Öğretmen haberleri ve gelişmelerden hemen haberdar olmak için Telegram kanalımıza katılın!
Milli Eğitim Bakanlığı (MEB) tarafından daha önce belirlenen takvime uygun olarak 3 Mayıs Cuma gününe kadar tüm Türkiye’deki müdür ve müdür yardımcılığı atamaları için başvuruları alınmıştır. Ancak resmi başvuru süresinin resmi olarak tamamlanmasının ardından MEB, ilginç bir karara daha imza atarak yönetici görevlendirmede tercih süresini uzattığını açıklamıştır.
MEB’in tercih başvurularının uzatılması kararını açıklamasından saatler önce hükümete yakınlığıyla bilinen malum sendikanın, tercih süresinin ‘7 Mayıs Salı gününe kadar uzatılacağını’ ve ‘bilginin kimseyle paylaşılmaması ve tercihlerin buna göre yapılması gerektiğini’ açıklaması, eğitim yöneticilerinin görevlendirilmesi sürecinde büyük skandal yaşandığını göstermektedir.
MEB kamuoyuna, eğitim ve bilim emekçilerine açıklama yapmak zorundadır. Eğitim yöneticilerinin görevlendirilmesi gibi son derece hassas bir konuda MEB’in şu sorulara yanıt vermesi gerekmektedir:
Yönetici görevlendirme süresinin uzatılmasının asıl gerekçesi nedir?
MEB tarafından gerekçe olarak belirtilen ‘tercihini yapamayanlar’ın tercih yapmama gerekçeleri nelerdir?
Malum sendika, tercih süresinin uzatılacağı bilgisini bakanlıktan önce nasıl öğrenmiş ve üyeleriyle paylaşabilmiştir?
Okullarda hangi eğitimcinin kaç puanla hangi okula başvurduğu gizli tutularak yapılan başvuruların bilgisi gerçekten sızmış ya da sızdırılmış mıdır?
Milli Eğitim Bakanlığı yaşananların skandalın ardından 81 ildeki milli eğitim müdürlüklerine bir yazı göndererek, ‘Bu süreçte tercih başvurusunu gerçekleştiren adayların, tercihlerinin bazı adayların lehine değiştirtildiği bakanlığımıza gelen duyumlardan anlaşılmıştır’ ifadelerine yer vermiştir. Bu durum yaşanan skandalın ne kadar büyük olduğunu göstermektedir.
MEB’in bugüne kadar benzer konularda ortaya koyduğu çelişkili tutum ve almış olduğu çeşitli kararlar, doğal olarak eğitim emekçilerinin kafasında çeşitli soru işaretlerinin oluşmasına neden olmaktadır. Söz konusu soru işaretlerini ortadan kaldırmak için yaşanan sürecin açık ve şeffaf bir şekilde kamuoyu ile paylaşılması gerektiği ortadadır.
MEB’in ilk olarak atması gereken adım, 3 Mayıs Cuma mesai saati bitiminde tercih yapmamış olanlar ve bunların üye oldukları sendikaların açıklanmasıdır. Malum ‘sendikanın’ tercih bilgilerine sahip olduğu iddiası araştırılmalı ve kamuoyuna tatmin edici bir açıklama yapılmalıdır. Gizli tutulması gereken başvuru ve tercihlerin iktidara yakın bir sendikaya sızdırılması iddiası başlı başına bir skandaldır ve MEB’in yönetici görevlendirmelerinde adil davranılmayacağı düşüncesini pekiştirmektedir.
Milli Eğitim Bakanı Ziya Selçuk, haftalardır öğretmenlerle yapmış olduğu buluşmalarda yaptığı değerlendirmelerde ve söylediği sözlerde ne kadar samimi olduğunu, eğitim yöneticilerinin görevlendirilmesi sürecinde göstereceği tutum belirleyecektir. Eğitim Sen olarak her konuda olduğu gibi, eğitim yöneticilerinin belirlenmesi sürecinin de yakından takipçisi olacağımızı belirtiyor, her türlü haksızlık ve adaletsizliğin karşısında olacağımızın binmesini istiyoruz.