Öğretmen haberleri ve gelişmelerden hemen haberdar olmak için Telegram kanalımıza katılın!
Kahramanmaraş Doğukent İlköğretim Okulu'nda 1. sınıfı okutuyorum. Pazartesi günü ve ilk ders Hayat Bilgisi ve konu önemli.
Spor bir kıyafet giydim o gün. Sınıfa girdim montumu askıya astım. Tahtanın önüne tam orta kısma gelip bacaklarımı hafif araladım. Ellerimi iki yana kaldırdım. Tam şova başlayacağım...
Orta sıranın arkalarından babası öğretmen olan Ahmet Burak isimli öğrencim yerinden kalktı ve koşarak geldi. Benim ve diğer öğrencilerin şaşkın bakışları arasında bana sımsıkı sarıldı. Var gücüyle sıkmaya başladı. Ama öyle böyle sıkmak değil... Gücü bitince biraz nefesleniyor tekrar sıkmaya başlıyor.
Hiç bir tepki göstermeden beklemeye başladım. Biraz sonra başını yukarı doğru kaldırdı. Gözlerimin içine bakarak avaz avaz bağırdı:
"BEN SENİ ÇOK ÖZLEDİM ÖĞRETMENİM"
Biraz durdu, nefeslendi. Sonra yeniden dikti gözlerini gözlerime ve az öncekinden daha gür bir sesle yeniden haykırdı:
"ÖĞRETMENİM, BEN SENİ ÇOK ÖZLEDİM..."
Ellerimle saçlarını okşadım. Gülümseyerek "Ben de seni özledim Ahmet Burak" dedim. "Hem de çok özledim..."
...
Bazen öğrencilerim yanıma gelir:
"Seni çok seviyorum öğretmenim" der.
Takılmak için sorarım:
"Peki ben seni seviyor muyum?"
"Evet çok seviyorsunuz..."
"Nereden biliyorsun. Ben sana sevdiğimi söylemedim ki..."
Kendilerinden gayet emin cevap verirler:
"Olsun, söylemesenizde ben sizin beni sevdiğinizi biliyorum..."
...
İnsanlara nasıl hissettirdiğimiz her yaşta önemli.
Ama çocuklar için bu biraz daha büyük önem taşıyor.
Çocuklar bizi kulaklarıyla değil, yürekleriyle dinliyor.
**Çocuklar gözlerimize gözleriyle değil, yürekleriyle bakıyor. **
Onlara sevildiklerini, değerli olduklarını hissettirebiliyor muyuz?
Cevabımız evetse biz gerçekten "iyi bir öğretmeniz" demektir.
Hayırsa şapkamızı önümüze koyup düşünme vaktidir.
Sevgiyle kalın...
Ali ÇAM
**Kahramanmaraş **