Öğretmen haberleri ve gelişmelerden hemen haberdar olmak için Telegram kanalımıza katılın!
Sendikalardan Ortak Açıklama: Tasarruf tedbirleri kapsamında MEB'den kesinti yapılamaz. Dün ortaya çıkan bir iddia gündem yarattı ve MEB bu haberler karşısında bir açıklama yapmak zorunda kaldı. İddilara göre Tasarruf tedbirleri kapsamında Milli Eğitim Bakanlığı’nın bütçesinden kesinti yapılacağı haberlerinin asılsız olduğu belirtildi
Birleşik Kamu İş Federasyonu, Hazine'den Sorumlu Bakan Berat Albayrak'ın ‘Yeni Ekonomik Model' programını açıklarken, tasarruf tedbirleri alınacak kamu kurumları arasında Karayolları ve Devlet Su İşleri'nin yer alacağını söylediğini belirterek, “Bu kamu kurumlarına ek olarak Milli Eğitim Bakanlığı da tasarruf tedbirleri kapsamına alınmıştır. Bu yılın ilk 6 ayının ardından MEB 'in elinde maaşlar hariç kalan 10 milyar 633 milyon 716 bin 878 TL'den 2 milyar TL'sinin ‘tasarruf tedbirleri' kapsamında kesileceği belirtilmiştir. Krizin başka bir maliyeti de ülkemizde ki milyonlarca öğrenci ve veliye kesilmiştir. Okulların onarımlarından, yeni okul yapımı için kamulaştırma giderlerine kadar pek çok kalemde kesinti yapılırken, okul öncesinden liseye kadar öğrencilere verilen burslardan 20 milyon TL, devlet parasız yatılı öğrencileri için yine verilen pansiyon yardımından 103 milyon TL kesilmesi planlanmaktadır. Ayrıca özel okula gidecek öğrenciler için ayrılan 1.2 milyar TL teşvikten 75 milyon TL kesinti yapılması da planlanmaktadır. Özel okullardan kesilen bu miktarın doğrudan devlet okullarına aktarılması hatta özel okullara verilen bu teşviğin tamamının devlet okullarına aktarılması kamuya yönelik harcanması gerekmektedir” dedi.
T.C. Milli Eğitim Bakanlığı'nın bütçesinde ki bu kesintinin ne yazık ki okulları sözde bağış ve yardım adı altında bu gibi gerici kurum ve derneklerin eline daha fazla düşüreceğini belirten Birleşik Kamu İş, açıklamasını şöyle sürdürdü: “Çağ dışı bir anlayışın neticesi olarak, eğitimde dünya kalitesinden uzaklaşılacak, Atatürk ilkelerine, laik ve aydınlanmacı geleneğe bağlı nesillerin yetişmesi engellenecektir. Sözde tasarruf tedbirleri kamu kurumlarında uygulanırken T.C. Diyanet İşleri Başkanlığı tüm bu tedbirlerden muaf tutulmakta ve bütçesine ek bütçeler aktarılmaktadır. Eğer ki ülke de bazı kamu kurumlarında tasarruf tedbirleri uygulanacaksa buna T.C. Diyanet İşleri Başkanlığı da tabi olmalıdır. T.C. Milli Eğitim Bakanlığı'nda yapılması planlanan bu tedbir politikalarının anayasal bir hak olan eğitim hakkına ciddi zararlar vereceği açıktır. Bu bakımdan eğitim de tedbir politikaları adı altında ki kesintilere karşı çıkıyoruz. Ekonomik krizin bedelinin eğitim hakkına ödetilmesine karşı çıkıyoruz.”
EĞİTİM SEN: EĞİTİMDEN VE GELECEĞİMİZDEN TASARRUF EDİLEMEZ!
Eğitim-Sen de MEB bütçesinden kesinti yapılacağı haberinin ardından MEB tarafından yapılan açıklamada; burs desteğinde ve pansiyon yardımında kesintiye gidilmeyeceği, halen yapım aşamasında olan okul inşaatlarının ise devam edeceği ifadelerine işaret ederek, “Ancak açıklamada eğitime ayrılan bütçede kesinti yapılacağı bilgisinin yalanlanmamış olması dikkat çekicidir. Meclise verilen soru önergelerine verilen yanıtlarda en az 17 bin köy okulunun kapatıldığı bilgisi mevcuttur. Eğitimde yaşanan özelleştirme uygulamaları ve kamusal bir hizmet olarak eğitimin devlet tarafından sunulması gerekirken özellikle çeşitli proje, protokol ve işbirlikleri adı altında dini cemaatlere, iktidara yakın siyasal yapılara, derneklere, vakıflara devredilmesi onlarca olumsuz ve acı örneğin yaşanmasına neden olmuştur. Devletin okullarında eğitim alması ve kamuya ait pansiyonlarda kalması gereken öğrencilerimiz Kulp’ta, Taşkent’te, Aladağ’da yaşamlarını patlamalarda, yangınlarda yitirmiş, Karaman’da, Dikili'de ve daha yüzlerce yerde istismara uğramıştır. Aladağ’da ve daha binlerce köyde, yerleşim yerinde okul olmadığı için öğrencilerimiz cemaat yurtlarına gitmek zorunda bırakılmaya devam edilerek, eğitim ve yaşam hakları açık tehdit altında bulunmayı sürdürmektedir” dedi.
