Çok kapsamlı ele alınması gereken bir konu olmasına rağmen ben sadece siyaset stratejisi açısından görüşlerimi açıklamak istiyorum. Çünkü milliyetçi düşüncenin kronolojik tarihine ve geçirdiği evrime yönelirsek yazının çok uzayacağını biliyorum. O nedenle maziyi değil de günümüzdeki siyasi oluşumları ve geleceği irdeleyerek birlik sürecine katkıda bulunmayı daha önemli buluyorum.

Milliyetçilik sadece bir partinin tekelinde midir? Milliyetçilikten kastımız nedir? Ulusalcılığın ve evrenselciliğin sınırları nasıl belirlenmelidir? Bunlar çok önemli sorulardır. Eğer milli birlik ve beraberlik samimi arzumuzsa, her parti milliyetçiliğin tanımını yaparken öznesinin hangi millet olduğunu da net bir biçimde ortaya koymalıdır.

Ben öznesi TÜRK MİLLETİ olan partileri esas alarak bazı görüşlerimi dile getirmek istiyorum. Türk milliyetçileri maalesef bugün paramparçadır. Milliyetçi düşünceyi parti programının temeli sayan irili ufaklı belki 10 parti mevcuttur. Buna Alpaslan Türkeş sonrası fetret dönemi de denilebilir.

Milliyetçilerin en kurumsal ve en köklü partisi şüphesiz MHP’dir. Bizim ülkemizde partiler lider odaklıdır. Sol partiler görece daha demokrattır ama esasında onların genetiğinde de karizmatik lider özlemi ayan beyan ortadadır.

Hal böyle olunca, bizde partiler liderin özel mülkü gibi görülür ve lider tabulaştırılır. Lider ne derse doğrudur. Lider eleştirilemez. O düşünceyle koltuk ölene kadar onundur.10 seçim de kaybetse , dün dediğinin bugün tam tersini de söylese sizin eleştirme hakkınız yoktur. Daha iddialı bir siyaset adamı çıkıp; “ Artık iktidar olmalıyız. Lider ve kadro yenilenmelidir.” dediğinde partiden atılması rutin uygulamalardır. MHP en has evlatlarını hakaretlerle partiden böyle uzaklaştırdı. Peki partinin oyu ikiye mi katlandı bu safralar(!) atıldıktan sonra? Keşke öyle olsaydı.

Peki ne oldu? Partiden ayrılan ve kendinde liderlik vasıfları olduğuna inanan bazı dava adamları(!) yeni partiler kurdular. Sol jargonun sevdiğim bir sloganı geldi aklıma. Ne diyor onlar: “Birleşe birleşe kazanacağız!” Eh bu gidişle biz de herhalde ; ” Bölüne bölüne kaybedeceğiz!”

Lider peşinde koşmaktan yoruldu milliyetçiler. Artık birleşmeli, birinci parti olmalı ve ülke yönetimine talip olmalıyız.Gün ayrışma günü değil, birleşme, kucaklaşma,bir yumruk gibi yekvücut olma günüdür. Her ülkücünün, her milliyetçinin özlemi budur. Bu hedefi gerçekleştirebilecek yetkin ve zengin bir kadroya sahiptir milliyetçiler.

Son anketlere bakıldığında kararsızlar büyük bir oran oluşturuyor bugün. Bunun anlamı açıktır; yani AKP’den desteğini çekmiştir seçmenin bir bölümü, ama CHP’yi de bir umut olarak görmemektedir. Milliyetçiler bir çatı altında toplanabilir veya bir seçim bloğu oluşturabilirse tüm dengeleri alt üst edebilirler. Çünkü etrafımız ateş çemberiyle sarılmış, bir kıyamet savaşının tamtamları kulaklarımızı rahatsız etmeye başlamış, içimizdeki hainler dilimizi, bayrağımızı, İstiklal Marşımızı tartışma densizliğine kalkışmışken , biz egolarımızı yarıştırarak şehitlerimizin ve gazilerimizin bu kutsal emanetine sahip çıkamayız.

Sayın Devlet Bahçeli, Koray Aydın,Meral Akşener,Ümit Özdağ,Sinan Ogan,Müsavat Dervişoğlu,Yavuz Ağıralioğlu,Yusuf Halaçoğlu,Özcan Yeniçeri,Mustafa Destici ve diğerleri. İdeolojik buhrandan ve siyasi dağınıklıktan kurtulmamız için sizlere büyük sorumluluklar ve fedakarlıklar düşmektedir.50+1 pazarlık masasına oturabilmek ve bir iki milletvekili kapmak için ayrı ayrı partilere kurucu başkan olmak size şeref kazandırmaz. Tam tersine sizin vebalinizi arttırır, bizim umut ve heyecanlarımızı öldürür.

Bizim yakın gelecekteki kızıl elmamız ülkücülerin, milliyetçilerin birleşmesi ve iktidara yürümesi olmalıdır.Türkiye’mizin de, Türk Dünyasının da buna ihtiyacı vardır. Peki bu buluşma ve birleşme nasıl olacak? Vallahi işin en zor tarafı zaten bu. Bence burada önderlik yine MHP’ye yakışır. Ama ihlasla ve samimiyetle. Atın bu adımı. Gayret bizden, başarı Allah’tandır.

Dikkat!

Yorum yapabilmek için üye girşi yapmanız gerekmektedir. Üye değilseniz hemen üye olun.

Üye Girişi Üye Ol

YKS KİTAPLARI Nazilli Haber