Okulun ilk haftası bitmek üzereyken bu yıl lise üçüncü sınıfa başlayan kızım dün akşam yanıma geldi.

“ Anne biliyor musun? Bugün bize çok acayip bir öğretmen geldi.”
“ Nasıl acayip ? Anlatır mısın biraz, acayip demekle neyi kast ettiğini dinlemek istiyorum.”
“ Bir kere çok güzel bir kadın, bakımlı ve genç. Ama çok çok bakımlı.”
“ E ne güzel. Ben olsam karşımda bakımlı ve güzel bir öğretmen görmekten çok memnun olurdum.”
“ Dur asıl acayip olanı söylemedim. Bu öğretmen hep gülüyor anne. Garip olan bu. Bu kadar gülen bir öğretmen hiç görmedim hayatımda.”
“ Bak şimdi harika bu. Ne güzel işte güzel ve gülen bir öğretmen daha ne istiyorsun ?”
“ Ya anne anlamıyorsun. Bir öğretmen bu kadar güler mi? Hayatım boyunca bu kadar gülen öğretmen görmedim ben. Ben sana söyleyeyim, bu bir tuhaf. Kesin yakında sinir krizi falan geçirir bu öğretmen.”
Allah Allah konuşma giderek ilginçleşiyor. Öğretmeni gülüyor diye tedirgin oluyor kızım ve bu gülmenin sinir krizi ile sonuçlanacağını düşünüyor. Bunu neye yorayım bilemedim. O yüzden sormaya devam ettim.
“ Kızım öğretmenin gülmesi seni neden böyle etkiledi. Ne hissettirdi de yakında sinir krizi geçireceğini düşündün ?”
“ Anne şimdiye kadar hiçbir öğretmenim böyle gülmüyordu. Hep bir sinirli halleri, hep bir kızmak, uyarmak veya susturmak için uğraşmaları vardı. Bu öğretmense gülüyor hatta sık sık kahkaha atıyor. Bu çok garip.”
“ E kızım ne güzel işte. Hayatın boyunca gördüğün öğretmenlerden farklı bir öğretmenle karşılaşmışsın işte. Üstelik ben de böyle bir insanım biliyorsun. Sınıfta da evde de sık sık güler, kahkaha atarım.”
“ Tamam sen öylesin de bu çok garip geldi bana. Ha bir de ne yaptı biliyor musun ?”
Öyle bir heyecanlı anlatıyor ki ben daha ilk konuyu tam olarak konuştuğumuzu düşünmemişken o başka konuya atlıyor bile. Yapacak bir şey yok temposuna ayak uyduracağız. Çünkü çok tatlı bir heyecanla anlatıyor. Kesmek ve bu güzel duygusunu bölmek istemiyorum.
“ Daha acayip ne yaptı çok merak ettim. Hadi hemen anlat lütfen.”
“ İki ders üst üste bizim sınıftaydı. Ve iki ders boyunca hiç ders anlatmadı.”
“ Peki ne yaptı ?”
“ İlk önce boş kağıtlar dağıttı. Bir hayvan resmi çizmemizi istedi. Sonra çizimlerimizi tek tek inceledi ve çizim şekline göre karakter analizlerimizi yaptı. Sonra sorular olan kağıtlar dağıttı ama ders soruları değil. Yine kişiliğimizle ilgili sorular olan. Cevaplamamızı istedi, sonra bizi tek tek yanına çağırdı ve değerlendirdi. Ve tüm bunları yaparken bize çikolata ikram edip durdu. Anne ya öğretmen bize çikolata getirmiş. İnanabiliyor musun ?”
Ben artık koptum. Öyle etkilendim ve duygulandım ki anlatamam. Gerçekten çok acayipmiş bu öğretmen…

Gözlerim dolu dolu kızımın ellerini tuttum ve dedim ki ;
“ Tatlım bayıldım ben senin bu acayip öğretmenine. Bana anlattıklarından anladığım; ilk olarak kendisine ve mesleğine saygısından sınıfa kişisel bakımına ve görünümüne çok dikkat ederek gelmiş. Çünkü her öğretmen bilir ki çocuklar için inanılmaz sihirli gücü olan bir model alınma etkileri vardır. Özellikle lise seviyesinde bir öğretmenin sizlerin karşısına çıkmadan önce bu kadar ciddi bir şekilde hazırlanması son derece saygı değer bir çaba.

İkinci olarak size çok değer verdiğini anlıyorum. Çünkü hem çikolata getirerek size karşı çok nazik ve incelikli bir şey yapmış. Hem de ilk derslerini sizi tanımak için hazırladığı analizlerle geçirmesi son derece olağanüstü bir duyarlılık kızım. Her birinizi derslerde gördüğü kadarıyla değerlendirmekle yetinmemiş, hazırlanmış ve daha ilk derste sizi kişiliğiniz açısından tanımak için olağanüstü etkileyici bir gayret göstermiş.

Üçüncüsü de gülen bir yüzle öğrencileri ile iletişime geçmiş. Yani hiç öyle ben otoriteyim, hımmm çok ciddiyim, korkun-çekinin benden tavırlarına girmeye gerek duymamış. Samimiyetle ve gülümseyen ışıl ışıl bir yüzle sizinle bağ kurmaya çalışmış.

Tüm bunlar yüzünden bu çok acayip öğretmenine daha tanımadan bayıldım ben de tatlım. İlk fırsatta güzel bir kutu çikolata alıp onu ziyarete geleceğim. Onu tanımak için sabırsızlanıyorum. Senden ricam öğretmenini gördüğünde selam ve sevgilerimi ilet. O gülümseyen güzel yüzünden ve yüreğinden öptüğümü söyle.”

“ Anne sende acayipleştin. Ben nasıl söylerim böyle bir şeyi ? Çok garipsin.”

Tamam dedim içimden sen söyleme ben söylerim bunları O Muhteşem Acayip Öğretmen'e :)

Sevgilerimle...
Sema Deniz ( ALINTIDIR)