Öğretmen haberleri ve gelişmelerden hemen haberdar olmak için Telegram kanalımıza katılın!
Amerika'da çocuğunu okula gönderen bir Türk, üç, dört aydır çocuğu okula devam ettiği halde halen okuma yazmayı öğrenemediğini fark eder. Okul yönetimine çocuğunun durumunu sormaya gittiğinde, gayet başarılı ve umut veren bir çocuk olduğu söylenir. Bizimkisi dayanamayıp isyan eder. "Türkiye'de olsa çocuğum iki ayda okuma yazma öğrenmişti" der.
Okul yönetimi konuyu şu şekilde izah eder.
"Bizim sistemimiz farklıdır. Biz şunu öğreneceksin diye baskı yaparak kimseye bir şey öğretmeyiz. Öğrenci, önce o şeyi öğrenmesi gerektiğine inanır ve sonra onu kendi gayretiyle öğrenir. Çünkü o bilginin hayatını kolaylaştıracağı ya da iyileştireceğine inanmıştır."
"Bize gelen öğrenciyle, günlük hayatı beraber yaşarız, alışverişe çıkarız, marketten alışveriş yaparız. Fiyat kıyaslamasını aynı kategorideki mallarda nasıl yapılacağı, malın son kullanım tarihine nasıl bakılacağı, bakılmazsa ne olabileceği, öyle bir malla karşılaşırsa yasalara göre ne yapması gerektiği, trafik kurallarını, sokağa çöp atan birisini görürse ne yapacağı bir rehber eşliğinde öğretilir."
"Öğrenci, bu öğrenim sırasında saat, rakam ve yazıları okuması gerektiğine karar vermiş olur ve bu şekilde öğrenir. Bu aldığı alışkanlık, ona bilgiyi yaşamında nasıl kullanacağını öğretir."
Alıntı