Eğitim-Sen açıklamasına şöyle devam etti: “Zaten yetersiz olan MEB bütçesinden ‘kamuda tasarruf tedbirleri' kapsamında kesintiye gidilirken; diğer taraftan söz konusu Diyanet İşleri Başkanlığı’nın ek bütçe talebi olduğunda isteklerin anında hayata geçirilmesi büyük bir çelişki oluşturmaktadır. Diyanet İşleri Başkanlığı'nın yılın ilk altı ayında yaptığı harcamalarla, geride kalan altı ayda yapmayı planladığı harcamaları gösteren 2017 yılı Mali Durum ve Beklentiler Raporu'nda; 2018 yılına 6 milyar 867 milyonluk bütçe ile başlayan, diğer kurumlara aktarmalarla ödenekleri 4,3 milyara düşen ve bunun 4,2 milyarını da yedi ayda harcayan Diyanet İşleri Başkanlığı, yılsonuna kadar harcama yapabilmek için ek bütçe talep etmiştir.
Eğitimde özelleştirme uygulamaları kabul edilemez ve kamusal eğitim, diğer tüm kamusal hizmetler gibi devletin birincil sorumluluğu altındadır. Kamu okullarına, yurtlarına ayrılmayan bütçe kaynaklarının özel okullara transfer edilmesi ülkenin tüm yurttaşlarının vergilerinin, emeğinin kamu yararına aykırı bir şeklide kullanılması anlamına gelmektedir. Ayrıca devletin asli sorumluluğu olan kamusal eğitim hakkının en temel ilkelerinden birisi eğitimin ulaşılabilir olmasıdır. Bakanlığın yaptığı açıklamada yeni okul, yurt yapımına ilişkin ise en küçük bir açıklama yapılmamıştır.
MEB’ in açıklamasında okul binalarının onarımına ilişkin de bütçe kesintisine gidileceği yönündeki haberlere ilişkin bir bilgi bulunmamaktadır. 2010'dan bugüne 85 çocuk binaların okul güvenliğine uygun bir şekilde onarılmaması nedeniyle yaşamını kaybetmiştir. Var olan haliyle dahi yetersiz olan bütçe nedeniyle okullar ve öğrencilerimizin hayatı bilinmezliğe teslim edilmekte; velilerden toplanan paralarla okulların onarımı, ihtiyaçları giderilmeye çalışılmakta, özellikle yoksul bölgelerde bulunan okullar ise tamamen gözden çıkarılmaktadır. Kamu okullarının ihtiyaçlarını görmezden gelen bakanlık, özel okullara teşvik adı altında milyonlarca lira aktarmaya devam etmektedir. MEB tarafından 26.08.2018 tarihinde yapılan yazılı açıklamada özel okullara teşvikin devam edeceği açık bir şekilde vurgulanmaktadır. Anlaşılan odur ki MEB özel okul sahiplerine bütçe kesintisinden etkilenmeyeceklerine dair bir mesaj verme gereksinimi hissetmiştir. Oysa ki, kamuya ait bir bütçenin özel okullara aktarılması yerine söz konusu kaynağın kamu okulları için kullanılması gerekmektedir.
Milli Eğitim Eski Bakanı İsmet YILMAZ tarafından 2018 Mali Bütçe Kanunu Komisyon görüşmelerinde yapılan sunuşta, o dönem için ( Aralık 2017) öğretmen ihtiyacının 109 bin olarak belirtilmesine rağmen, yeterli öğretmen ataması yapılmamış, ataması yapılmayan öğretmenlerin hayalleri ve öğrencilerimizin geleceği görmezden gelinmiş ve gelinmeye de devam edilmektedir. Okul ve öğretmen gereksiniminin ülkenin en önemli sorunlarından birisi olmaya devam etmeyi sürdürmesine rağmen, yeterli miktarda öğretmen ataması hiçbir dönem yapılmamış ve “Ataması Yapılmayan Öğretmenler” adında sayıları neredeyse yarım milyonu bulan bir mağdur grup oluşmuştur. Ataması yapılmayan öğretmen arkadaşlarımız kamu okullarında güvencesiz, asgari ücretin dahi altında ücretlerle ya da özel okullarda esnek, düşük ücretlerde çalıştırılmakta, fabrikalarda, inşaatlarda iş cinayetlerinde yaşamını yitirmekte, geleceğe dair umutlarını kaybettikleri için yaşamlarına son vermektedirler.
MEB bir an önce kamuoyuna, öğrencilerimize, velilere, eğitim ve bilim emekçilerine eğitime ayrılan bütçeden kesintiye gidilmeyeceği ve bütçenin eğitimin ihtiyaçları doğrultusunda kullanacağını açıklamalıdır. MEB bütçesinden kesinti yapılması bir yana, ilk aşamada en az iki kat arttırılması ve okullara ihtiyacı kadar ödenek ayrılması gerekmektedir. Eğitimden ve geleceğimizden tasarruf edilmez.”