Öğretmen haberleri ve gelişmelerden hemen haberdar olmak için Telegram kanalımıza katılın!
Sovyet Sosyalist Cumhuriyetler Birliği’nin dağılmasının ardından, Azerbaycan’da, Ermenistan’ın toprak iddiası ile başlayan gerilim, tarihe 'utanç' olarak yansıyan katliamla son buldu. 1991 yılının sonlarına doğru tırmanan gerilimle, Ermeni birlikleri, 7 bin kişinin yaşadığı Azerbaycan’ın Hocalı şehrini dört bir koldan ablukaya aldı. Ermeniler, 3 nehrin kıyısında bulunan ve bölgenin tek havaalanına sahip olan Hocalı’ya 25 Şubat’ı 26 Şubat’a bağlayan gece yarısı saldırdı. Sivilleri hedef alan saldırıda 83’ü çocuk,106’sı kadın, toplam 613 kişi hayatını kaybetti. 487 kişinin de ağır yaralandığı saldırıda bin 275 kişi rehin alındı. 150 kişinin izine bir daha rastlanmadı.
1994 yılında Azerbaycan Meclisi, 613 vatandaşının hayatının kaybettiği olayı, 'Hocalı Soykırımı' olarak kabul ettiğini kamuoyuna açıkladı. 'Hocalı Katliamı'nı dünya, o dönem Hürriyet'in savaş muhabiri olan İrfan Sapmaz'ın objektifinden çektiği fotoğraf, video ve haberlerinden öğrendi. Katliamı dünyaya duyuran CNN Türk Haber Koordinatörü İrfan Sapmaz, 27 yıl önce yaşanan acıyı ilk günkü gibi yüreğinde hissettiğini söyledi. Bir annenin dramını hafızasından silemediğini belirten Sapmaz, "Bir kadın vardı. Kucağında çocuğu vardı. Fakat çocuk ölmüştü. Mosmor olmuştu. Kadın bir türlü çocuğunun öldüğüne inanmıyordu. Çünkü şoka girmişti. O fotoğraf beni çok etkilemişti. Bu katliamı dünyaya duyuran bir gazeteci olarak benim için çok acı bir gündü" dedi.
İrfan Sapmaz, Sovyet Sosyalist Cumhuriyetler Birliği’'nin parçalanmaya başlaması dolayısı ile Kafkaslar'daki gelişmeleri izlemek için Azerbaycan’da bulunduğunu belirterek, "Karabağ, işgal edilmeye başlanmıştı. Şuşa'daydım. Şuşa'aki çatışmaları izleyip Akdam bölgesine geldiğimde, Hocalı'da facia ve katliam var, denildi. Biz de hemen Hocalı'ya doğru hareket ettik. Askerhan Tepesi diye bir yer vardı. Burası gidebildiğimiz son yerdi. Hemen aşağısında da zaten Hocalı Kasabası vardı. Rus 366. Alayı ile birlikte Ermenistan birlikleri Hocalı kasabasına girmişlerdi. Gece boyunca Hocalı'da bir katliam yaşanıyordu. Biz de sabahın erken saatlerinde olay yerine geldik. Askerhan tepesine gelebildik orada halkın kaçışını görüntüledik. Büyük bir katliam, büyük bir facia yaşanıyordu." dedi.
KATLİAM AKŞAMA KADAR SÜRDÜ
O dönem Azerbaycan'ın askeri anlamda büyük bir güç olmadığına dikkat çeken İrfan Sapmaz, "Zaten Azerbaycan'n kendi ordusu yoktu. Ancak Sovyetler Birliği içindeki Kızıl Ordusu içinde de Azerbaycan, Özbekistan, Türkmenistan gibi bölgelerde yaşayan Türklere çok önemli yerler verilmiyordu. Daha doğrusu stratejik önemdeki yerlerde silah altına alınmıyorlardı. Tabii Karabağ'da çatışmalar başladığında Azerbaycan’ın elinde de bir güç yoktu. Hocalı katliamı başladığında da evlerinden topladıkları av tüfekleri ve birkaç kalaşnikof vardı. 26 Şubat 1992 tarihinde sabahın erken saatlerinde başlayan katliam akşama kadar sürdü. Ben de orada hem video ve fotoğraf çektim. Gün boyu orada yerinde izledik.Akşam saatlerine doğru çatışmalar öylesine şiddetliydi ki bazen yaralılara müdahale etmek zorunda kaldık."
UÇAKTA YER YOKTU, BİR BAŞKASINI İNDİRİP BENİ BİNDİRDİLER
Reklamdan sonra devam ediyor
"Şansımıza o gün 26 Şubat 1992 tarihinde katliam görüntülerini ve fotoğraflarını alarak Bakü’ye geldiğimde 1 uçak vardı" diyen İrfan Sapmaz, şöyle devam etti:" İstanbul için uçakta yer yoktu.. Yetkili bir Azerbaycan Türk'ü 'Elimde Hocalı katliamına ilişkin fotoğraflar ve görüntü var' dediğimde uçaktaki bir kişiyi indirerek, beni bindirdiler. 26 Şubat gecesi İstanbul’a geldim. İstanbul’a indiğimizde üstüm başım çamur içindeydi ve yaralıların kanı üstümüze yapışmıştı. . Fotoğrafları slayt film şeklinde çekiyorduk. O zamanki teknoloji ile görüntü ve fotoğrafları oradan gönderme şansımız yoktu. Hürriyet Gazetesi'nde fotoğraflar yıkandı ve 27 Şubat’taki baskısında katliamı dünyanın gözü önüne serdik. 28 Şubat 1992 günü de Hürriyet gazetesinin birinci sayfasını tamamen Hocalı’daki katliama kapattık. İç sayfalardan 3-4 sayfa Hocalı katliamına bırakılmıştı.”
İrfan Sapmaz
TRT, TÜM DÜNYAYA KATLİAM GÖRÜNTÜLERİNİ YAYINLADI
Sapmaz, "O zaman bildiğiniz gibi tek kanal vardı, TRT. Aynı zamanda yurtdışı muhabiri olarak TRT'ye de çalışıyorduk. TRT'ye hemen görüntüleri gönderdik çünkü bu milli bir meseleydi. TRT de tüm dünyaya katliam görüntülerini yayınladı. Günler sonra oradan gerçek sayılar çıkmaya başladı.” dedi.
ZOR BİR GÜNDÜ
İrfan Sapmaz, " Kucağındaki çocuğun ölümüne inanmak istemeyen kadın, yaralı eş ve çocuklarını kurtarmak için çamur ve karlar içinde yol almaya çalışanlar, ellerinde sadece tüfekler ve birkaç tane kalaşnikof ile insanları kurtarmaya çalışan, çaresizlik içinde kalan Azerbaycan Türkleri. 30 yıldır savaşları takip ediyorum. Zaman zaman öyle duygusal anlar yaşıyorsunuz ki göz yaşlarınıza hakim olamıyorsunuz" dedi.
İrfan Sapmaz, "Tabii biz Akdam’dan çıktık. Askerhan tepesine ulaşana kadar çatışmalar altında ilerledik. Zaman zaman kar ve çamur içinde bölgeye ulaşmak kolay olmadı. Kaybın artmasında çetin iklim şartları da etkili oldu. 26 Şubat’ta olayı çektik ve 27’sinde İstanbul’daydık. 28’inde de yayınladık. Daha sonra ben, bir hafta 10 gün sonra döndüm. Dağlarda karlar içinde çok sayıda insanın cesedi bulundu, Azerbaycan tarafına geçirildi" dedi.