Öğretmen haberleri ve gelişmelerden hemen haberdar olmak için Telegram kanalımıza katılın!
Sınavlarda bir çok öğrenci, sürenin kendileri için yetersiz olduğu şikayetinde bulunmaktadır. Peki sınav süresini nasıl idareli kullanabiliriz?
Merkezi sınavların sadece bilgiyi ya da bilgiyi kullanma becerisini ölçmediğini çok net biliyoruz.. Terbiye edilmiş zihin diye bir kavram bulunmaktadır.
Merkezi sınavlarda işte bu Terbiye Edilmiş Zihnin peşinde. Yani sınavda belirlenmiş süre içinde, adaylar hem bilgilerini gösterecek, hem süreyi akıllı kullanacak, hem de kaygıyı kontrol edecek.
Kaygı konusu şimdilik biraz ötede kalsın, yarıyıl tatiline girmiş özellikle sekizinci sınıf velilerinin ve adaylarının odağında konu eksiklerini belirlemek, bu konuları cebe almak var.
Bu duruma zerre itirazım yok, ancak eksiği pek olmayan adayların artık başka bir disiplinle ikinci yarıya hazırlanmaları lazım. Konuyu biliyoruz, soruları çözüyoruz ama soruları biraz oyalanarak çözüyoruz.
Şimdi bu sorunun su yüzüne çıkmasını size şöyle özetleyelim. Aday evde ödev sorularını çözüyor. Cevap anahtarına bakılıyor, hata yok ya da en fazla iki hata var. Velide mutlu aday da mutlu. Ama gel gör ki deneme sınavına girince, " Hocam Bizim Çocuğun Eksiği Yok Ama Süre Hiç Yetmiyor" adaylar şimdiye kadar konu öğrenmekten hiç süreli test çözmediler ki. Yani bizim aday soruları zamana karşı değil, keyifle uzun uzun çözüyor.
Eh artık bir devrin kapanması gerektiğini söylüyorum. Her yıl Ocak ayından hemen sonra bizim için süreli soru çözme disiplini ön plana çıkıyor. Yeni konularda süre tutmak yok ama eski konularda süreyle yarışıyoruz.
Adaylar için süreyle çalışmak cidden sevimsiz. Yani emin olun ki her aday bu konuda direniyor. Ancak oyunun kuralları çok net. Zihnimizi sadece konulara hakimiyet ile değil, belli bir süreyi doğru yönetme ile de terbiye etmeliyiz. O yüzden geç kalmayalım.
Zelal Yalvaç
Eğitimci&Yazar