Öğretmen haberleri ve gelişmelerden hemen haberdar olmak için Telegram kanalımıza katılın!
10 günlük yoğun eğitimin ardından doğup büyüdüğüm, bugünkü kişiliğimin temellerinin atıldığı köyüme gittim.
Kızımı, kardeşimi, babamı ve büyüklerimi mezarında misafir eden köyüme, Doğan Cüceloğlu hocamızın tabiriyle çocukluğumun anavatanı olan köyüme...
Kardeşlerim, Zülalim, kızkardeşim, yeğenlerim ve Adana’dan gelen dostum Nasıf Altıntaş hocamla birlikte.
Önce anamın ayaklarını öptüm öptürmüyor tabi ki, sonra ellerini.
Çocuklukta yemekten önce etrafına sıralandığımız ucu püsküllü bezden olan yer sofrasına oturduk hep beraber.
Tezek yanan sobada iliklerime kadar ısındım.
Sonra hep beraber mezarlığa gittik. Kızımın önce ruhunu, sonra mezar taşını öptüm.
“Haklıymışsın yavrum, dedim. Hani derdin ya,
SEVGİ HER DERDE DEVA OLAN EN GÜZEL İLAÇTIR.
Sevdiklerinize sevgiyi sağken ve yanınızdayken gösterin, öldükten sonra bir kıymeti olmuyor.”
Birbirimizi sağken çok seviyorduk ya, ben seni şimdi de sevmeye devam ediyorum. Senin sevgini de etrafımda bir bulut gibi gittiğim her yerde hissediyorum yavrum. Televizyonda, konferanslarda, sahnede, yolda, her yerde.
Sonra Rafet’in mezarına gittik. Nasıf hocama dedim ki, bak hocam bu pantolon giyemeden ölen kardeşimin mezarı. 1971’de beş buçuk yaşındaydı, aradan 48 yıl geçti ama o hala bizi ve hikayesini dinleyenleri sevgiyle eğitmeye devam ediyor.
Mezarlıktan ayrılırken Zülalim her zamanki gibi ablasının mezarına sarılmıştı, siz gidin ben biraz ablamın yanında kalacağım dedi.
Şimdi Belçika’dayım, Antwerpen Anatolia Fest’e geldim. Dünkü söyleşide salonu doldurup taşıran misafirlere teşekkür ediyorum. Bugün tüm gün orada kitap imzalamaya devam edeceğim. Bugünkü söyleşi de saat 17.30’da.
Kızımın dediği gibi sevgiyi sevdiklerimizle sağken paylaşmaya devam.
Teşekkür ederim.
Alişan Kapaklıkaya
Hikayenizi şu anda okuyorum çok güzel hikayenizin 2.bölümündeyim.