“TOPLU SÖZLEŞME MASASINA OTURMAMIZI ENGELLEMEK KİMSENİN HADDİ DEĞİL.”

Öğretmen haberleri ve gelişmelerden hemen haberdar olmak için Telegram kanalımıza katılın!

Türkiye Kamu-Sen Genel Sekreteri ve Türk Eğitim-Sen Genel Başkanı Talip Geylan, Türkiye Kamu-Sen Kırşehir İl Temsilciliği’nin düzenlediği istişare toplantısına katıldı. Toplantıda; TÜRKAV Genel Başkanı Ebubekir Korkmaz, Türk Haber Sen Genel Başkanı Yücel Kazancıoğlu, Türk Büro Sen Genel Başkanı Osman Eksert, Türk Enerji Sen Genel Başkanı Mustafa Tümer, Türk Eğitim Sen Genel Başkan Yardımcısı Cengiz Kocakaplan ile sendikalarımızın şube yöneticileri ve işyeri temsilcileri de hazır bulundu.

İl Temsilcisi Bilal Türk’ün açılış konuşmasından sonra Genel Sekreter Talip Geylan katılımcılara hitap etti. Türkiye Kamu-Sen İl Temsilcisi Bilal Türk başta olmak üzere programda emeği geçen herkese teşekkür ederek sözlerine başlayan Genel Sekreter Talip Geylan çalışma hayatı ile önemli açıklamalar yaptı.

Toplu sözleşme masasında oturmamızdan Memur-Sen Genel Başkanı neden rahatsız?

KPDK Toplantısında Memur Sen’in Genel Başkanı Ali Yalçın’ın, “Toplu Sözleşme masasına yetkili olmayan konfederasyonlar oturmasın” şeklindeki sözlerini sert bir şekilde eleştiren Geylan, “Sayın Ali Yalçın aslında ‘Türkiye Kamu-Sen o masada oturmasın’ demek istedi. Bunu, ilk genel başkan olduğunda katıldığı toplu sözleşmede de ifade de etmişti. O dönemde kendisinin acemiliğine vermiştik. Ama Sayın Yalçın bugün hala aynı şeyleri söylüyorsa, bunun farklı anlamları vardır” diye konuştu.

Geylan açıklamasını şu ifadelerde sürdürdü: “Toplu sözleşme masasında kamu çalışanlarının az sayıda temsil edilmesini aslında işveren ister. Buna rağmen işverenin sesi çıkmıyor, sendika genel başkanı rahatsız olduğunu ifade ediyor. Bir sendikanın genel başkanı, sağındaki solundaki gücün kırılmasını neden ister? Bakınız; 2010 yılındaki referandumda toplu görüşmeden toplu sözleşmeye geçtik. O dönemde, ‘Nitelik yükseliyor ama içerik boşaltılıyor’ diyerek kamu çalışanlarını ikaz ettik ama anlatamadık. Bu düzende yetkili konfederasyon genel başkanı toplu sözleşme metnine imza attığı an her şey bitiyor. Türkiye Kamu-Sen şu anda adeta o masada gözlemci sıfatıyla oturuyor. İmza yetkimiz yok, karar alma sürecine resmi olarak müdahil olamıyoruz, Kamu Görevli Hakem Kurulu’na dahi başvuramıyoruz, yani itiraz hakkımız da yok. O halde masada oturmamızdan Memur-Sen Genel Başkanı neden rahatsız? İşte bu sorunun cevabı geçtiğimiz üç toplu sözleşmede yatıyor.

Hatırlayın, 2012 yılında bir tiyatro oynadılar. Güya masadan kalktılar, toplu sözleşme metnini Kamu Görevlileri Hakem Kurulu’na taşıdılar. Ancak Kamu Görevlileri Hakem Kurulu’na Memur-Sen adına katılan akademisyen üye, önüne

gelen ilk teklife imza attı. Yani temsil ettiği sendikanın toplu sözleşme masasında savunduğu iddialara bile sahip çıkmadı.

