Öğretmen haberleri ve gelişmelerden hemen haberdar olmak için Telegram kanalımıza katılın!
Enke’nin, Fenerbahçe’ye geldiğinde depresyon sorunu vardı. Barcelona’ya transfer olduğunda, van Gaal onunla değil de 19 yaşındaki Victor Valdes’le sezona başlayınca hastalığı iyice artmıştı.
2003’te Rüştü, Barcelona’ya gidince Fenerbahçe de Enke’yi kiraladı. Enke İlk maçta üç gol yedi ve adeta yıkıldı. Maçtan hemen sonra Daum’a gidip “kontratımı feshedin, futbol oynamak istemiyorum.” dedi.
Günlüğüne o zamanları şöyle yazmıştı:
“Aklımdan çok kalbimi dinlemeyi öğrenmeliyim ve kalbim bana futbol için yeterli olmadığımı söylüyor. Basın ve insanların ne diyeceğinden çok korkuyorum!”
Basın, tam korktuğu şeyi yaptı. Dünyanın en kalitesiz yayıncılığı yarışmasında birinciliğe oynayacak Türk spor basını onu çok ağır eleştirmiş, çok üzerine gitmişti. O ayrıldığında da utanmadan “Enke’lek kaleci” başlığını atmışlardı.
Enke bir süre sonra Almaya’ya geri döndü ve kendini orada yeniden buldu. Alman milli takımının as kaleciliğine kadar yükseldi ama onu mahvedecek olay saha dışından geldi.
İki yaşındaki kızı Lara kalp hastalığı nedeniyle hayatını kaybetti.
Enke tam anlamıyla yıkıldı. Sonrasında Leila adında bir kız çocuğunu evlatlık edindi. Ama bu kez de hastalığı ortaya çıkarsa çocuğu ellerinden alacaklar diye korkmaya başlamıştı.
Bu korku onu kemirir olmuştu.
8 Kasım 2009’da Hamburg maçına çıktı.
Maçtan sonra uzun uzun gökyüzüne baktı, o sırada fotoğrafları çekildi. İki gün sonra ortadan kayboldu. Önce kızının mezarına gidip sonra da bir trenin önüne atlayarak hayatına son verdi!
Yakın arkadaşının deyimiyle dünyanın en nazik, hoşgörülü futbolcularından biri böyle göçüp gitti.
Yolu Fenerbahçe’den de geçen Enke, geriye futbolun en hüzünlü hikayelerinden birini bıraktı..
Alıntı