Sözleşmeli öğretmenlik kaldırılmalı, aileler kavuşmalıdır

Eğitim-Bir-Sen Genel Başkan Yardımcısı Şükrü Kolukısa, eğitimde başarı için sorunları çözmenin olmazsa olmaz olduğunu belirterek, “Eğitim sorunlarını çözmeden başarıyı yakalamamız, hedefleri gerçekleştirmemiz mümkün değildir. Eğitimde başarıyı yakalayamazsak, hayatın diğer alanlarında gelişme kaydedemeyiz. Bu nedenle, eğitimi, sadece sistemi, felsefesi ve teorisi üzerinden değil, emeği, emekçisi ve onların hakkı, hukuku üzerinden de önemli ve değerli gördüğümüzü ispat etmeliyiz” dedi.

 

Şükrü Kolukısa, Eğitim-Bir-Sen Şanlıurfa 1 No’lu Şube’nin il divan toplantısına katılarak, sendikal çalışmalar ve eğitim gündemi hakkında değerlendirmelerde bulundu.

Sorunlarından arınmış bir eğitim sistemine kavuşmadan hedeflere ulaşmanın kabil olmadığını ifade eden Kolukısa, öncelikle sözleşmeli öğretmenlik uygulamasına son verilmesi, eğitimin niteliği, verimliliği ve sürekliliği için ailelerin kavuşmasının sağlanması gerektiğini söyledi.

Sözleşmeliliğin hem mevzuatıyla hem de varlığıyla bir sorunlar ve tepkiler yumağı oluşturduğunu kaydeden Kolukısa, “Saygın iş ilkesine, adalet eşiğine, insan onurunu koruma hassasiyetine, insanın kendini gerçekleştirmesine destek vermekle görevli devlet perspektifine aykırı sözleşmelilikten kaynaklanan birçok sorun bulunmaktadır. Bugün, kendine emanet edilen çocukları eğitip hayata hazırlayan bir sözleşmeli öğretmenimiz, kendi çocuklarını eğitmek bir yana, bir ebeveyn olarak onların yüzüne hasrettir. Bu, ne insan haklarına sığar ne eğitimin niteliğine katkı sağlar ne de geleceğimize hizmet eder. İstihdamdaki istikrarın yolu cebri sözleşmelilik değil, teşviki sürekliliktir” şeklinde konuştu.

3600 ek gösterge konusundaki siyasi irade artık karara dönüştürülmelidir

Ek gösterge ile ilgili çalışmanın daha fazla geciktirilmemesi gerektiğini vurgulayan Kolukısa, sözlerini şöyle sürdürdü: “3600 ek gösterge başta olmak üzere, kamu görevlilerine verilen vaatler bir an önce yerine getirilmeli; toplu sözleşmede talep ettiğimiz gibi, tüm kamu görevlilerinin ek göstergeleri artırılmalıdır.”

Okul yöneticilerimizin hakkının korunmasını, öğretmenlerimizin itibarının ve statüsünün güçlendirilmesini istiyoruz

Öğretmenlerin beklentilerini karşılayacak bir meslek kanununun paydaşların görüş ve önerileri doğrultusunda hazırlanarak hayata geçirilmesinin zamanının geldiğini hatta geçtiğini söyleyen Şükrü Kolukısa, “Okul yöneticilerimizin hakkını, hukukunu koruyan bir düzenlemenin hayata geçmesini; öğretmenin itibarını ve statüsünü güçlendirecek çalışmalar konusunda hızlı hareket edilmesini istiyor ve bekliyoruz” diye konuştu.
 

 

Darbe ürünü kılık ve kıyafet yönetmeliğinden kurtulmalıyız

Sendika olarak, her zaman özgürlüklerden yana olduklarını, kısıtlamalara ve dayatmalara da karşı çıktıklarını belirten Kolukısa, “Haklıdan ve doğrudan yana oluşumuz, haksızlığa ve yanlışa karşı güçlü duruşumuz, üye kazanarak büyümemize, ülke olarak özgürlüklerin sınırının genişlemesine vesile oldu. Türkiye’nin geçmişten günümüze birçok alanda katettiği mesafe, çalışanların kazandığı haklar, sivil inisiyatiflerin gayretleriyle ters yüz edilen darbe ürünü mevzuatlar ülkemizi bugün herkes için ümitvar bir eşiğe getirmiştir. Tüm bu değişimden ne hikmetse bir türlü nasibini alamayan bir kılık ve kıyafet dayatmasıyla hâlâ karşı karşıyayız. Kılık ve kıyafet özgürlüğü hakkının da alınabilmesi için başlattığımız sivil itaatsizlik eylemi, kamu görevlileri kılık ve kıyafet özgürlüğüne kavuşuncaya kadar devam edecektir. Buradan bir kez daha ifade ediyorum: Devletin, kamu görevlilerinin ne giyeceğine karar vermesi ayıbına son verilmeli, darbe ürünü kılık ve kıyafet yönetmeliği tarih olmalıdır” ifadelerini kullandı.

Kimliksizleştirme politikalarına karşı uyanık olmalıyız

Kolukısa, dünyada belli odakların bir kimliksizleştirme politikası yürüttüğüne dikkat çekerek, “Toplumumuzun değerlerine aykırı işler yapılmaktadır. Manevi ve kültürel değerlerimize zarar verecek politikalardan, iş ve işlemlerden uzak durulmalıdır” diyerek sözlerini tamamladı.

Eğitim-Bir-Sen Şanlıurfa 1 No’lu Şube Başkanı İbrahim Coşkun ise, çalışmalarını aksatmadan yürüttüklerini, 15 Mayıs’a kadar ziyaret etmedikleri okul, elini sıkmadıkları eğitim çalışanı bırakmayacaklarını dile getirdi.