Öğretmen haberleri ve gelişmelerden hemen haberdar olmak için Telegram kanalımıza katılın!
Bir vakitler, dünya ticaret ağını oluşturan tarihi İpek Yolu üzerindeki önemli kentlerden biri olan Nusaybin, tarihi boyunca birçok medeniyete ev sahipliği yapmıştır. Yaklaşık on bin yıllık kadim bir kültürel geçmişe sahip olan kent, geçmişte sahip olduğu kültürel zenginliğinden dolayı “Bilgi Kenti” unvanına sahiptir.
Dünyanın ilk üniversitesi olarak kabul edilen Nisibis (Nusaybin) Okulunun burada kurulması hiç şüphesiz tarihi boyunca oluşan bu bilgi ve kültür birikimlerinin bir sonucudur.
Hristiyanlık Kudüs’ten Antakya’ya oradan Anadolu’ya hızla yayılırken Turabdin Dağı eteklerinde yaşayan Nusaybin halkı, toplu halde bu dini kabul eden ilk topluluklardandır. Bu bölgede yaşayan Arami asıllı halk, zamanla Süryani adını almış ve Sami dili olan Süryanice dilini kullanmışlardır.
Süryaniler yaşadıkları topraklar üzerinde eşsiz eserler bırakarak bölgenin sosyal yaşamını derinden etkilemişlerdir. Birçok âlim ve bilgin yetiştirerek medeniyete yön vermişlerdir. Günümüzde dünyanın dört yanında çeşitli ülkelere dağılmış halde yaşamaktadırlar.
Dünyanın ilk okulu olarak kabul edilen Nusaybin Okulu, bölgede MS 309 yılında Mor (Aziz) Yakup tarafından kurulmuştur. Mor Yakup daha sonra kendi adı ile anılacak olan kilisesini inşa etmiştir.
MS 313 yılında imzalanan Milano Fermanı ile Hıristiyanlık Roma’daki resmi dinleri arasına girdikten sonra Roma imparatoru Büyük Konstantin’in emriyle MS 325 yılında İznik’te ilk büyük konsül toplanır ve bu konsile Episkopos Mor Yakup ve öğrencisi Mor Efrem de katılırlar. Nusaybin’e döndüklerinde, kilisenin bir devamı olarak Nusaybin Okulu’nun yapım çalışmalarına başlanır ve okul MS 326 yılında açılır.
Mor Yakup kurduğu bu okulun ilk başkanlığını yapmış ve öğrencisi Mor Efrem’i öğretmenliğe atamıştır. Mor Yakup MS 338 yılında vefat etmiş ve kilisenin içerisine gömülmüştür. Onun vefatından sonra öğrencisi Mor Efrem okulun yönetimine geçmiş ve bu görevi 38 yıl boyunca yürütmüştür.
Okuldaki öğretmenlerin ilk görevleri öğrencilere Süryanice ve Grekçe okuma yazma öğretmekti. Dini ezgiler, tanrıbilim dersleri ve kutsal kitap yorumu en temel dersler arasındaydı. Ancak bu okulda dersler bunlarla sınırlı değildi. Felsefe, tarih, coğrafya, mantık, edebiyat, geometri, astronomi, tıp, hukuk ve hitabet bilimleri de öğretiliyordu. Böylesine geniş bir ders programına sahip, yaklaşık 1000 öğrencinin yatılı okuduğu okulda, disiplini ve düzeni sağlamak için katı kurallar vardı.
Nusaybin Okulu, kimi dönemlerde kapatılmış ve öğretim kadrosu dağılmış olsa da eğitimini ve önemini XIII. yüzyıla kadar sürdürmeye devam etmiştir.
Günümüzde okulun bir kısmı toprak altında kalmıştır. Okulun giriş kapısı ise bugün Türkiye – Suriye sınırındaki Kamışlı Sınır Kapısı’nın olduğu noktadadır. Bu giriş kapısına ait kalıntılardan olan beş sütun hala ayakta durmaktadır.