Öğretmen haberleri ve gelişmelerden hemen haberdar olmak için Telegram kanalımıza katılın!
Aynı Yunus; “Behey Yunus sana söyleme derler Ya ben öleyim mi söylemeyince.” dermiş. Bu sözleri hatırladıkça eğitim çalışanlarının kunta-kinteleri sözleşmeli öğretmenlerin giderek daha beter ve umutsuz bir hal alan ahval-i pür melal’i karşısında ve anında sık sık söylemekten kendimizi alamadığımız; “Söylesem tesiri yok sussam gönül razı değil.” sözü aklımıza geliyor.
Fuzuli’nin her zamanki lirik melankolisinden payını alan, her seferinde bir kez daha hayranlık uyandıran, çaresizliğin en anlamlı ifadesi olan ah’lar ile an’ların olağan buluşmasını anlatan hal-i pür melalimizin muhteşem tasviridir. “Sussan olmuyor, susmasan olmaz dil dursa hakim bey, tende can durmaz.” mı dersiniz?
Yoksa “Kelimeler şu an kocaman birer yalan, konuşursam seni yakar, susarsam kendime katlanamam.” mı dersin ya da “Susmak bazen aslında ne çok şey anlatır!” mı dersiniz?
Ama bu araştırma yazımızda sözleşmeli öğretmenliğin sorunlarını ve çözüm yollarını yazmaya çalıştık. Artık sorunu çözmek Milli Eğitim Bakanlığındadır, Bakanlık ister sorunları çözer, ister görmezden gelip kulak arkası yapar.
Bilindiği gibi sözleşmeli öğretmen uygulaması mevcut iktidar tarafından hayata geçirilmiş, yine aynı iktidar tarafından 2011 yılında bu uygulamaya son verilmiştir.
Türk Eğitim-Sen olarak sözleşmeli öğretmenliğin iptali için verdiğimiz mücadele sonucunda 2011 yılında kaldırılan sözleşmeli öğretmen istihdamının 03.08.2016 tarih ve 29790 sayılı Resmî Gazetede yayımlanarak yürürlüğe giren Sözleşmeli Öğretmen İstihdamına İlişkin Yönetmelik ile yeniden başlatılması, geçmişte yaşanan mağduriyetlerin tekrardan yaşanmasına sebep olmaktadır.
Ücretli ve sözleşmeli öğretmenlik sistemi ise yer değiştirme hakkının kısıtlandığı, çağdışı bir yöntem olarak öğretmenlerimizin prangalandığı bir sistemi yeniden hortlatacaktır. Bu bakımdan iktidarın daha önce sorunlara yol açması nedeniyle vazgeçtiği sözleşmeli öğretmenlik uygulamasına yeniden başlanması kaygı vericidir. Sözleşmeli öğretmenler kadroya geçirilmeli, ücretli öğretmenlik uygulamasına son verilerek ihtiyaca uygun kadrolu atama yapılmalıdır.
Asli ve sürekli kamu hizmetinin öncelikli olarak kadrolu memurlar eliyle görülmesi esastır. Bunun yerine sözleşmeli personel istihdamı tercih edildiğinde ise, aynı görevi yerine getiren kamu personeli, aradaki statü farklılığından dolayı farklı uygulamalara ve özlük haklarına tabi olmaktadır. Bu ayrım eğitim-öğretim hayatındaki çalışma barışını olumsuz yönde etkilemektedir. Sözleşmeli Öğretmen İstihdamına İlişkin Yönetmelik hükümlerine bakıldığında, sözleşmeli öğretmenlerin 4 yıl çakılı olarak çalışacağı, 4 yıl sonra aynı görev yerinde kadroya alınabilecekleri, kadroya geçirildikten sonra 2 yıl daha aynı yerde çalışmak zorunda oldukları görülmektedir. Bu süreler zarfında mazeret durumu da dâhil hiçbir şekilde görev yeri değişikliği hakkı verilmemektedir.