Öğretmen haberleri ve gelişmelerden hemen haberdar olmak için Telegram kanalımıza katılın!
Ailesinden ayrılıp yatılı kalacağını için biraz endişelense de çabucak alışmıştı.
Evet, mutluydu Ali.
Okulda iş bölümü vardı.
Herkes bir işin ucundan tutacaktı.
Ali’ye düşen görevse okuldaki basımevinin sobasını yakmaktı.
Ama bilmiyordu ki Ali. Köyünde anca tezek yakmasını bellemişti.
Öğretmeni bir gün kömürü sobanın yanına koyup ‘Bak böyle yakacaksın’ diye anlatmıştı uzun uzun.
Ve kış gelmişti.
Dışarısı kar tipi… O havada sobayı yakmaya çalıştı Ali.
Ama beceremiyordu. Elindeki kibritleri boşa harcıyordu. Birden kapı açıldı. Üzeri karla örtülmüş, epey de üşümüş bir adam girdi içeri. Ali düşündü; ‘Dışarıda göz gözü görmezken bu adam nasıl buraya geldi ki?’.
Adam Ali’nin adını sordu, nereli olduğunu, sonra ne yaptığını… Ali buruk bir şekilde ‘sobayı yakamadım amca’ dedi. Amca sevecen bir şekilde gülümseyip ‘sıkma canını evlat’ diye karşılık verdi ‘şimdi birlikte yakarız ha’.
Ardından kısa sürede sobayı yakıverdi. Tam bu sırada kapı açıldı ve içeri öğretmeni girdi. ‘Ali daha yakamadın mı?’ derken, öğretmen Ali’nin ‘amca’ diye hitap ettiği kişiyi gördü.
Birden hazır ola geçip ‘Efendim hoş geldiniz’ diye kekeledi. Ali şaşkın bir şekilde yanındaki ‘amca’ya ve karşısındaki öğretmene şaşkın bir şekilde baktı.
Ali öğretmenin yanına gidip ‘hocam bu amca kim?’ diye sorduğunda öğretmen fısıldadı; “Okulumuzu denetlemeye gelen Milli Eğitim Bakanımız Hasan Ali Yücel” Yazar Tolga Aydoğan olarak size sunduğum bu hatıra bizlere çok şey anlatıyor. Ali Çuhadar Anadolu’daki çocuklarımızdan sadece biriydi, Hasanoğlan Köy Enstitüsü’nde okuyup meslek sahibi olmuştu.
Biz ise bu kurumu kapattık. Aydınlık bir Türkiye istiyoruz ya, bu ülkede kar kış demeden okulları denetlemeye giden bir milli eğitim bakanı olduğunu görürseniz işte o zaman bilin ki Türkiye Atatürk'ün arzu ettiği seviyeye erişmiş olacaktır.
Yazar Tolga Aydoğan
www.tolgaaydogan.com
Alıntı: Tolga Aydoğan