Öğretmenler olarak 6. Dönem Toplu sözleşmeye ilişkin elbette beklentilerimiz var. Çünkü öğretmenler olarak hem mali haklarımızda hem özlük haklarımızda kayıplar buna bağlı olarak da toplumda itibarsızlık yaşıyoruz. Artık bu kayıpların sona ermesini, mali haklarımızın ve özlük haklarımızın iyileştirilmesini istiyoruz. Meslek grubu olarak almış olduğumuz eğitim seviyesi ve yapmakta olduğumuz görevimiz düşünüldüğünde kamusal alanda artık hak ettiğimiz değeri görmek isteğimizden öte hakkımızdır.
Daha iyi koşullarda çalışmak, daha iyi koşullarda yaşamak öğretmenlik mesleğinde hiç kuşkusuz motivasyonun artıran ön koşuldur. İşte bu yüzden öğretmenler olarak 6. Dönem Toplu sözleşmede;
1- Öğretmenlerin maaşlarına ek iyileştirme yapılmalıdır. Artan enflasyon ve ağırlaşan hayat koşulları karşısında öğretmenler ekonomik sıkıntılar altında ezilmektedir.
2- Öğretmenler vergi diliminde muaf olmalıdır. Çünkü öğretmen maaşları yoksulluk sınırının altındadır.
3- 657 Devlet Memurları Kanunu’ndaki haklarımız korunarak, Öğretmenlik Meslek Kanunu’n çıkarılmalıdır.
4- Uzman Öğretmenlik-Başöğretmenlik uygulaması yeniden düzenlenmeli; meslekte 10 yılını dolduran öğretmene Uzman Öğretmenlik, 20 yılını doldurana da Başöğretmenlik hakkının tanınmalıdır.
5- Öğretmene Şiddeti Önleme Kanunu’nun çıkarılmalıdır. Çünkü öğretmenler sözlü, psikolojik ve fiziksel şiddete maruz kalmaktadırlar.
6- 3600 Ek Göstergenin tüm öğretmenlere verilmedir. Çünkü emekli olduklarında kuru soğana muhtaç oluyorlar.
7- Öğretmenlere de yıpranma payı hakkı tanınmalıdır. Emeklilik yaşı kısalmalıdır. Çünkü öğretmenlik her zaman yüksek enerji ve performans gerektiren bir meslektir. Günümüz ekonomik koşulları ve mesleğin yarattığı zorluklar öğretmeni fazlaca yıpratmaktadır.
8- Tüm öğretmenlerin maaş karşılığı ek ders saati haftalık 15 saatte eşitlenmeli. Ne gariptir ki aynı bakanlıkta görev yapan branş öğretmenleri aynı hafta süresince 15 saat, meslek lisesi öğretmeni 20 saat, okul öncesi öğretmeni 18 saat, sınıf öğretmeni 18 saat maaş karşılığı çalışmak zorunda. Bu uygulama kökten yanlıştır. Tüm öğretmenlerin maaş karşılığı ders saati 15 saate eşitlenerek bu adaletsizlik düzeltilmelidir.
9- Sağlıkçılarda olduğu gibi öğretmenlerin de okulda tuttukları her nöbete ek ders ücreti ödenmelidir.
10- Öğretmenlerin ek ders ücretleri haftalık değil günlük hesaplanmalıdır.
11- Sınıf öğretmenleri ile okul öncesi öğretmenlerine de şube rehberlik ve kulüp çalışmalarından dolayı ek ders ücreti ödenmelidir.
12- Öğretmenlerin ek ders ücretleri artırılmalı, ek ders ücretlerinde yapılan kesintiler emekliliğe yansıtılmalıdır.
13- DYK, İYEP ve benzeri kurslar için ek ders ücretleri eşitlenmelidir.
14- Günümüz teknoloji çağıdır. Bilgisayar vb. teknolojik araçlar artık öğretmenler için temel ihtiyaçtır. Öğretmenlere görevlerini icra edebilmesi için gerekli teknolojik araç ve gereç desteği sağlanmalıdır.
15- Mecburi hizmet bölgelerinde çalışan öğretmenlere ek tazminat verilmelidir.
16- Sağlıkçılara verilmiş olan “Hastayı reddetme, hizmetten çekilme hakkı” benzeri kanun, öğretmenin sözlü saldırıya uğraması ya da fiziksel saldırıyla karşılaşması halinde öğretmenler için de hayata geçirilmelidir..
17- Özellikle “2014 Müdür Kıyımı” olarak bilinen tarihten itibaren sendikal kadrolaşma ve beraberinde ortaya çıkan liyakat problemi ile kurumlarda baş gösteren mobbinglere karşı gerekli önlemleri içeren yasal düzenlemeler yapılmalıdır.
18- İl içi ve iller arası tayinlerde yaşanan problemleri giderici düzenlemeler yapılmalı, eskiden olduğu gibi il içi sıra tayini yeniden uygulama geçirilmelidir.
19- Okul öncesi öğretmenlerinin teneffüs hakkı şartlar gereği bulunmamaktadır. Bu mağduriyet okul öncesi öğretmenlerimizin ek ders saatlerinde düzenleme yapılarak telafi edilebilir.
20- Objektif ve adil bir ödüllendirme sistemi uygulamaya geçirilmeli, özendirici olmalı.
21- Öğretmenlerin Mesleki Gelişimlerini desteklemek, kendilerini güncellemelerine olanak sağlamak için yüksek lisans, doktora vb. imkanları artırılmalı aynı zamanda bu çalışmaları yapabilmesi için hem ekonomik destek verilmeli hem de uygun gerekli şartlar sunulmalıdır.
22- CİMER ve benzeri uygulamalarla öğretmenler asılsız ihbarların hedefi haline getirilmiştir. Bu uygulamalar keyfiyet yaratmaktadır. Öğretmenler hakkında asılsız şikayette bulunanlar hakkında kamu davası açılmalıdır.
23- Sözleşmeli öğretmen, ücretli öğretmen uygulamasına son verilmelidir. Öğretmenlik bir ihtisas mesleğidir. Aynı görevi yerine getiren öğretmenler aynı ünvan ve haklara sahip olmalıdır. Bu anayasal bir haktır.
24- Öğretmenlere görev tanımı dışında angarya görevler verilmemelidir.
25- İlk atamalarda ve yönetici atamalarında mülakat kaldırılmalıdır.
26- Öğretmenlere hazırlık ödeneği günün şartlarına göre artırılmalıdır.
27- Öğretmenlerin mali ve özlük haklarını sahiplenebilmeleri, hak mücadelesi verebilmeleri için örgütlenme ve sendikal hakları genişletilmelidir.
28- Ve sayamadıklarım...
Unutmayalım ! Mustafa Kemal Atatürk 1921 yılında cephede kurtuluş mücadelesi sürerken Maarif Kongresi’ni toplamış, tüm imkansızlıklar içinde yine de bütçede en büyük payı maarife ayırmıştı. Çünkü Mustafa Kemal Atatürk gerçek kurtuluşun ve gerçek gücün ancak eğitimde kazanılan zaferle olacağını biliyordu. Eğitime ve eğitimin emekçisi öğretmene yapılan yatırım, toplum için kalıcı bir kazanç, eğitimin ve öğretmenin ihmal edilmesi ise telafisi mümkün olmayan bir kayıptır.
Kadriye DEMİREL
TES Antalya 2 Nolu Şb. Bşk. Yrd.