UZMAN VE BAŞÖĞRETMENLİK SINAVINA DAİR

UZMAN VE BAŞÖĞRETMENLİK SINAVINA DAİR
Kıymetli meslektaşlarım; "iğneyi kendine çuvaldızı başkasına batırmak" atasözünü biliriz hepimiz.
Ne yazık ki son yıllarda öğretmenlik mesleğinin niteliği ve kalitesi bilinçli olarak düşürülerek buna mukabil layık görülen ücretle öğretmenlik mesleğine olan bakış ve saygı dibe vurdu.
Kasıtlı diyorum! Çünkü nitelikli öğretmenler nitelikli bir toplum yaratma kaygısı güder, özellikle son ceyrek yy da öğretmen eğitimde kalite ve gelişimden çok geçim derdinde.
Nitelikli bir toplumda, halk yöneticilerden hizmet bekler, modernleşme bekler, temiz çevre, ucuz ve rahat ulaşım, sağlıklı yaşam alanları vs. Fakat mevcut eğitim sisteminde büyüttüğünüz çocukların tek talebi zorunlu ihtiyaçlarını karşılayacak bir iş ve vasat eğlence mekanlarından öteye gitmez. Bu da yöneticilerin işine geliyor.
 Gelgelelim uzman ve başöğretmenlik meselesine: Bu durumu( sınavı) hararetle savunan meslektaşlarımı okudukça bir eğitimci olarak kendimden utanıyorum. 
Neymiş aynı durum doktorlarda yada başka mesleklerde de varmış?
Bir öğretmen sınavla uzman yada başöğretmen olunca pozisyon, yararlılık, yaptığı iş vs ile farklılaşmayacak. Nitekim biz bunu önceki süreçte uzman olan arkadaşlarda gördük. 
Doktorlukta uzmanlaşma olumca özlük, meslekli uygulama, ücret vs ile başka bir pozisyona geçiliyor.
Öğretmenlikte ise aynı sûre ve aynı okulda aynı işi yaptığın arkadaşın sadece sınavda başarılı oldu diye(ki bu sınavın mesleki donanım ve birikim açısından hiç bir sürekliliği ve yararı olmayacak) uzman ünvanlı olup senden yüksek maaş alacak.
Bu durum hem meslek barışı hem de adalet açısından kabul edilemez olup tüm eğitimcilerin itiraz etmesi gerekiyor.

Alıntı