir miyim der.
Böyle manasızca bakarsın. İçin daralır. Bende mi sorun var acaba?
Neden anlatamıyorum diye düşünürsün.
İç yavrum iç. Sorma .Tamam mı dersin. Biraz sinirlenmişsindir artık.
Fakat kendine hakim olman gerektiğini bilirsin. Sonuçta karşındaki sekiz dokuz yaşında bir çocuk. Seni gıcık etmek içinde sormuyor. Neyi anlatamıyorum dersin? Ses tonunu yükseltmen bir işe yaramaz. Belli ki anlamamış. Ama bunu daha farklı nasıl anlatabilirsin ki? Yani ben bulamadım kısaca
Hiç abartmıyorum on dakika geçer. Bu sefer biri karşında kıvranır.
Böyle değişik değişik soran gözlerle bakar. Anlarsın bir durum vardır
Hayırdır ne oluyor dersin?
Öğretmenim su içebilir miyim der.
Şaka zannediyorsunuz değil mi ? Ama gerçek.
Bu anlattığımı yaşadım ben. Tabi sonunda delirdim.
Aaaa yeter be..Su falan içmeyin!!!
Yasakkk içmek yasakkk. İçmeyeceksiniz su diye bağırıyorum artık.
Ertesi gün çocuklardan birinin velisi geldi.
Hocam çocuk su içmek istemiş. Sizde yasak diye bağırmışsınız. Ne demek bu yani diye açıklama bekliyor.
Böyle kadının yüzüne baktım kaldım.
O eski halimden eser yok şimdi şarkısını sevgili velime ve sevipte kavuşamayanlara armağan etmek istedim.
Bu anlattığım günün 10 dakikasında olan şeylerden sadece bir tanesidir
Bu ve benzeri o kadar çok soru ile karşılaşırsınız ki ne yapacağınızı unutur hale gelirsiniz..
Öğretmenim defterin neresinden başlayım?
Öğretmenim kırmızı kalem kullanayım mı ?
Öğretmenim keçeli kalem kullanayım mı ?
Öğretmenim yazıyı bu sayfaya mı yazayım, arkasına mı geçeyim?
Bak yazdım nasıl olmuş?
Bedene çıkalım mı?
Resim yapalım mı?
Bedene çıkalım mı?
Bedene çıkalım mı?
Bedene çıkıyoruz dediler doğru mu?
Çıkmıyor muyuz bedene?
Tabi bir süre sonra sana soldan soldan gelmeye başlarlar.
Normalde çocuklara neyi nasıl yapacaklarını fazla söylemem.
Herkes kendi tarzını bulsun isterim.
Bu çocuklar neden böyle diye düşünürüm. Cevap çok uzaklarda değildir. Öğlen arası aileleri ile yan yana geldiğinde biraz gözlemleyin yeter. Elinde kaşık on yaşında çocuğun peşinde koşarlar. Çocuk doydum der. Aaa ne yedin ki hadi bunu da bitir diye çocuğun ağzına tıkıştırırlar. Sürekli bir komut halindedirler. Onu öyle yap, bunu böyle yap derken,çocuğun kendi karar mekanizmasını çalıştırmasına ve izin vermezler.
Eee hal böyle olunca da öğretmenim su içebilir miyim?
Yassakkkk kardeşim yasakkkkkkk
İçmeyeceksiniz…yassssakkkkk
47 günü hesaplayan güzel arkadaşım..
Hayat güzel..gez toz. Kendimizi bu kadar yırtmaya gerek yok.
Gıcık olanda olsun yaa..
Okullar açılında herkes iyi öğretmen peşinde.
İyi öğretmen 47 gün tatili olan öğretmendir.
.Hehhhee Bak bu da benim özlü sözüm. Pek bir dandik ama olsun.
I love 15 tatil
Love I tatil
Tatil I love
Love love..tatil love
Hadi ben kaçar. Bir çay koyup kurabiyeyi bandırayım
Tülay Olçum