Öğretmen haberleri ve gelişmelerden hemen haberdar olmak için Telegram kanalımıza katılın!
Pandemi süreci ile ilgili alınan tedbirlere dikkat çeken Geylan, devletimizin aldığı tedbirler neticesinde salgının şu an için kontrol atına alındığını, ancak tehlikenin geçmediğini söyledi. Aşı bulunana kadar 11 Mart tarihinden öncesine dönmemizin mümkün olmadığına dikkat çeken Geylan, bundan sonra 'yeni normal' olarak adlandırdığımız hayatımızın başlayacağını bildirdi. Geylan sözlerini şöyle dürdürdü: "11 Mart'tan önce olduğu gibi sosyal hayatımıza dönmemiz mümkün değildir. Tedbirlerle hayatımızı sürdüreceğiz. Bazı uzak doğu ülkeleri salgını kontrol altına aldıklarını söyleyerek, rehavete kapıldılar ve ikinci dalgayı yaşadılar. Dolayısıyla yeni normal dönemde rehavete kapılırsak, tedbirlerde gevşeme olursa, ikinci dalgayı yaşayabiliriz. Devletimizin üç aydır ortaya koyduğu tedbirler ve vatandaşlarımızın kendi sosyal hayatlarından kısıtlamaya giderek bu tedbirlere uyması neticesinde elde ettiğimiz başarının heba edilmemesine dikkat etmemiz lazım. Ticari hayatın kontrollü şekilde başlaması, sosyal hayatın yeniden rayına sokulması anlamında alınan tedbirleri yüksek dikkatle sürdürmeliyiz."
Rehavete kapılmayalım, tedbiri elden bırakmayalım.
Sokaklardaki artan kalabalığa da değerlendiren Geylan, "Kalabalık sokaklar rehavetin yansımasıdır. 'Bana bir şey olmaz' anlayışı çok ilkel bir düşüncedir. Bütün vatandaşlarımız dikkatli olmalıdır. Koronavirüs ne yaşa, ne sağlık durumuna bakıyor. Gencecik insanlar bile yoğun bakımda yatıyor. Dolayısıyla devlet yetkilileri, bilim insanları bir telkinde bulunuyorsa bunu sorgulamayalım, ikazlara riayet edelim. Emin olun bütün ikazlar önce toplum sağlığı içindir. Şunu da ifade etmek istiyorum: Biliyorsunuz AVM'ler açıldı. Artık AVM'ler önceden olduğu gibi bir sosyal yaşam alanı olarak görülmemelidir. İnsanlar ihtiyaçlarını çok hızlı bir şekilde giderip AVM'lerden ayrılmalıdır. Sosyal yaşam alanlarımız açık alanlar olmalıdır. Korornavirüs tedbirleri kapsamında haftasonları sokağa çıkma yasağı uygulanmaktadır. 16-19 Mayıs tarihleri arasında da 4 günlük sokağa çıkma yasağı uygulanacak. Nitekim bayramda da benzer bir kısıtlama yapılabilir. Tüm bunların faydasını görüyoruz. Dolayısıyla ihtiyaç oldukça bu kısıtlamaların devam etmesi faydalıdır. Bir kez daha tekrarlıyorum: Rehavete kapılmayalım, tedbiri elden bırakmayalım" diye konuştu.
Sağlık dışında her şeyin telafisi vardır.
Okulların açılması konusunda kaygılarını da dile getiren Geylan, okulların 1 Haziran'da açılması durumunda 18 milyon öğrencimiz ve 1 milyonu aşkın eğitim çalışanının risk altında olacağını ifade etti. Geylan şunları kaydetti: "Keşke bir an önce pandeminin etkilerinden kurtulsak, hayatımız normale dönse, okullarımız açılsa, sosyal ve ticari hayatımız eskisi gibi olmaya devam etse... Ancak bugünden baktığımızda şu an için mümkün görünmüyor. Bilim insanları, toplum içerisinde 36 bin hayali taşıyıcı olduğu ifade ediyor. Sınıfların çok kalabalık olduğu, sosyal mesafenin korunmasının mümkün olmadığı, öğretmen ve öğrencilerin yanı sıra okul bahçesinde velilerin de olacağı göz önüne alındığında okulların açılması durumunda alınan tedbirlerin heba edileceğini düşünüyorum. Mutlaka Bilim Kurulu her ihtimali titizlikle değerlendiriyor ve gerekli uyarıları yapıyordur. Kamu yönetiminin bu uyarılara dikkat edeceğine inanıyorum. Ancak bu noktada şu hususa da dikkat çekmek istiyorum: Kurumlarımız asla bir “normalleşme yarışı”na girmesinler. Emin olun ki hiç kimse, mesela, Milli Eğitim Bakanlığı'na 'Ey Milli Eğitim Bakanlığı, ne kadar beceriksizsin, normalleşmeyi sağlayamadın, okulları açamadın' diye bir eleştiride bulunmaz. Öncelik, toplumuzun ve çocuklarımızın sağlığıdır. Sağlık dışında her şeyin telafisi vardır."
https://turkegitimsen.org.tr/icerik_goster.php?Id=13606