Bu topraklarda emek mücadelesi, yalnızca maaş bordrolarının üstündeki rakamlarla ölçülmez. Aksine, emeğin ve onurun yan yana durarak insanı yaşatmasıyla anlam kazanır. Her geçen gün daha da ağırlaşan ekonomik koşullar altında memurların, öğretmenlerin, sağlık emekçilerinin, mühendislerin ve daha nice meslek grubunun geçim sıkıntıları katlanarak büyüyor.

İşte bu sebeple, adaletin ve insanca yaşamanın sesini duyurmak amacıyla sokaklara inen sendikalar, bugün milyonlarca insanın çığlığına tercüman oluyor. Ellerindeki pankartlarla, dillerindeki sloganlarla, “haksızlığa ve yoksulluğa teslim olmayacağız” mesajını haykırıyorlar. Belki sayıca küçükler, belki de sesleri devasa binaların duvarları arasında kaybolmaya çalışılıyor; ama mücadeleleriyle koca bir topluma umut oluyorlar.

Diğer yanda ise, ülkenin en geniş üye tabanına sahip olan bazı sendikalar ne yazık ki sessizliği seçiyor. Güçleri ve imkânları göz önünde bulundurulduğunda, büyük bir dayanışmanın öncüsü olmaları beklenirken, bu kritik dönemde geri çekilmeleri büyük bir hayal kırıklığı yaratıyor. Oysa böylesi zor günlerde, “sendika” demek, masada veya alanda, üyelerin sesini duyurmak için güçlü bir duruş sergilemek demektir.

Ne acıdır ki, yoksulluğun derinleştiği, çalışma koşullarının zorlaştığı bir zamanda sessiz kalmak, emeğe ve insana vurulan zincirleri daha da sağlamlaştırır. Oysa bugün, dertlere deva olacak şey, korkmadan, kaybetmekten çekinmeden hak talep eden bir duruştur. Alanlara çıkma cesaretini gösteren her örgüt, her sendika, bizim geleceğimize ışık tutuyor. Onlar; insanca yaşama idealini diri tutarak, gelecek nesillere de “Başka bir düzen mümkün!” fikrini miras bırakıyorlar.

Bu manzaranın bir başka boyutu ise, protestolara katılmaya niyetli olmasına rağmen sırtını büyük kitlelerin desteğine dayayanların atıl tutumudur. Temsil ettikleri on binlerce, hatta yüz binlerce üye adına söz söylemeleri gerekirken, masalarda ya da köşelerinde susmayı tercih etmeleri, aslında kendi inandırıcılıklarını da yıpratıyor. Üyesi olan emekçiler, “Nerede bizim hakkımızı arayacak, sesimizi yükseltecek, masaya yumruğunu vuracak temsilciler?” diye sormakta sonuna kadar haklı.

Günün sonunda memur zammı konusu sadece maaşlara yapılacak birkaç puanlık artıştan ibaret değildir. Bu, insanların haysiyetli bir yaşam sürmesini etkileyen, gelecek nesillerin umudu ve mutluluğu üzerinde doğrudan söz sahibi olan bir konudur. Dolayısıyla bu mesele, sokakta haykırılmayı, masada savunulmayı ve kalplerde hissedilmeyi hak ediyor.

Bugün “Madem haklarımızı göz ardı ediyorlar, biz de alanları doldurur ve itirazımızı yükseltiriz!” diyenler, esasında öz yurtlarında asla haksızlığı kanıksamayacaklarını anlatıyorlar. Onları takdir etmek, onlarla dayanışma içinde olmak, insana ve emeğe değer veren herkesin boynunun borcudur. Suskunluğa bürünen büyük sendikalar ise kendi üyelerinin mağduriyetini görmezden gelerek, zaman içinde yalnızlaşmak ve güven kaybetmek riskini göze almış oluyorlar.

Unutmamak gerekir: Bu toprakların emek mücadelesi, tarih boyunca ateşle, inançla, cesaretle yoğruldu. Bugün de aynı cesaretle hak aranıyor. Dün sessizce beklenen müzakereler, yarına umut olacak bir değişim doğuramadıysa, bugünün sokaklarına çıkarak sesini yükseltenler bunun farkında. Onların yaktığı meşale, en karanlık zamanda dahi yolumuzu aydınlatmaya yetecek bir ışık taşıyor.

Elbette herkesin tarafını seçtiği, durduğu yeri belli ettiği bir dönemdeyiz. Kimileri güvenli limanlarda sessiz kalmayı yeğlerken, kimileri fırtınalı denizlerde mücadele etmekten çekinmiyor. Tarih, her zaman korkusuzca hak arayanların cesaretini selamlayacak, sessizliği seçenleri ise sorgulayacaktır. Görevini yerine getirmeyenler, eninde sonunda bu sessizliğin bedelini ödeyecek; emekçiler ise onurlu duruşlarının karşılığını er geç bulacaktır.

Ümidimiz, haksızlıkların altında ezilen herkesin sesinin duyulduğu, hakça ve insanca bir geleceğin inşasıdır. Bu inşa sürecinde alanları dolduran sendikalar örnek teşkil ediyor; sessiz kalanlara ise söyleyecek tek söz var: Emekçinin gücüne sırt çevirmenin bedeli, bir gün mutlaka ödenir.

Eser ATAKAN - 13.01.2025

Dikkat!

Yorum yapabilmek için üye girşi yapmanız gerekmektedir. Üye değilseniz hemen üye olun.

Üye Girişi Üye Ol

film izle