Öğretmen haberleri ve gelişmelerden hemen haberdar olmak için Telegram kanalımıza katılın!
Oğlum Lise üçte okurken, bir gün eve geldiğinde elinde telefonunun olmadığını farkettim. Kendisine,
Oğlum, telefonun nerde diye sordum.
Oğlum,
Baba telefonumu öğretmen aldı. Vermedi. Velin gelsin ona vereceğim dedi.
Bende niçin aldı oğlum, sebepsiz yere almamıştır, derste telefonla oynamışsındır dedim. Ses çıkarmadı.
İki gün sonra Veli toplantısı var Baba dedi oğlum. Tamam giderim dedim.
Veli toplantısında Derse giren tüm öğretmenlerine uğrardım mutlaka. O günde aynı şekilde öğretmenlerini ziyarete başladım. Her öğretmene derslerinden ziyade, okul içi davranışlarını, arkadaşlarıyla iletişimini sorardım devamlı. Çünkü okuldaki derslerini gerekirse açık liseden verebilir ama kötü davranışlarını düzeltecek mekanizmanın başka yeri yoktu. Her öğretmen,
Öğrenciniz çok efendi saygılı ve çokta candan bir çocuk. Akşama kadar konuşsanız bıkmazsınız ama derslerden konu açtığınızda yanınızda bulamazsınız diyorlardı. Benim önceliğimde ders başarısından ziyade davranışlarıydı.
Telefonunu alan öğretmenlede benzer diyaloglar geçtikten sonra,
Hocam galiba çocuğumun telefonu varmış, ve velisi olarak bana vereceğinizi söylemişsiniz deyince,
Öğretmen, Aaaaa evet, öğretmenler odasında dolabımda, biraz bekleyin getireyim dedi.
Bende,
Hayır hocam, ben niye alayım. Telefonu ben kaptırmadım ki deyince, Öğretmen şaşırdı.
Ben devam ettim.
Mutlaka oğlum, derste uğraşırken almışsınızdır. Bununda kusurlu bir hareket olduğunu bilecek yaştadır. Bu nedenle, kendisi gelecek, sizden özür dileyecek ve birdaha oynamayacağına söz verip kendi alacak deyince, öğretmenimizin gözleri nemlendi ve böyle Veli kalmışmıydı dedi. Bende böylesi hayta bir tane ama sizde elliye yakın dedim.
Oğlum gitti özürünü diledi, telefonunu aldı. O günden sonra ders konuşmayan çocuk geçte olsa kitaplara sarılıp, ikinci öğretimde olsa dört yıllık iktisat okuyor şu anda....
Öğretmen,
Çocuğunun gerçekten yetişmesini isteyen velinin yardımcısıdır.