Öğretmen haberleri ve gelişmelerden hemen haberdar olmak için Telegram kanalımıza katılın!
“Hocam aklınızda olsun, veliler ödev veren öğretmeni sever.” diyerek tüm iyi niyetiyle bana yardımcı olacağına inandığı tavsiyesini vermişti. Bir süre anlamlandıramadım cümleyi kafamda. Tabi çok tartışılır bir cümle olduğu için. Neyse konumuz bu değil. Başka bir yazıda tartışırız bunu.
Çevrenin ve okulun süregelen alışkanlıklarından olduğu belli olan ödev verme işine ilk başlarda aykırı düşmemek için ben de uydum. Birkaç hafta sürdü böyle ama her ödevin ardından velilerden aldığım geri bildirimler bunun ne kadar yanlış bir uygulama olduğunu tekrar hatırlamamı sağlamakta gecikmedi.
Çünkü hemen her gün;
“Hocam benim çocuk ödevi yapmak istemiyor. Yaptırana kadar canım çıkıyor.”
“Hocam iyilikle söylüyorum yapmıyor. Bende sonunda patlıyor, bağırıyor kendimi kaybediyorum.”
“Hocam bu çocuk bir şeyden anlamıyor. Anlatıyorum, anlatıyorum öyle bakıyor suratıma.”
“Hocam ödevini yaptırabilmek için yasak koydum. Arkadaşlarıyla oynaması yasak ödevini yapana kadar.”
Böyle böyle onlarca şey dinliyordum her gün. Tek tek anlatmaya çalışıyordum bunun böyle olmaması gerektiğini, çocuğun ödevi tekrar amaçlı yapması gerektiğini, bunun içinde çocukla ilişkinin veya çocuğun ev yaşantısının merkezine ödevin oturmaması gerektiğini vs…anlatmaya çalışıp duruyordum sürekli. Ama nafile…Ödevin anneyle ya da annenin bir sürü şikayetle babaya pasladığı çocuğu, duygusal olarak zedeleyici ve aile ilişkilerini alt üst eden bir şeye dönüşmemesi gerektiğini ne kadar çabalasam da benimsetemedim. Bunu da çok doğal buluyorum çünkü ben de bir öğretmen olduğum halde, uzmanlık alanım çocuk eğitimi olduğu halde kendi çocuklarımla ödevlerin yapılması konusunda çatışma yaşamamak için çok çok çabalamam gerekiyordu.
Sonuçta ödev vermekten vazgeçtim. Ve velilerimi toplantıya çağırıp şunları anlattım;
*Bundan sonra ev ödevi vermeyeceğim. Çünkü okulda öğrendiklerini tekrar etmesi dışında bir fayda beklemediğim ev ödevinin, siz anne-babaların verilen ödevi yaptırmak için çocuğunuzla yaşadığınız olumsuz duygusal süreci beklediğim faydadan kat kat zararlı buluyorum.
*Her birinizin tek tek hayatını bilmiyorum. Eminim pek çok zorluk yaşıyor, kendi içinizde hayatla baş etmek için çalışıp çabalıyorsunuz. Tüm gün dışarda verdiğiniz yaşam mücadelesinin üstüne çocuğunuzla geçirdiğiniz bir kaç saati ödev çatışması ile geçirmenizi istemiyorum. Çünkü bende tüm gün okulda çalışıp, tüm gün okulda ders üstüne ders görmüş çocuğumla akşam ki birkaç saatimi böyle bir şeyle geçirmek istemiyorum.
*Sanıldığının aksine özellikle anaokulu ve ilkokul öğrencilerinde ödevin çocukların akademik başarısını artıran bir etkisi olmadığını ortaya koyan pek çok araştırma var. Üstelik düşünün lütfen; okulda en az sekiz saat ders işleyip, yani nerdeyse tüm günü hareketsiz bir şekilde sürekli yeni bir şeyler öğretmeye çalışan birilerini dinlemek zorunda olan minik zihinleri zaten yeterince zorlanıyor. Üstüne bir de sizin ödev yapmasını sağlamak için çocuğun zevk aldığı şeyleri yasaklamanız sizce onu başarılı kılar mı?
*Ve ödev verilmesinin ana sebebi olarak gösterilen sorumluluk kazanması olayı var ya …işte bu tam bir içi boş laf. Elbette çocuğa sorumluluk bilinci kazandırmak hepimizin önceliği olmalı ama bunu ev ödeviyle sağlamaya çalışmaktan başka bir yol bilmiyorsak vay bizim halimize…Ben öğrencilerime sınıfta ve okulda sorumluklar veriyor ve bunları yerine getirip getirmediklerini takip ediyorum. Siz de evde kendisi ile ilgili işlerin sorumluluğunu vererek başlarsanız ve ardında büyüdükçe aile içi sorumluklarını artırarak ilerlerseniz son derece bilinçli olarak yetişir zaten. Ama sizler daha çocuğun ayakkabısını kendisinin giymesine, yemeğini kendisinin yemesine izin vermiyor ve benden sorumluluk kazanması için ödev istiyorsunuz. Bu hiç mantıklı mı sizce?
*Sonra bence en önemlisi de toplumun yapı taşı olan ailelerin huzurlu ve mutlu olmasını sağlamak hem devletin hem de eğitimci tüm kurumların ana görevi olmalıyken, daha küçücük yaşlarda ödev gibi işe yaramayan ve başarı artırmayan bir şeyle çocuğun anne-babasıyla sürekli çatışma yaşamasına zemin hazırlıyoruz. Anne-babasıyla kuracağı olumlu duygusal bağa muhtaç ve bunun etkilerini ömür boyu yaşayacak çocuğa resmen bilinçsizce kötülük yapıyoruz. Hepimiz biliyoruz ki anne-babasıyla duygusal bağı bozulan çocuktan iyi bir vatandaş ya da iyi bir insan çıkmasını beklemek hiç mantıklı değil.
Tüm bu sebeplerle bundan sonra ödev vermiyor ve sizden sorumluluk sahibi anne-babalar olmanızı bekliyorum. Bu yüzden çocuğunuz için size ödevler vereceğim bundan sonra.
1- Kendi yapabileceği işleri onun yerine yapmayın ve ev işlerinde sorumluk verin.
2- Her gün arkadaşlarıyla parkta oyun oynamasını sağlayın.
3- Çocuğunuzla her akşam bir hikaye okuyun ya da bir masal anlatın. Hatta bazen bu masalları canlandırın.
4- Eğlenceli hatta saçma oyunlar oynayın. Çılgınlıklar yapın.
5- Çocuğunuzla doğa gezilerine çıkın. Mesela bir ormana gidip kuş gözlemleyin."
gibi pek öneriler sundum ve o günden beri çocuklara değil velilere çocuklarının sadece akdemik gelişimi için değil ruhsal ve karakterlerine özel gelişimleri için ödevler vermeye devam ediyorum.
Sevgilerimle...