Yarın Öğretmenler İş Bırakacak

Öğretmen haberleri ve gelişmelerden hemen haberdar olmak için Telegram kanalımıza katılın!

Yanlış ekonomi politikaları, halkı değil rantı düşünerek alınan kararlar ile ülkeyi derin bir ekonomik krizin ortasına getiren AKP iktidarı, açıkladığı trajik zam oranıyla kamu emekçisini sefalete terk ettiğini resmiyete kavuşturmuştur.
Tarafsız ve şeffaf bir devlet kurumundan çok AKP’nin rakamlarla oynama şirketi gibi çalışan TÜİK’in, marketlerdeki etiketlerin her gece değiştiği bu ağır enflasyon ortamında son 6 ayın enflasyonunu yüzde 15 olarak açıklamasıyla başlayan tiyatro, bu gerçekdışı rakam baz alınarak kamu emekçisine ve emekliye adına zam bile denemeyecek bir ücret artışının reva görülmesiyle son bulmuştur. 
Bizzat Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’ın açıkladığı ve müjde olarak duyurduğu yüzde 30’luk ücret artışı kelimenin tam anlamıyla emeğimize hakaret, gerçeklere ihanettir.
Motorlu taşıtlar vergisi ile emlak vergisinin yüzde 61; birçok ceza ve vergiyi belirleyen Yeniden Değerleme Oranı yüzde 123, asgari ücret yüzde 54 artarken zaten ağır bir geçim sıkıntısı içindeki kamu emekçisine verilen yüzde 30 ücret artışına “müjde” diyebilmek için gerçeklikten kopmak gereklidir.
Nedir apaçık ortada olan gerçek:
Ülke genelinde kira ortalaması 6 bin 500 olmuştur.
Ailelerin en çok tükettiği, insan sağlığı için şart olan 64 ana gıda maddesi 2022’nin Aralık ayında, bir önceki yılın aralık ayına göre yüzde 137 zamlanmıştır.
2022’de aylık ortalama gıda fiyatları yüzde 150,5 artmıştır. Özelleştirmelerle beraber her ay kontrolsüzce kabaran faturalar, kamu emekçisinin maaşının neredeyse 3’te birini eritmektedir. 
Soruyoruz: TÜİK hangi ülkede yaşıyor? Bu enflasyon oranları hangi market fiyatlarına göre, hangi faturalara bakılarak belirleniyor? TÜİK’in açıkladığı gerçekdışı yıllık enflasyon oranının yarısından bile az olan bu ücret artışına müjde derken, aklımızla alay ederken hiç mi vicdanınız sızlamıyor?
Üstelik bir hitabet makyajıyla kapatmaya çalışsalar da bu açıklanan rakamın yaklaşık yüzde 16’sı zam değil enflasyon farkıdır. 
Devlette çalışmak hiç bu kadar değersiz ve emek ziyanı bir hale getirilmemişti. Kamu emekçisinin alın teri hiç bu kadar hiçe sayılmamış, aklıyla hiç bu kadar alay edilmemişti.
Her zaman emeğin onuru için mücadele eden Eğitim-İş olarak altını çiziyoruz ki kamu emekçileri bu hakareti kabul etmeyecek; etmeyeceğiz!
Emeğimizi bu kadar değersizleştiren, bize sefaleti hak görenleri de bu rezil tabloda emeği büyük olan, bugün utançtan başlarını öne eğecekleri yerde Erdoğan’ın konuşmalarını pişkin bir coşkuyla, avuçları kızarıncaya kadar alkışlayan sarı sendika yöneticilerini de unutmayacağız!
Cumhurbaşkanı’nın “müjde” konuşmasında tek bir doğru yer vardı: “Sendikacılık, salt ücret pazarlığı yapmak değildir. İster kamu ister özel sektör olsun, emekçinin hukukunu savunmaktır. Sendikalar da hak ve adalet mücadelesinin en ön safında yer alır.” Bu söze katılıyoruz ve tam da bunu yapacağız!
Her zaman eğitim emekçisinin maddi ve manevi tüm hak ve sorunları için mücadele eden Eğitim-İş olarak, kamuda çalışıyor olmanın her anlamda bu kadar değersizleştirilmesine izin vermeyeceğiz!
Konfederasyonumuz Birleşik Kamu-İş ve onun çatısı altındaki mücadele yoldaşlarımız olan sendikalarla birlikte, Cumhurbaşkanı’nın altını çizdiği gibi hak, hukuk ve adalet mücadelesi vereceğiz! Bu hakareti ve sefaleti reddedeceğiz! Emekçinin alın terini pazarlık masalarında 3 kuruşa satarak kendine konfor alanı yaratan sarı sendikacılara inat, sendikacılık nasıl yapılır, hak nasıl aranır, emeğin haysiyeti nasıl korunur göstereceğiz!  12 Ocak 2023 tarihinde üretimden gelen gücümüzü kullanarak iş bırakacak ve insanlık onuruna yaraşır bir ücret artışı sağlanana kadar eylemliliğimizi sürdüreceğiz.
    MERKEZ YÖNETİM KURULU

Dikkat!

Yorum yapabilmek için üye girşi yapmanız gerekmektedir. Üye değilseniz hemen üye olun.

Üye Girişi Üye Ol

YKS KİTAPLARI Nazilli Haber