2013 yılında iki yıllık toplu sözleşme metni imzalandı. 30 günde bitirilecek süreç 7 gün içinde tamamlandı ve 2014 yılı için seyyanen 123 TL zamma imza attılar. O yıl itibariyle 123 TL ortalama memur maaşında yüzde 5.2’ye tekabül ediyordu. 2014 yılında yıl sonu enflasyonu ise yüzde 8.17 olarak gerçekleşti. Dolayısıyla Yüzde 2.97 enflasyon karşısında maaşlarımız eridi. Bu çok bilmiş sendika, seyyanen artıştan dolayı, metne enflasyon farkı hususunu girdiremediği için 2014 yılında enflasyon farkı alamadık.

2015 yılında yine çok bilmişlerin hesap bilmezliklerden dolayı ikinci altı ayın enflasyon farkı olan yüzde 1.8’i hiç ettiler.

2017 yılında ise yine amatör bir tiyatro gösterisine şahit olduk, basının huzurunda racon kestiler; ‘Elimize kalemi verdiler ama içine mürekkep koymadılar’ dediler fakat yüzde 7’ye dolmayan mürekkep ne hikmetse 4 saat sonra gelen telefonla yüzde 7.5’e doldu. 2018 yılı enflasyonu ise yıl sonu itibariyle yüzde 20.31 gerçekleşti. Bunların beceriksizliği nedeniyle tarihimizde ilk kez maaş zammının neredeyse iki katından fazla enflasyon farkı aldık.

2019 yılı için yüzde 9 zamma imza attılar. Önceki hafta Merkez Bankası yıl sonu enflasyon hedefini güncelleyerek, ‘Beklentimiz yüzde 14.5’ dedi. Dolayısıyla yine ciddi oranda enflasyon karşısında ücretlerimiz bir erime yaşayacak.”

O masaya oturmamızı engellemek kimsenin haddi değildir. Memur-Sen Başkanı da dahil olmak üzere herkes haddini bilecek!

Bu tablonun Memur-Sen’in, o masada neden Türkiye Kamu-Sen’i istemediğinin cevabı olduğunu kaydeden Geylan, “Biz o masada olmasak, ellerindeki medya gücüyle propaganda bombardımanı yapacaklar, kamu çalışanlarını hipnoz edecekler ve bu rezalet tabloyu tarihi başarı diye yutturacaklar. Biz onların yalanlarını, beceriksizliklerini ifşa ediyoruz” dedi. Türkiye Kamu-Sen’in toplu sözleşme masasına kimsenin ulufesi ile oturmadığına dikkat çeken Geylan, “Türkiye Kamu-Sen o masaya 4688 sayılı Kamu Görevlileri Sendikaları Kanunu’nun 29. maddesinden aldığı yetki ve 400 bin üyesinin gücüyle oturuyor. Toplu sözleşme masasına oturmamızı engellemek kimsenin haddi değildir. Memur-Sen Başkanı da dahil olmak üzere herkes haddini bilecek!” diye konuştu.

Geylan ayrıca 2019 yılı maaş zammının da enflasyon hedefi doğrultusunda güncellenmesi gerektiğini bildirdi.

15 Mayıs’a kadar bu hak mücadelesi için her türlü gayreti ortaya koyalım.

Türkiye Kamu-Sen Genel Sekreteri Talip Geylan, 15 Mayıs’ta yetkili konfederasyonların ve sendikaların belirleneceğini hatırlatarak, “Kamusal alanı bu sendikal zulümden ancak yine sizler kurtarabilirsiniz. 16 yılda ortaya koyduğunuz performans, emek ve gayret her türlü takdire layık. Allah sizden razı olsun. 14 Mayıs mesai bitimine kadar bir üye daha nasıl yapabiliriz bunun gayreti içinde olmaya devam edelim. 15 Mayıs’a kadar bu hak mücadelesine her türlü katkıyı sağlayalım. Şimdiden ortaya koyacağınız gayret ve katkı için çok teşekkür ediyorum” diye konuştu.

Ekmek kavgasının önüne Türkiye sevdasını koyduk.

