Öğretmen haberleri ve gelişmelerden hemen haberdar olmak için Telegram kanalımıza katılın!
24 ARALIK 1930.
Mustafa Kemal ATATÜRK, Edirne Muallim Mektebi’nde;
24 Aralık 1930’da Edirne’de okulları gezen Gazi Mustafa Kemal ATATÜRK, Kız Öğretmen Okulu’na da uğrayarak derslere katıldı.
Okulun öğrencilerinden Refet (Angın), henüz bir ilkokul öğrencisiyken Mustafa Kemal Atatürk'le Gelibolu’da karşılaşmış ve onun, “Büyüyünce ne olacaksın çocuk?” sözüne, “Öğretmen!” diye cevap vermişti.
Şimdi, Mustafa Kemal Paşa bir kez daha karşısındaydı.
Bundan sonrasını, Refet Hanım şöyle anlatıyor:
“Atatürk, okula geldiğinde, kendisine okul adına bir buket sundum ve şu konuşmayı yaptım:
-Aziz Paşam! Türk yurdunun sınır kapısı olan Edirne’ye ve memleketimize gelişiniz bizi çok sevindirdi.
Arkadaşlarım adına size hoş geldiniz diyor ve bu buketi sunuyorum.
Lütfen kabul buyurun. Paşam! Size öğretmen olmak için söz vermiştim.
Ve işte öğretmen adayı olarak karşınızdayım.
Gazi, buketi aldı ve:
-Evet hatırladım. Sen Gelibolu’da düşen küçük kız değil misin? dedi.
Gazi, sözlerine şöyle devam etti:
-Söyle bakalım, ne öğretmeni olmak istiyorsun?
-Matematik öğretmeni olacağım. Gazi:
-Hayır, sen matematik öğretmeni değil, tarih öğretmeni olacaksın,’ dedi.
Ben:
-Emredin Paşam, ama neden?’ diye cevap verdim.
Gazi:
-Ben seni küçükken de tanıdım. Sen, o zaman küçüktün; yine de iki laf etmesini biliyordun.
Şimdi de seni seçtiklerine göre, sende bir şeyler var.
Görüyorum ki çok okuyorsun ve güzel konuşuyorsun.
Onun için sen, tarih öğretmeni ol, dedi.”
Gazi ile Refet Hanım’ın yolları yıllar sonra, bu kez Dolmabahçe Sarayı’nda yapılan İkinci Türk Tarih Kongresi sırasında kesişir.
Burada ise Mustafa Kemal Atatürk, ona şu tavsiyede bulunur:
“Bak, öğretmen olmak kâfi değil; görev şimdi başlıyor. Şunu iyi bil ki çok iyi öğretmen olacaksın. Çok okuyacaksın. Sen, zaten okuyorsun; ama daha çok okuyacaksın.
Talebelerini çok iyi yetiştireceksin. Onlara, Kurtuluş Savaşı’nı çok iyi öğreteceksin. Ve bu arada Çanakkale Savaşları’nı sakın unutma...
Çünkü bizi bugünlere getiren, Çanakkale Savaşları’dır. Ezkaza biz onu kaybetse idik, bugün hür dünya camiası yoktu.”
Nusret ÖKER.