Öğretmen haberleri ve gelişmelerden hemen haberdar olmak için Telegram kanalımıza katılın!
Beylerbeyi İmam Hatip Ortaokulunda görev yapan Türkçe öğretmeni Saadet H.’nın intiharı kentte deprem etkisi yarattı. Saadet öğretmenin sosyal medya hesabı üzerinden yaptığı son paylaşım yürekleri burkarken, Milli Eğitimde sözleşmeli öğretmenlere yönelik baskılar bir kez daha gündeme geldi. Eğitim-Sen Gaziantep Şubesi’nde konuya ilişkin bir basın açıklaması düzenlendi.
Beylerbeyi İmam Hatip Ortaokulunda sözleşmeli olarak görev yapan Türkçe Öğretmeni Saadet H.’nın intiharı, eğitim camiasında tepkilere yol açtı. Saadet öğretmenin, “her gün pamuk ipliğine bağlısını sözünden usandığını” belirtmesi, okul yönetimlerinin sözleşmeli olarak görev yapan öğretmenlere yönelik baskılarını gündeme taşıdı. Eğitim Sen Gaziantep Şube Yönetim Kurulu adından Şube Sekreteri Sara Alagöz açıklamalarda bulundu. Alagöz, “Gaziantep Şehitkamil İlçesi Beylerbeyi İmam Hatip Ortaokulu Türkçe öğretmeni Saadet H. (25), 6 katlı apartmanın terasından dün atlayarak yaşamına son verdi. Saadet H.'nin intihar etmeden önce sosyal medya hesabından, “Ben yapamadım mobbinge uğramaktan. Allah'a emanetsiniz canım öğrencilerim” ve “her gün pamuk ipliğine bağlısını sözünden usandığını” belirttiğini görmekteyiz. 2 ay önce göreve başladığı öğrenilen Saadet öğretmenin sosyal medya hesabından yaptığı paylaşımda maruz kaldığı mobbingle baş edemediği için intihar ettiğini ifade etmesi, incelenmesi ve üzerinde ciddiyetle durulması gereken bir durum. Çünkü bunun aynı zamanda yüz bine yakın sözleşmeli öğretmenin yaşadığı sorun olduğuna dikkat çekmek istiyoruz.”
SÖZLEŞMELİ ÖĞRETMENLERE BASKI YAPILIYOR
“Saadet öğretmenin, mobbinge uğramasının ve ‘her gün yaşamının pamuk ipliğine bağlı olduğunun” belirtmiş olması, esasında sözleşmeli öğretmenliğin ya da güvencesiz çalıştırmanın zorluklarının açık göstergesidir. Öğretmenlik mesleği ve kamu hizmeti hiçbir iş kolunda güvencesiz, geçici zamanlı istihdam biçimi olmaması gerektiğini defalarca söyledik. Sözleşmeli, ücretli öğretmenlik kamu hizmetinin doğasına aykırı. Kendi geleceğiyle ilgili aidiyet duygusunun oluşmadığı bir durumda ortaya böyle olumsuz şeyler çıkacaktır. Eğitim yöneticilerinin özellikle sözleşmeli ve güvencesiz çalışanlara karşı yaklaşımlarının, baskı, mobbig, ayrımcı yaklaşımlar, çalışma yaşamında angarya olduğunu biliyoruz. Yine eğitim yöneticilerinin özellikle sözleşmeli ve güvencesiz üzerinde keyfiyetlerinin hep gelişebileceğini hep belirttik.”
“ARTIK YETER”
“Bir öğretmen, “güvencesiz olduğunun” kendisine bir biçimde hatırlatıldığını belirtiyor. Bize bıraktığı mesaj sorunun büyüklüğünü ifade ediyor. Yüz bine yakın sözleşmeli öğretmenimizin yaşadığı bir mesele bu. Sözleşmeli öğretmenlerin yaşamış olduğu ruh halini ifade ediyor. Düşünün sözleşmelisiniz ve her gün bunu yeniden yaşıyorsunuz. Bir ay sonra bir yıl sonra aynı işe devam edip etmeyeceğiniz belli değil. Gelecekte çalışıp, çalışmayacağınız eğitim yöneticilerinin keyfiyetine bırakılmış durumda. Bir öğretmen için kabul edilebilir değil. “Her gün pamuk ipliğine bağlısınız sözünden bıktım usandım” cümlesiyle sözleşmeli çalıştırılan bir arkadaşımızı kaybettik. Hukuksuz şekilde ihraç edildiği, ataması yapılmadığı, güvencesiz çalıştırıldığı, borçlarını ödeyemediği için birer birer kaybediyoruz arkadaşlarımızı! Artık yeter! Sözleşmeli, ücretli, kamuda, özelde güvencesiz çalıştırma öğretmenler için mutsuzluk üretiyor. Saadet öğretmen mesajında “Okul eğitim idare -öğretmen ortamında iş birliğinde başlar öğretmenlerini anlasınlar, mutlu eğitim öğretmeni sevmekle başlar’ diyor.”
“MUTSUZ ÖĞRETMENLER ÜLKESİ OLMAYACAĞIZ”
“Saadet öğretmenin, mutlu öğretmen talebi, tüm öğretmenlerin talebidir. Mutsuz öğretmenler ülkesi olmayacağız, umutlarımıza, haklarımıza, iş güvencemize, demokratik ve insanca çalışma koşullarımıza sahip çıkacağız, vazgeçmeyeceğiz. Başta MEB ve Gaziantep Valiliği’nin yapacağı idari ve adli soruşturmaların tüm detayları ile bağımsız, objektif, hakkaniyet ölçülerinde yapılması ile ancak bu tür vakaların bir daha yaşanmasının önüne geçebilir. Hepimiz sürecin takipçisi olacağız. Bir arkadaşımızı daha kaybetmek istemiyoruz. Çözüm örgütlü olmakta, yan yana dayanışma içerisinde olmaktan geçiyor. Tüm eğitim ve bilim çalışanlarının hep birlikte haklarına, iş güvencelerine ve geleceklerine sahip çıkmaya davet ediyoruz” ifadelerine yer verdi.
M.TÜRKMEN / Gazeteekspres