Öğretmen haberleri ve gelişmelerden hemen haberdar olmak için Telegram kanalımıza katılın!
Bu sabah Eğitim Bir Sen sürpriziyle uyandık. Yetkili sendikadan bir hamle bekliyorduk. Anayasa Mahkemesi’nin %2 sendika barajını iptal etmesinin ardından patron çıldırmıştı. Memur hakları için Toplu Sözleşme Masalarında susan “Hükümet ne verdiyse” diyen, memurların özlük ve mali hakları için tepki göstermekten titizlikle imtina eden yetkili sendika, sendika barajının iptalinin ardından tepki üstüne tepki gösterir hale gelmişti. Yakın tarihteki bu mücadelesini hatırlamakta güçlük çekmezsiniz zaten. Basın açıklamaları yapmış, meydana inmiş, ana muhalefet partisini suçlamıştı. Geçim derdindeki memura bu iptal kararı ile darbe vurulduğunu söylemişti. “350 TL” alırken memur gül gibi geçiniyormuş da sendika barajının iptaliyle geçim derdine düşmüş, kirasını ödemekte zorlanmış(!)
Ali YALÇIN Hükümetin her dediğini yapınca hükümet de onu kırmaz tabii.
Gelelim bu sabah yetkili sendika Genel Başkanı Ali Yalçın’ın müjdesine. “Toplu Sözleşme İkramiyesi Mağduriyetimiz Ak Parti Tarafından Tekrar Çözülüyor” diye başladığı paylaşımına “CHP’nin davası, AYM’nin kararı ile kamu görevlilerinin sendikal birikiminden, alın terinden, cebinden alınan Toplu Sözleşme İkramiyesi; TBMM Plan ve Bütçe Komisyonu’nda görüşülmekte olan Vergi Kanunları ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifine Ak Parti Milletvekillerinin önergesi ile eklenmiştir.” diye ana muhalefet partisini suçlayıp hükümete övgüler dizdi. Ali YALÇIN bu sözde mağduriyetin giderileceğini söyledi ve söylediğini de yaptı. Ama hakkıdır. Sayın Yalçın hükümeti hiç kırmadı bugüne kadar. Bu küçük istekleri de DERHAL karşılanır doğal olarak. Şaşırdık mı? Hayır.
350 TL ile üye sayısını koruyarak aslında kendi konforunu koruyan Ali YALÇIN bu defa daha da cömert davrandı.
Eğitim Bir Sen Genel Başkanı Ali YALÇIN sosyal medyadan yaptığı paylaşımına şöyle devam etti; “Hizmet kolunda sendika üyesi olabilecek kamu görevlilerinden en az %1’ini üye kaydeden sendikaların üyelerine Toplu Sözleşme İkramiyesi, 707 gösterge rakamı üzerinden ödenecek. Aylık 410 TL artışla birlikte toplamda 637 ₺ ağustos ayından itibaren ödenecek.” “Kazanımlarımın devamını sağladık” diye Toplu Sözleşme Masası’ndan kalkan bir sendika başkanı için bu minik artış da büyük bir kazanım olarak camiaya sunulur.
Ali YALÇIN “…teklifin, Genel Kurul aşamasını da geçeceğine inanıyoruz.” demiş paylaşımında. Daha Genel Kuruldan geçmeden, Resmî Gazete’de yayımlanmadan olmuş gibi lanse etmek, içinde bulundukları sıkıntının en açık göstergesidir. Çok korkuyorlar konfor alanlarının bozulmasından, yüksek maaşları kaybetmekten, villalar alamamaktan, AUDİ’siz kalmaktan… Memur dertlerini say say bitiremezken onların konforlarını saymakta bitmiyor gerçekten. ARADAKİ DOĞRU ORANTIYI GÖRDÜNÜZ MÜ?
Kaç olursa olsun kota varsa mahkemeden döner, bunu bile bile kısa süreli bu planlar kendilerini düşünmekten başka bir şey değildir!
%2 Anayasa Mahkemesi’nden neden döndü? Eşitsizliğe aykırı olduğu için. Yani kota olduğu müddetçe eşitsizlik olacak ve kanun yine “dur” diyecek. Ama olsun birkaç ay daha yetkili sendikanın kafası rahat olur. Mahkeme süreçleri malum!!
Neden %1, bu da akıllarda ayrı bir soru işareti olarak kaldı.
Sonuçta başına % koyduktan sonra devamına yazılacak rakamın bir önemi yok. Yetkili sendikayı hükümet kırmayacak gibi de duruyor. Neden %1 o zaman? Yakın zamanda %2 iptal edildi tamam, ama önceden %1 de iptal edilmişti. Şimdi bu kotanın yine %1 olarak belirlenmesi soru işareti oluşturmadı değil.
Mesela kendinize güvenli bir sınır çizmek isterseniz kimleri dışarıda bırakırsınız? Riskli kişileri ya da kuruluşları. Kota demişken asıl buraya mı bakmak gerek diye düşündüm; kotanın dışında kalanlara. Siyasi bağlantısı olan sendikalar mı kotanın belirleyicisi?
Potaya girerek sayı olma gayretindelerken potaya girmek için kotaya girmek mi gerekiyor? Ya da kotaya giren mi potaya giriyor?
Orkide KEPEKÇİ
Eğitim Gücü Sendikası
Eğitim ve Sosyal İşlerden Sorumlu Genel Başkan Yardımcısı