Öğretmen haberleri ve gelişmelerden hemen haberdar olmak için Telegram kanalımıza katılın!
Bir gece Şems, Mevlana’yı ararken onu bir havuzun kenarında, derin düşünceler içinde otururken bulmuş. “NE YAPIYORSUN?” diye sormuş. ...Mevlana: “Suyun üzerine yansıyan yıldızları seyrediyorum,” cevabını vermiş...
...Şems bir an durmuş, sonra da gülerek söyle demiş:
“O ZAMAN NİYE BAŞINI KALDIRIP GÖĞE BAKMIYORSUN?” ..................
Gerçekle yüz yüze geldiğimiz zaman, onu kabul edebilecek kadar cesur, taşıyabilecek kadar güçlü müyüz?
Aslında bilgi, beraberinde çok büyük bir sorumluluk getiriyor. Yaşamlarına bilerek bilmeyerek dokunduğumuz her insan BİZ'den bir parça taşıyor.
Bu da BENCİL'ce değil, BİLGE'ce yaşamayı gerektiriyor. Bilgeler, kaderi boynu bükük bir tevekülle karşılamadıkları gibi, o çocuksu heyecanlarını detaylara takılarak yitirmezler. Onlar, maskelerin gerisindeki gerçek kimlikleri sezinlerken, hiçbir şeyin göründüğü gibi olmadığını; ilâhi elin hatasız çizdiği resimdeki paradoksların ne anlama geldiğini bilir, ona göre hareket ederler. ZERAFETLE SEVİNÇLE ZEVKLE.
..
İşte, Tebriz’in eşsiz Güneşi Sems’in, “ AYAKSIZ YÜRÜ, KANATSIZ UÇ”vecizesinde gizlenen mana bu...
Gerçeği ZİHİNle değil, AŞK’ın her dokunuşuyla, bir çiçek gibi açılan kalbin aklıyla çözmek mümkün.
Bir açmaza düştüğünüzde, strese kapılmadan, kendinizi tüm düşüncelerden, geçmiş, gelecek gayesinden soyutlayarak yüzünüzü göğe kaldırın. Siz, o engin sonsuzluğa ait bir parçasınız. YILDIZLARlar ölecek, ama RUHunuz daima yaşayacak. Bırakın, geleceğe gelecek karar versin…