Öğretmen haberleri ve gelişmelerden hemen haberdar olmak için Telegram kanalımıza katılın!
“Öğrenilmiş cehalet” kavramını ilk Cumhur Doğan’ın ağzından duydum. Daha önce öğrenilmiş olan ve toplumun kültürünün bir parçası haline gelen bilgiler ve bu bilgilere dayalı oluşturulan kurallar, zaman içinde işlevsiz hele geliyorlar ve fayda yerine zarar vermeye başlıyorlar. “Kızını dövmeyen dizini döver,” sözü bence buna güzel bir örnek. Benim büyüdüğüm ortamda bebekler ishal olunca onlara su vermezlerdi, “su verme içi biraz kurusun,” denirdi. Bu nedenle çok bebek su kaybından öldü, ama anlamadık. Bugün bilimsel kavramlar ile baktığımız zaman kızını dövmenin ve ishal olan bebeğe su vermemenin büyük cehalet olduğunu görebiliyoruz.
Toplumsal dinamikler ve bireyin davranışı üstüne değerli dostum Cumhur Doğan ile yaptığımız bir sohbette “öğrenilmiş cehalet” kavramını kullandı ve ben gerçekten heyecanlandım. Bu kavram "cehalet" kelimesinden farklı bir anlam taşıyordu; "doğru sanılan", ama felsefi ve bilimsel olarak "yanlış" bir bilgi sistemini ifade ediyordu.
Yaşamımızın her alanında öğrenilmiş cehalet içinde olabiliriz. Bu tür yanlış bilgi üstüne kurulmuş şirketler batarsa yok olur gider, ama bu şirket özel bir şirket değil de bir devlet kuruluşu ise zarar ederek yıllar yılı devlete yük olmaya devam eder.
Öğrenilmiş cehalet üzerine kurulu bir eğitim sistemi öyle bir okul ve eğitim ortamı oluşturabilir ki, ana baba bu eğitim sisteminden memnun değildir, bu eğitim sisteminde öğrenci okuldan ve öğretmenden nefret eder, öğretmenler öğrenciden, veliden ve okul müdüründen hoşlanmaz, kaygılanır ve şevki kaybolmuştur; ama on yıllar boyunca sistem devam eder gider.
Niye?
Çünkü öğrenilmiş cehalet üstüne kurulu bir eğitim sistemi olduğunun hala farkına varılmamıştır.
Bu kavramı geçenlerde çıktığım bir TV programında kullandım; dinleyenler geri bildirim verdiler ve önemsediklerini söylediler. O nedenle ilk nerede duyduğumu belirtme ihtiyacı hissediyorum. Şimdiden sonra seminer ve yazılarımda kullanmaya başlayacağım. Cumhur Doğan'ı bu kavramı ilk defa duyduğum kaynak olarak burada belirtmek istedim.
Beni zenginleştiren bu tür dostlarım olduğu için kendimi şanslı hissediyorum.
Doğan Cüceloğlu (06.01.2015)