Öğretmen haberleri ve gelişmelerden hemen haberdar olmak için Telegram kanalımıza katılın!
Programda Musa Akkaş’ın yanı sıra Gazi Üniversitesi Öğretim Üyesi Doç. Dr. Mustafa Yıldız da konuşmacı olarak yer aldı. Türk Eğitim-Sen 2 No’lu Şube Başkanı Gürol Yer ve şube yönetim kurulu üyeleri, Eğitim Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Özden Tezel, Dekan Yardımcısı Doç. Dr. Ersin Karademir, akademisyenler ve eğitim fakültesi öğrencilerinin hazır bulunduğu programın açılış konuşmasını Bilim ve Düşünce Kulübü Başkanı yaptı.
Genel Sekreter Musa Akkaş yaptığı konuşmada Cumhuriyetin ilk yıllarından günümüze kadar eğitimin durumu ile ilgili bilgi verdi.
Toplumların geleceğinin eğitimle belirlendiğine vurgu yapan Akkaş, eğitim sürecini tesadüflere bırakmamak gerektiğini, aksi takdirde eğitimin geleceğini riske atabileceğimizi söyledi.
Milli eğitim politikalarının Cumhuriyetin ilk dönemlerinde Büyük Atatürk ile birlikte hayat bulduğuna, yokluğa ve yoksulluğa rağmen ekonomi ve eğitim alanında büyük reformlar yapıldığına dikkat çeken Akkaş, ancak sonraki dönemlerde Türk milli eğitiminin Türk kültüründen, Türk tarihinden uzaklaştığını bildirdi.
Eğitimin en büyük sorununun, her siyasi iktidarın kendi ideolojisini eğitim sistemine uyarlamak olduğunu söyleyen Akkaş, “Eğitim sistemi süreklilik arz eder. Ancak ne yazık ki her bakan değişikliğinde sistem sekteye uğratılmaktadır. 4 Mayıs 1920 yılından, günümüze yani Milli Eğitim Bakanı Ziya Selçuk’a kadar 4 maarif vekili olmak üzere 79 bakan görev yapmış, her bakanın ömrü ortalama 14 ay olmuştur. Son 19 yılda 7 kez Milli Eğitim Bakanı değişmiş, her bakan değişikliğinde sistem değişikliği gerçekleşmiştir. Eğitimin yakın tarihine baktığımızda sistemle o kadar oynanmıştır ki, sonuçta toplumumuz bundan büyük zarar görmüştür” diye konuştu.
Akkaş sözlerini şöyle sürdürdü: “1997 yılında 28 Şubat kararları sonrasında 8 yıllık zorunlu kesintisiz eğitime geçildi. Okul ve derslik açığının yanı sıra uyum sorunları da yaşandı. İmam hatip liselerinin orta kısmı kapatıldı. 1998 yılında katsayı uygulaması getirildi. Meslek liselerinde okuyan öğrenciler mağdur edildi. 2012 yılında ise 4+4+4 sistemine geçildi. Ancak bu kez de başka sorunlar ortaya çıktı. Örneğin 45 bin sınıf öğretmeni norm kadro fazlası oldu. Bu öğretmenlerimizden isteyenler yan alanlarına yani branş öğretmenliğine geçirildiler. Sistemin rayına oturması yıllar aldı. ”
Tüm bunlardan bir ders alınması ve toplumun huzur bulduğu, başarının hâkim olduğu bir sistem değişikliği yapılması gerektiğini belirten Akkaş, milli ve bilimsel bir eğitim sisteminin temellerinin atılması gerektiğinin önemine dikkat çekti. Akkaş, “Bugün ilkokul 1. sınıfta okuyan bir çocuğun 16 yıl sonra yani 2035 yılında nasıl daha iyi bir meslek hayatı olacağını düşünmeli ve eğitimle ilgili hedeflerimizi buna göre belirlemeliyiz” dedi.
Eğitim alanına ideolojik ve siyasi kaygılarla bakılmaması gerektiğini söyleyen Akkaş, “İdeolojik dayatmalar olmasaydı, eğitim sistemi milli birliğimizi ve bütünlüğümüzü koruyan bir eğitim anlayışıyla ihdas edilseydi; ne 12 Eylül’ü, ne 28 Şubat’ı, ne de 15 Temmuz’u yaşardık. Ayrıca vatan, millet, bayrak, Atatürk düşmanları yetişmezdi. Ne yazık ki kimliğimizden koparıldık, kültürel değerlerimizden uzaklaştırıldık” diye konuştu.
Genel Sekreter Akkaş konuşmasında; derslik ve öğretmen açığına değindi, bütçe sorununun çözülmesi gerektiğini bildirdi, okul öncesi eğitimin yeniden zorunlu eğitim kapsamına alınmasını istedi, müfredatta yaşanan sorunlara vurgu yaptı.
Öğretmenlerin yaşadığı sıkıntılara değinen Akkaş, “Öncelikle hem eğitim fakültesinde okumayı tercih ettiğiniz için sizlere hem de sizleri yetiştiren öğretmenlerimize ve akademisyenlerimize teşekkür ediyoruz. Eğitimin motor gücü öğretmendir. Bu noktada öğretmen yetiştirmeye önem verilmeli, öğretmen atamaları doğru planlanmalı, adaylık süreciyle ilgili yeniden yapılandırma söz konusu olmalıdır” diye konuştu.
Öğretmen atamalarının yetersizliğine ve atama bekleyen öğretmen sayısına dikkat çeken Akkaş, “2003 yılında KPSS’ye başvuran öğretmen adaylarının sayısı 162 bin 438 iken, bu sayı 2019 yılında 383 bine ulaştı. Öğretmen açığımız şu anda 130 bin, ücretli öğretmen sayısı 80 bin 583, atama bekleyen öğretmenlerin sayısı ise 700 bindir. Tüm bu rakamlara rağmen her yıl yapılan atama sayısı 20 bin ila 40 bin arasında değişmektedir. Hükümet, YÖK ve MEB bu soruna acil çözüm bulmalıdır” diye konuştu.
Değerler eğitimi adı altında okullarımıza ne idüğü belirsiz kişilerin girdiğini anlatan Akkaş, “Anlaşılan o ki, 15 Temmuzdan ders alınmamıştır” dedi. Akkaş sözlerini şöyle sürdürdü: “Değerler eğitimini önemsiyoruz. Ancak bu eğitimin öğretmenlerimiz tarafından verilmesini istiyoruz. Çocuklarımıza değerler eğitimini öğretmenler veremezse, hiç kimse veremez. Bakanlığa çağrıda bulunuyoruz: Öğretmenlerimiz öğrencilerini vatanına, milletine faydalı olabilecek bireyler olarak yetiştirme konusunda yeteri donanımdadır, niyettedir. Bu nedenle değerler eğitimini okullarda sadece öğretmenlerimiz vermelidir.”
Sözlerini Atatürk’ün, “Çalışmadan, öğrenmeden, yorulmadan rahat yaşamanın yollarını alışkanlık haline getirmiş milletler; evvela haysiyetlerini, sonra hürriyetlerini ve daha sonra da istikballerini kaybetmeye mahkûmdurlar” sözü ile bitiren Akkaş, “Atatürk’ün bu veciz sözünü her yere asmak ve yüreklerde yaşamak lazım” dedi.
Konuşmaların ardından Genel Sekreter Akkaş ve Doç. Dr. Mustafa Yıldız’a plaket takdim edildi.