Öğretmen haberleri ve gelişmelerden hemen haberdar olmak için Telegram kanalımıza katılın!
Oğuz ve göktürk Türk ailesinde, babanın yanında annenin de söz hakkı vardı. O, her şeyden önce erkeğin “evdeş”i yani ev arkadaşı idi. Başta ev olmak üzere ailenin bütün maddî varlığı, eşlerin ortak malı idi. Ailenin her türlü faaliyetinde de iş bölümü anlayışı hâkimdi. Meselâ, erkek evlâdı yetiştirmek babanın, kız evlâdı yetiştirmek de annenin görevi idi. Türklerde “babasız oğul, anasız kız” bakımsız sayılırdı.
Eski Türk toplumunda kadının üzerinde hiçbir kısıtlama yoktu. Esasen Türk kadını, çağdaş diğer toplumlarda olduğu gibi bütün haklardan mahrum, mazlum bir zümre değildi. Özgürdü ve toplumdan da saygı görmekteydi...
Daha da önemlisi kadın, erkekle birlikte ailenin bütün faaliyetlerine katılmaktaydı. Hatta 0, erkekler gibi ata binmekte, silâh kullanmakta, avcılık yapmakta ve güreş tutmaktaydı ..
Eski Türk ailesi, bugün olduğu gibi, “küçük aile", yani “çekirdek aile" tipindeydi. "Evlenmek” ve “evlendirmek” kelimeleri bu durumu açıkça göstermektedir. “Evlenmek”, yeni bir ev sahibi olmak, daha doğrusu yeni bir aile kurmak anlamına geliyordu. Her baba, yetişen oğullarını evlendirmek suretiyle onların da müstakil bir aile haline gelmelerini sağlamaktaydı.
Bundan dolayı o, ailesindeki evlendirdiği her oğluna bir çadır ile bir miktar mal vermekteydi. Ancak küçük oğul, evlendikten sonra babasının çadırında kalmakta, yaşlılıklarında anne ve babasına bakmakta ve onların ölümlerinden sonra da çadırın ve babasının kalan malının sahibi olmaktaydı. Baba ocağını tüttürdüğü için küçük oğula “ot tigin" (ateş prensi) denmekteydi..
Yakut, Altay Türklerinde kız kaçırma ile kurulan evlilikler meşru kabul edilmez. Çekirdek unsur olarak kabul edilen aile, ordu ve devletin temel taşıdır. İki bin yıl önce Türkler aileyi sosyal yapının esası olarak kurmuşlar, ailenin devamlılığını ve bölünmezliğini sağlamak için bazı tedbirler almışlardır. Levirat adı verilen aile düzeninde babaları ölen ailelerde büyük çocuklar annelerini ve küçük kardeşlerini himaye etmek zorundadır. Eğer kardeşlerden biri ölürse en büyük kardeş ölenin ailesini kendi ailesine katar, ölen kardeşinin çocuklarını yetiştirir. Onun karısını da bacı görür. Aile içinde uyulması gereken bir kural da çocuklara mutlaka Türk isimlerinin verilmesidir.
Eski kavimler arasında, hiçbir kavim Türkler kadar kadın cinsiyetine hak vermemişler ve saygı göstermemişlerdir...
Kaynakça:
1- Eski Türk ailesinin birlik ve bütünlüğü "Etli tirngaklı edirmez” (=Et tırnaktan ayrılmaz) atasözü ile ifade edilmiştir. (Kaşgarlı Mahmûd 1939: I, 177).
Rafet Sağlı