Öğretmen haberleri ve gelişmelerden hemen haberdar olmak için Telegram kanalımıza katılın!
Okullarda eğitim öğretime başlama süreci gecikmiş olarak değerlendirilmiş olabilir. Zaman zaman olumsuz değerlendirmeler, haksız eleştiriler de yapıldı. Son iki haftanın Covid-19 sonuçlarına bakıldığında okulların kontrollü olarak yüz yüze eğitime geçilmesinde izlenen yöntemin doğru olduğuna inanıyorum. Pandeminin başladığı günden bu yana bir yandan okullar temizlik ve hijyen kurallarına göre kendisini hazırlarken bir yandan da yeni yüz yüze eğitim sisteminin uygulama kısmını deneyimlemeye çalıştılar. Bir çok Avrupa ülkesinde okullar yüz yüze eğitime bütün kademe ve sınıflarda geçerken bunun sonucunda ciddi vaka ve hasta sayısındaki artışlarla karşılaşmış. Yeniden önlem alarak okulların bir kısmını kapatmak zorunda kalmıştır. Ama ülkemizde aşama aşama, salgının seyrine bağlı olarak okullar türlerine ve kademelerine göre açılmıştır. Bu açılışlar çok büyük kontrollerle yapılmıştır. Birçok ülkede olduğu gibi bütün sınıfları her gün üstelikte maskesiz bir şekilde açmak bir tercih değil de belirli sınıfları ve yaşları istatistiklere bakarak, bilim insanlarının ortaya koyduğu kanıtlara dayalı olarak, aşama aşama, kontrollü bir şekilde açmak tercih edilmiştir. Son iki haftalık süreçteki izlenme durumuna bakıldığında okula devam eden çocukların kendilerinde ve ailelerinde hastalıkta bir artış olmadığı gözlenmiştir. Bu sonuca bakılarak bir değerlendirme yapılırsa okulların daha temiz ve kontrollü ortamlar olduğunu söyleyebiliriz. Yani sokaktan, çarşı pazardan çok daha temiz ve kontrollü yerler olduğuna tanık oluyoruz. Okullarla gerek yüz yüze yaptığımız görüşmelerde gerekse her hafta sonu okullardan istenen yüz yüze eğitime katılım sonuçlarının yüksek olduğunu, bunun yanında pozitif ve temaslı vaka sayısının çok düşük düzeyde olduğunu gördük. Bu sonuçlar farazi değil tamamen bilimsel verilere dayalıdır. Sabit olarak ortaya koyulan verilerdir. Milli Eğitim Bakanı Sayın Ziya SELÇUK ifadesinde okullara % 80'lere yakın bir katılımın olduğunu hatta bu katılımın beklentinin üstünde olduğunu belirtmiştir. Bu sevindirici bir oran. Diğer yandan Prof. Dr. Ateş Kara’nın , okulların kademeli olarak açılmasından itibaren okuldaki çocukların arasında hastalık oranlarına ve bunun topluma yansımasında ilk etapta görebilen rakam ve verilerde şöyle bir değerlendirmesi : Okula gelen çocuklarda çok ciddi bir artış olmadığı, çocukların geriye dönüp ailelerine götürmeleri gibi bir durumun o kadar da söz konusu olmadığı, tam tersine okullardaki covidle ilgili artışın çocuklara dışarıdan bulaşarak olacağı yönündedir. “Bilakis aynı yaş grubunda okulda olması gerekirken ailenin isteğiyle ya da farklı nedenle okulda olmayan çocuklara baktığımızda virüsün pozitifleşmesinin biraz daha yüksek olduğunu görüyoruz" ifadelerini kullandı.
Bugün çocuklarımız, gençlerimiz okullara gidemiyorsa ya da iki gün gitmek durumundaysa bunda sorumlu bizleriz, yani büyükler. Tedbirleri daha sıkı uygulamalıyız. Okullar açık kalmaya devam etmeli. Mümkünse şehirlere yeni düzenlemeler gelmeli. Bütün öğrenci velileri kendi sokağında, mahallesinde, işyerinde, kurumunda gönüllü denetmenlik yapmalı. Art niyetli bakış açılarının okullar risk oluşturuyor çığırtkanlıklarını boşa çıkarmak için temiz ve güvenli okul algısını daim kılalım Yüz yüze eğitimde iki haftayı geride bırakan okullarımızda idareciler , öğretmenler ve öğrenciler tedbirleri gevşetmeden aynı bilinçle devam ettirmeliler. Ne kadar tedbir o kadar yüz yüze eğitim. Gelin hep beraber okullarımıza sahip çıkalım.