Öğretmen haberleri ve gelişmelerden hemen haberdar olmak için Telegram kanalımıza katılın!
Sana sitemimi haksız görebilirsin belki de. Beni bağışla Savcı Bey! Belki satırları özensizce seçmiş olabilirim. Kabalığımı hoş gör bu sefer emi. İçimden kopan fırtına dinmek bilmedi bu gün. Duygularımı kırık dökük satırlara yazmak istedim.
Karşılaştığın öğretmenlerine, ilk sahada ders vermeye kalktığını okudum. Her gün 35-40 kişilik sınıflarda eğitim veren, sabırla, azimle yarınların büyüklerini yetiştiren öğretmenlere hayatlarında unutmayacakları bir ders vermişsin anlaşılan. Sahada daha nazik ve zarif davranmalarını beklediğin öğretmenlerin, tavırlarından dolayı maçı karakolda bitirmişsin öyle mi Savcı Bey!. Seni ve daha nice savcıları yetiştiren öğretmenleri, masum 14 fidanı bir halı sahada tutuklatmak, hangi hukuk kuralına karşılık gelir Savcı bey oğlum?
Hâlbuki biz öğretmenlerin, Hukuk Fakültesini kazandığın gün, sevinç gözyaşları dökmüş, başarınla nasıl gurur duymuştuk oysa biliyor musun? Okulun önüne astığımız, rüzgârda dalgalanan büyük bez bir afişe seni ve senin gibi nice başarılı öğrencilerin adını yazdırmıştık hatırlıyor musun? Okulun girişinde yer alan camlı şeref köşesinde yani Okulumuzun İftihar Tablosunda savcı cübbesi giydiğin resmini çerçeveletip astırmıştık. Her baktıkça gururlanıyor, içimiz içimize sığmıyordu bizim. Başarın okulumuz için büyük bir servetti be oğlum. En büyük eserimiz yarınları aydınlatacak iyi insan, değer insan yetiştirmek değil miydi? Bu gün şeref köşesinin önünden geçerken cübbe giymiş fotoğrafına tekrar tekrar baktım. Bakışların ok olup saplandı yüreğime, tarifi imkânsız acılar yaşattın Savcı Bey, biliyor musun?.
Hatırlıyor musun Savcı Bey oğlum? Bir gün büyük adam olursan, tevazuda toprağı, hataları örtmede geceyi, sevgide çiçekleri, adalette güneşi hatırla demiştik sana. Okuldan mezun olup ayrılırken, okul müdürünün son sözlerini hatırlıyor musun? Arada sırada ziyaretimize gel evlat, diğer çocuklara örnek göstermek istiyoruz seni diye. Derste muziplik yapan sınıf arkadaşlarının birçoğu esnaf oldu. Hele Tornacı Âdem’in, Berber Hasan’ın saygısı ve hürmeti bilsen nasıl duygulandırıyor bizleri. Ah Savcı Bey yavrum ah! Saygı ve hürmet göstermeni, ahde vefa beklemekle omuzlarına çok mu ağır yük yüklemişiz. Affet bizi Savcı Bey oğlum affet!
Sahi öğretmenlerin sorguya gönderirken, onların kıyıya vuran dalgalar misali öğütleri hiç mi gelmedi aklına? Yaradan’ın gerçek tevazu göstereni mutlaka yücelteceğini haber veren kutlu Peygamberi, Yaratılanı Yaradan’dan ötürü sev diyen Yunus’u, şefkat ve merhamette güneş gibi ol diyen Mevlana’yı anlatmadılar mı sana? Bir cana dokunurken bir çiçeğe dokunur gibi nazik davranmalısın yavrum demediler mi? Hz. Ali’nin bana bir harf öğretenin kırk yıl kölesi olurum deyişini. Sana binlerce harf öğretinin kölesi olmanı beklemiyorduk fakat tatlı bir selamını, hoş bir seda istemiştik Savcı Bey!.
Ah Savcı Bey! Bir öğretmenin sevgi ve emeğinden başka hangi faaliyeti olabilir ki! Bir akşam vakti eğlenmelerini de mi çok gördün onlara? Bilirsin, öğretmenlerin resmi plakalı özel araçları, emrine amade emniyet görevlileri, hele koruması hiç olmaz. Zor bela artırdığı üç beş kuruşu da bazen canlarla muhabbete feda ediverir işte. Hiç mi iyi hatırası yoktu öğretmenlerin? Kah masada, kah öğrencilerin arasında sıraları dolaşan, öğretme aşkıyla çırpınıp duran, konuşmaktan boğazı kuruyan öğretmenini hatırlamadın öyle mi? Büyük bir sabırla eline tebeşir tuttururken, sobanı yakarken hiç mi gelmedi aklına öğretmenlerin?
Demek öğretmenlerini, karga tulumba yakalayıp sorguya göndererek ahde vefa gösterecektin öyle mi Savcı Bey! Bu toplumun değerlerini, öğretmenlerin yetiştirdiğini unuttun öylemi? O halde ben unutmadan söyleyivereyim hemen. Yakaladığın suçluları(!) aynı hizada bekletmeyi, terli eşofmanla, şortla sorgulatmayı unutmadın değil mi?. Varsın maçın sonunda hukukun üstünlüğü kazansın Savcı Bey! Maarif ve muallimler mağlup ayrılsın sahadan. Canın sağ olsun.
Hacı FİDAN/ Maarif Müfettişi