Öğretmen haberleri ve gelişmelerden hemen haberdar olmak için Telegram kanalımıza katılın!
Korona virüsü salgını nedneiyle binlerce insan hayatını kaybetti. Ülkemizde ise hayatını kaybedenlerin sayısı gün geçtikçe artıyor. Koronavirüsü nedneiyle hayatını kaybeden çok değerli Prof. Dr. Cemil Taşçıoğlu tüm öğrencilerinin gözünde nasıl olumlu bir yer edinmiş okuyun
İstanbul Çapa Tıp Fakültesi Dahiliye Profesörü Cemil Taşçıoğlu, COVID-19 nedeniyle hayatını kaybetti. Türkiye'deki ilk COVID-19 vakasını karşılayan ekipte yer alan Cemil Taşçıoğlu'nu; onu tanıyan, ondan bir şeyler öğrenen Ekşi Sözlük yazarları anlatmış.
serviste iyileşmeyen yara nedeniyle takip ettiğimiz ve genel durumu birden kötüleşen bir hasta için istemediğimiz konsültasyon neredeyse yapmadığımız tetkik kalmamıştı ama tanı koyup tedavi düzenleyemiyorduk bir türlü. dahiliyede cemil hoca vardır, hastayı bir de ona danışsana demişti çapa mezunu asistan arkadaşlardan biri. odasına gidip hastayı cemil hoca'ya anlatmala, abartısız 5 dk içersinde hastanın tanısı ve tedavi önerisi ile servisin yolunu tuttum. çok dramatik bir biçimde hastanın hayatı kurtulmuştu. kendisini böyle tanıdım ve ortamlarda dr. house muhabbetleri yapıldığında, o da bir şey mi bizim çapa'da bir cemil hoca var diye böbürlenerek defalarca anlatmışımdır bu hikayeyi.
toprağı bol olsun. gerçekten çok üzücü.
lopuhov
iç hastalıklarının maradona'sı.
bir elinde hiç durmadan çalan telefonu, zıplayarak, koşarak ve hatta zaman zaman duvar dibine çömelerek hareket kattığı vizitlerde hem göze hem beyne hitap eder. en ince detayına kadar tababete hakim olmanın özgüveni ile son sözü söyler.
azarlar, öğretir, makarasını yapar, ayarın kralını verir, en enteresan tanıları koyar ama bu arada üzmez, kırmaz, gönlünü alırdı adamın.
adadzulu
bir yandan bu şekilde ölümünü kabullenemezken bir yandan da "ona böyle işinin başındayken veda etmek yakışırdı" diyorum kendi kendime. yıllarını verdiği, çok sevdiği fakültesinde...
her şeyden önce harika bir insandı. birçok öğrencisinin onun derslerine koşarak gitme sebebi anlatacaklarından ziyade, cemil hoca'nın kendisiydi. her dersinde tıbbi anlamda öğrencilerine kattıklarını anlatmaya zaten hiç gerek yok. tıklım tıklım derslerinde amfide ayakta kalmamak için erken gitmeye çalışırdı herkes. ayakta kalanlar, merdivenlerde oturanlar olurdu. ne güzel günlermiş.
vizitlerinde türkiye'nin her yerinden tanı alamadan gelmiş, komplike hastalara en hızlı şekilde tanı koyar ve tedavisine başlardı. her girdiği odada hastalara tek tek hal hatır sorardı. fiziksel temastan kaçınmazdı, elini omzuna koyardı, yanağından makas alırdı, sarılırdı. pozitif enerjisi o ortamda dalga dalga yayılır, önce hastalarına, ordan asistanlarına ve öğrencilerine geçerdi. bir odadan diğerine geçerken koridorda birden durup hafta sonu izlediği bir filmden bahsederdi. bazen bir anısını anlatırdı. bunların hiçbiri ölümden sonra kurulan abartılı cümleler değil. o ortamda bulunurken de onu aynı hayranlıkla izlerdik. bütün çapalılar anlar ne demek istediğimi.
kabullenmekte en çok zorlandığım şey, normalde binlerce insanın uğurlayacağı bu büyük adamın sessiz sedasız gidecek olması. böyle olmamalı. salgından sonra bile olsa topluca veda etmeliyiz ona.
nur içinde yatsın değerli hocamız.
istanbul tıp fakültesi'nde öğrenci iken sabah vakalarına ve vizitlerine koşa koşa gittiğim canım hocam. çapa'dan mezun tüm hekim arkadaşlarımın istisnasız sevdiği bir hocaydı. tıpta uzmanlık sınavı'nda tüm tercihlerimi iç hastalıkları yapmama vesile olan bu mesleği bana sevdiren tek kişiydi. inanılmaz derecede üzgünüm.
başımız sağ olsun...
hatırlıyorum, fakültedeyken derslerinde amfide boş yer olmazdı, derslerinden hiç bir zaman boş çıkılmazdı. sadece tıbbı değil, hekim olmayı , gerçek hayatı öğretirdi. hem hastalara hem öğrencilerine her zaman güler yüzlüydü. binlerce öğrenci, asistan yetiştirmiş, nice hastalara hayat vermiş bir insan.. kendisinden ders almış, birebir hasta vizitlerine katılmış, hekimliği öğrenmiş öğrencileri olara, tüm sağlık camiası olarak kendisini unutmayacağız.
mekanı cennet olsun..