Öğretmen haberleri ve gelişmelerden hemen haberdar olmak için Telegram kanalımıza katılın!
Çocuğunuz bugün ilkokulu bitiriyor. 4 yıl göz açıp kapayıncaya kadar çabuk geçti. Yarın ortaokul, lise ve üniversite de bu şekilde çabuk geçecek. Burada önemli olan; çocuğunuzun eğitim yıllarını kaliteli olarak doldurmasında ne ölçüde katkınızın olduğudur.
Çocuğunuzun geleceği ile birkaç tavsiyede bulunmak istiyorum.
Bugün bu ülkede iyi veya kötü her işte “İNSAN” unsurunun ne kadar da önemli olduğunu düşünmenizi istiyorum. Meydana gelen olayların uzak veya yakın olmasına bakmadan insan olarak bizimle ilgisine dikkatinizi çekmek istiyorum. Günümüzde hiçbir vatandaş, ülkedeki herhangi bir gündemin benimle ilgisi yok, bundan bana ne diyemez. Bir durumun, bir olayın kendimizle ilgisini ölçerek, düşünerek anlayabiliriz.
Başarılı olan ve doğru işler yapan, kendi dahil kimseyi üzmeyen, yerlere çöp atan, kırmızı ışıkta geçen, hırsızlık yapan, dolandırıcılık yapan, birbirine küfür eden veya kavga eden her şahıs; bu ülkede “İNSAN” olabilme yolunda aşamalardan geçmiştir. İyi olan, kötü olan, hoşumuza giden veya gitmeyen, tanımlayabildiğimiz veya tanımlayamadığımız her konunun merkezinde “İNSAN” karşımıza çıkar. Ve biz insan olarak bu hayatta ‘var olma bilinci’ ile yer edinmek istiyorsak, ‘NEDEN’ sorusunu düşünerek yanıtımızı ortaya koyabilmeliyiz.
Çocuğunuz ortaokula gidecek. Arkadaşlık ilişkileri gelişecek. Çocuğunuzun arkadaşlarını ve ailesini tanıyın. Haftada 35 saat ders görecek. Her gün benzer bir yaşam döngüsünün içinde büyümeye devam edecek. Sizin bir veli olarak veya anne-baba olarak çocuğunuza yapabileceğiniz en büyük yardım; hayatın kendisi olan “ZAMAN” kavramına yüklediğiniz anlam olacaktır. Bir veli olarak bu çocuk çalışmıyor, derste konuşuyormuş dersin huzurunu bozuyormuş, derslerde pek iyi olamıyor, sabah okula uyanmıyor, okul çıkışı eve gelmiyor şikayetlerinin eleştirisini en başta kendimize yapacağız. Çocuğunuzun zamanı doldurma ve planlama konusunda kalemi tutan elin siz olduğunu, onun ise bir kağıttan ibaret olduğunu unutmayın. Çocuğunuzun kağıdına ne yazarsanız yazın, zamanın o şekilde dolacağını, yazmazsanız zamanın boşa geçeceğini bilmeliyiz.
Okul zamanı büyük bir zaman dilimi gibi görülse de, bir dersin verileceği saat ve öğretmenin öğrenciye anlatabileceği ve rehberlik yapacağı zaman az bir zamandır. Öğretmenler her zaman öğrencilerinin iyiliğini ister. Ve öğrettiği dersin öğrencinin zihninde kalmasını ve sonucunda bilgilerle ufkunun açılmasını ister. Sizlerin anne-baba olarak ortaokulda öğrencinin göreceği derslerin sonucu olarak sağlayabileceğiniz en büyük katkı; okulda gördüğü dersleri evde tekrar etmesini sağlamaktır. Ve bu tekrar bir günde 30 dakikayı geçmeyecektir. Çocuğunuzla birlikte günde 1 saat yapacağınız kitap okuma zamanı size, çocuğunuza ve topluma katkı sağlayacaktır. Kitap okuma ile ders başarısının arttığını göreceksiniz. Öğrencilerin akıllı telefon, bilgisayar ve televizyon ile geçireceği zaman yine plan dahilinde olmalıdır. Akıllı telefon okullarda yasaktır. Bu konuda sizin ona yapabileceğiniz en büyük yardım; telefonun sadece kısa süreli bir araç olduğu bilincini vermektir. Ona sorumluluk verin. Unutmayın ev işleri sadece sizin değil, hayat yolunda başarılı olması için onun da görevidir.
Konunun çok fazla karışık olmadığını görüyorsunuz. Sizlerin çocuğunuzla ilgilenme veya ilgilenmeme durumu ile alakalı olduğunu biliniz. O zaman anahtar siz, hazine onlar…
Unutmayalım! Sizin bir tane çocuğunuz var. Ona verebileceğiniz en büyük değer; onun zamanına katkıda bulunmaktır.
Çocuğuna bırakabileceğiniz en büyük miras; kendisinin “İNSAN” olarak bu toplumda var olma mücadelesinde yapabilme gücü, kendini ortaya koyma özgürlüğü ve ahlakı olacaktır.
Unutmayalım!
Sizin bir tane çocuğunuz var. Sizin ona sevginiz kadar geleceğini inşa edebileceksiniz…
Muhammet Ali GEZİCİ
Sınıf Öğretmeni