Türkiye Kamu-Sen’in aynı zamanda bir sivil toplum kuruluşu olduğuna dikkat çeken Geylan, “Türkiye Kamu-Sen’i diğer sivil toplum kuruluşlarından ayıran husus adımızın önündeki milli sıfatımızdır” dedi. Türkiye Kamu-Sen’in ekmek kavgasının önüne Türkiye sevdasını koyduğunu söyleyen Geylan, “Her durum ve koşulda hiçbir denge hesabı gütmeden devletimizin, milletimizin yanında saf tutuyoruz” diye konuştu.

Ek gösterge sözü yerine getirilmelidir.

3600 ek gösterge sözünün yerine getirilmesini de isteyen Geylan şunları kaydetti: “Bilindiği gibi ek gösterge konusu iktidar ve muhalefet partilerinin taahhütleri arasında idi. Buna göre; öğretmen, polis, hemşire ve din görevlilerinin ek gösterge oranlarının 3600’e çıkarılacağı belirtildi. Her zaman söylüyorum; bu adımı doğru ancak yetersiz buluyoruz.  Diğer meslek gruplarını tasarı dışında bırakmak çalışma hayatında huzursuzluğa sebep olacaktır. Bu nedenle Türkiye Kamu-Sen olarak, bütün kamu çalışanların ek göstergelerinin yükseltilmesi ve ek göstergeden faydalanamayan yardımcı hizmetler sınıfında çalışan arkadaşlarımıza ek gösterge hakkı verilmesi talebini içeren bir yasa tasarısı hazırlayarak, Konya Milletvekili Mustafa Kalaycı marifetiyle ile TBMM’ye sunduk. Ümit ediyoruz ki, Türkiye Kamu Sen’in hazırladığı bu öneriye tüm siyasi partilerimiz sahip çıkar. Diliyoruz ki ek gösterge sözü en kısa sürede hayata geçirilir.”

Sözleşmeli ve mülakatlı alıma karşıyız.

Kamuda sözleşmeli ve mülakatlı alımlara karşı çıktıklarını ifade eden Geylan, tüm çalışanların kadrolu olarak atanmasını istedi. Geylan, “Kamu çalışanları farklı istihdam modelleri ile çalıştırılamaz. Kamu çalışanları 657 Sayılı Devlet memurları Kanunu’nun 4A maddesi çerçevesinde kadrolu istihdam edilmelidir” dedi. Mülakat uygulaması ile binlerce kişinin canının yandığını söyleyen Geylan, bu uygulamanın yandaş istihdam etmenin bir aracı haline geldiğini bildirdi. Mülakatın adaleti öldürdüğünü ifade eden Geylan, “Mülakat, hem kamuya alımlarda hem de görevde yükselmelerde kaldırılmalıdır” dedi.

Dünya ülkelerini Çin’deki modern (!) Nazi zulmüne dur demeye davet ediyorum.

Doğu Türkistan’da yüzbinlerce Uygur Türkünün zulüm altında olduğuna dikkat çeken Geylan, “Belki gücümüz yetmeyebilir, belki elimiz uzanmayabilir fakat en azından dualarımızla onları yalnız bırakmayalım. Başta devletimiz olmak üzere bütün dünya ülkelerini, uluslararası kuruluşları, 21. Yüzyılın modern (!) Nazi zulmüne dur demeye ve Çin Komünist Partisi’ni protesto etmeye davet ediyorum” dedi.

Terörle mücadeleye amasız, kayıtsız, şartsız destek veriyoruz.

Türkiye Kamu-Sen’in Zeytin Dalı Harekatı’nda, Fırat Kalkanı Harekatı’nda oluğu gibi, Fırat’ın doğusuna yapılacak olan harekata da destek vereceğini bildiren Geylan, “Devletimizin ve milletimizin bekasını ortadan kaldırmaya çalışan son terör unsuru yok edilinceye kadar bu operasyonlar sürdürülmelidir. Terörle mücadeleye amasız, kayıtsız, şartsız destek veriyoruz” dedi.

Anahtar Kelimeler:
Toplu Sözleşme

Dikkat!

Yorum yapabilmek için üye girşi yapmanız gerekmektedir. Üye değilseniz hemen üye olun.

Üye Girişi Üye Ol

YKS KİTAPLARI Nazilli Haber