Öğretmen haberleri ve gelişmelerden hemen haberdar olmak için Telegram kanalımıza katılın!
Ülkenin, kurumun ya da sektörün ihtiyaçlarına göre bürokraside değişimler olur.
Doğal olan da budur.
Bu hususta esas olan, bürokrasideki değişikliklerin liyakat temelli gerçekleştirilmesidir.
Siyasi, ideolojik ya da sosyal mensubiyetler üzerinden yapılan değişikliklerin ülkemizi ve kurumlarımızı hangi açmazlara sürüklediğini son yıllarda en acı şekilde tecrübe ediyoruz.
Mensubiyetleri üzerinden pozisyon sahibi yapılanların halet-i ruhiyeleri de ilginçtir.
Onlar, kendilerini devlete bahşedilmiş bir LÜTUF olarak görürler ve devlete değil referans aldıkları mercilere sadakat gösterirler.
Onlar için, sıfatı ne olursa olsun devlet adına onlarla muhatap olanın hükmü yoktur, en üst düzey muhataplarına dahi “Tebligatçı” muamelesi yaparlar. Onlar için kıymet sahibi tek merci, mahallenin “mümessil” kabul ettikleridir.
Onların liyakatlerini de sorgulayamazsınız. Ki, zaten onlar için tek liyakat kriteri de “mensubiyettir”.
Onlara dokunduğunuzda ise mensup oldukları “mahalle” ayağa kalkar!
Hem nasıl infial?
Teamüller alt üst edilir, tasarrufu itibarsızlaştırmak için ağız dolusu saldırılar başlar, “mevzinin” kaybedilmemesi için değerler istismar edilir, toplumun sinir uçları gıdıklanır..
Çünkü onlar için, tüm değerler ve kurumlar “mahallenin” menfaatleri için feda edilebilmelidir.
Aslında beklenen, bu tür durumlarda “mahalleden” de aklı selim sesler çıkmasıdır.
Demeliler ki, “Bu ne gürültü? Hangi birikim ve ehliyeti ile gelmişti? Ne oluyoruz? Durun bakalım. Memleketimiz için daha iyi olması için biz de yeni pozisyon alalım.”
Neden olmasın.?
Kişiler ve süreçler geçicidir, esas olan Devlettir.
Her kişi ve kesim, eğer ülkenin selametinin kaygısını taşıyorsa, saplantılardan sıyrılarak ülkemiz için “doğru adımların” yanında saf tutmalıdır.
Allah devlete zeval vermesin!
Talip Geylan
Genel Başkan