Öğretmen haberleri ve gelişmelerden hemen haberdar olmak için Telegram kanalımıza katılın!
1930'lu yıllar, nüfus 16 milyon.
12 milyon köylerde yaşıyor. 40 bin köy.. 4 bin civarında köyde okul var. 6 bin kadar öğretmen.. Şehirde yetişip öğretmenler olanlar köylerde görev yapmayı kabul etmezler...
Çare; Köy Enstitüleri kurmaktı.. Kurdular. Sadece köy çocuklarından öğrenci kabul ettiler. Enstitüye gelen öğrenciler kendi okullarını kendileri yaptılar.. Gramla dağıtılan ekmekleri yiyip, yarı aç yarı tok eğitim öğretim gördüler...
Her bir öğrenci öğrenimleri süresince 150'den fazla dünya klasiği okudu. Sorgulayan, araştıran, aklını ve bilimi kullanan gerçek aydın oldular...
İş içinde iş için eğitimle, yaparak yaşayarak öğrendiler.
Öğrenirken ürettiler.
Okul yapmayı da enstitüde öğrendiler. Gittikleri köyde imece ile okul yaptılar.
Tarımda, hayvancılıkta v.b. işlerde köylüye önder oldular.
Çocukları eğitip öğrettiler..
ÖĞRETİRKEN DE ÜRETTİLER
IŞIK OLDULAR..
Bu topraklar seni bekler yavrum,
Bu yapraklar seni
Bu bozkırlar seni bekler yeşermek için
Uzat ellerini
Bu Adabelen tepesi var ya
Şu bataklık, şu sinek, şu sıtma
Hepsi seni bekler yavrum
Bunlardan kurtulmak için çağırdım seni
Koş gel yanıma
Uzat ellerini?
İşte sana boz urbalar
Ve postallar
Şu kazma, şu kürek, şu balyoz
Şu keser şu testere, şu mala
Aydınlık günler için
Vurmak gerekir taşa, toprağa duvara
Uzat ellerini
Sıcak kucağına açarak
Seni bekler 400 kişilik enstitümüz
Gelirken yıka ayaklarını
Saçlarını kestir üç numara
Giysilerini yıkat, yırtıklarını yamat anana
Sonra? ta oralardan bana
Uzat ellerini?
Bir çiçek olacaksın dallarda açan
O dallar meyveye dönecek
Ve düşliyebilir mi insan
Binlerce çiçek
Binlerce fidan?
Sana bir çiçek vereceğim yavrum
Bir meyva verecek
Uzat ellerini
Bahattin Uyar
Fotoğraf: İmece ile yapılan bir köy ilkokulu