Öğretmen haberleri ve gelişmelerden hemen haberdar olmak için Telegram kanalımıza katılın!
O, bütün katıldığı harpleri hemen sonra kaleme almış veya mülakat ve söylevlerinde anlatmıştır. Bu olağan karşılanabilir; ne var bunda, başka askerler de böyle yapmış, hatta hatıralarında bunları yazmışlar denilebilir. Onun diğerlerinden farkı katıldığı harplerin özel derslerini ilk fırsatta astları için "komutanlık emri" olarak yayınlamasıdır. Böylece kendi tecrübelerinin kuşaktan kuşağa aktarılmasına ve bu yoldan "harp sanatı" olarak bilinen literatüre mütevazı katkılarda bulunmaktadır. Halen bu emirler Türkiye devleti için değerlerini ve uygulanabilirliklerini yitirmemiş, yöneticilerin ve takipçilerinin sağduyu ve aklı işaret etmek istediklerinde sık tekrarladıkları "özlü sözler" veya "metinler" olarak Türk askeri tarihine altın harflerle yazılmıştır. Mustafa Kemal örneğinde daha yüzbaşı iken başlayan, tümen, kolordu, ordu ve bütün ordulara başkomutanlık görevlerinde sürdürdüğü yazılı emir verme ve katıldığı muhabereleri yazma veya anlatma ısrarı son derece önemlidir. Onun bu yanı, Selanik'te Ordu Karargâhı'nda subay eğitimi sorunlarıyla meşgulken ortaya çıkmıştır. 1914 yılında Sofya'da askeri ataşelik görevinde iken de çocukluk arkadaşı Binbaşı Nuri Conker'in Zabit ve Kumandan adlı risalesine Zabit ve Kumandan ile Hasbıhal başlığı altında bir cevap yazmıştır. 1918'de basımı yapılan bu risalede aktarılan örneklerin bir kısmı daha önce subay arkadaşlarlarıyla mücahit olarak katıldıkları Libya direnişinin dersleridir. Çanakkale Cephesi'nde katıldığı askeri faaliyetlerini de Arıburnu Muhabereleri Raporu ile Anafartalar Muharebatına Ait Tarihçe adlarıyla iki ayrı raporda toplamıştır. Yine 1918 yılında Yeni Mecmua'da Ruşen Eşref Ünaydın'ın yaptığı mülakat yayımlanmıştır. Astlarının eğitimine ve tarihe büyük önem veren bir komutan olarak harp alanında kazandığı deneyimleri her defasında yazıya aktarması temel entelektüel faaliyetlerinden biri olarak belirmektedir. Onun dikkat çeken bir diğer yanı da Sofya'da 1910-11 Libya direnişinin derslerini yazarken arşivinin yanında oluşudur. Aynı şekilde 1916 yılında Çanakkale Cephesi'ndeki Arıburnu ve Anafartalar muhabereleri ile ilgili raporlarını hazırlarken de 1915 yılına ait arşiv yanındadır. (Hikmet Özdemir, "Savaşta ve Barışta Kemal Atatürk", Ankara, 1922)
(Yazıyı aktaran Sayın Umut Çaykıran'a teşekkürlerimle)
Alıntıdır