Eğitim Reformu!

Eğitimin paydaşlarının görüş ve önerileri alınmadan eğitim alanında sıklıkla ve hızla yapılan köklü reformların! sonuçlarını ne yazık ki çocuklarımızın üzerinde deneyerek gördük.
4+4+4 'e hiç bir hazırlık ve altyapı olmadan, eğitimcilerden görüş alınmadan geçildi. Bu plansız geçiş ile zamanın Milli Eğitim Bakanının 'tek bir öğretmen bile norm fazlası olmayacak' demesine rağmen bir anda 50 binin üzerinde sınıf öğretmeni norm fazlası oldu. Bu norm fazlalığını eritmek için başka bir yanlış yapıldı ve bazı branşlarda hiç bir şart aranmadan, bazı branşlar için ise yan alanlarla norm fazlası olan bu öğretmenler farklı alanlara geçirildi. Bunun olumsuz sonuçlarını hem öğrenciler hem de öğretmenler halen görüyor.

Yönetici atama yönetmeliğinin kaç defa değiştiğini bilen yok. Onlarca kez değişen yönetmelikteki değişmeyen tek şey ehliyet ve liyakatin yerleşememiş olmasıdır. Uzun yıllar boyunca öğretmenler odasında dahi sendikal ayrımlar yapılmış, yönetici olmak için yazılı olmayan BİR sendika üyeliği şartı getirilmişti. Son iki yıldır yapılan EKYS bu anlamda büyük ölçüde çözüm olsa da mülâkat tamamen kaldırılmamıştır.

Doğum izni, askerlik izni vb. gibi nedenlerde öğretmen açığını kapatabilmek için var olan ücretli öğretmenlik alanının dışına çıkarılmış ve 100 binden fazla öğretmen açığını yeni atamalar ile kapatmak yerine ücretli öğretmen istihdamına gidilmiştir.

Reform olarak getirilen bitişik eğik el yazısı yeni bir reformla kaldırılmış ve dik temel yazıya geçilmiştir.

Yine bir reformla LGS kaldırılmış ve 2004 yılında yerine OKS (Ortaöğretim Kurumları Seçme ve Yerleştirme Sınavı) getirilmiş, Milli Eğitim Bakanı'nın Hüseyin Çelik olması ile birlikte yeni bir reformla 2007 yılında 6., 7. ve 8. sınıfta girilen 3'lü SBS (Seviye Belirleme Sınavı) getirilmiştir. 2009 yılında Milli Eğitim Bakanı olan sayın Nimet Çubukçu (hukukçu) 2009 yılında yeni bir reform yapmış ve 3'lü yapılan SBS'nin artık tekli SBS olarak yapılacağını ve sadece 8. sınıfta yapılacağını açıklamıştır.
2011 yılında Milli Eğitim Bakanı olan sayın Ömer Dinçer (iktisatçı) ise SBS'nin tamamen kaldırılacağını duyurdu. 2013 yılında Milli Eğitim Bakanı olan sayın Nabi Avcı (iletişimci) yeni bir reformla artık liselere yerleşmede kullanılacak yeni sistemin içinde sınav geçmeyeceğini ve bu sistemin TEOG (Temel Eğitimden Ortaöğretime Geçiş) olduğunu duyurdu.
2017 yılında ise Milli Eğitim Bakanı sayın İsmet Yılmaz (mühendis, hukukçu) döneminde aniden yeni bir reformla TEOG kaldırılmış yerine başta adı konmak istenmese günümüzdeki LGS (Liselere Giriş Sınavı) gelmiştir. Son reformla öğrencilerin sınav kaygısı yaşamayacağı, okul puanının liselere geçişte kullanılacağı, evine yakın okula gideceği ve bu nedenle sınava gereksinimin azalacağı söylense de rakamlar bize her sene sınava giren öğrenci sayısında artışlar yaşandığını göstermektedir.
2018 yılında itibaren Milli Eğitim Bakanı olan sayın Ziya SELÇUK (eğitimci) 2023 Eğitim Vizyonunu açıklamış ve yapacakları en büyük reformun ani bir değişiklik yapmamak olacağını söylemişti. Açıklanan vizyon belgesi iki yılını geride bırakmış, gerçekleşen ve gerçeķleşmeyen maddeler bulunmaktadır.

Eğitimde sürekli reformlar yapıldı ancak en büyük eksiklik başta Milli Eğitim Bakanlarının eğitimin içerisinden gelmemesidir. Ardından eğitimin tüm alanlarında ehliyet ve liyakatin hayata geçirilmemiş olması ve paydaşlar ile bir araya gelinmemesidir.

Umarız ki bu hatalardan ders alınır ve yeni reformlar yerine paydaşlar ile bir araya gelinerek eğitimin sorunları masaya yatırılır. Eğitimle ilgili görüşleri tartışmak, geliştirmek ve politikaları oluşturmak amacıyla gerçekleştirilen Milli Eğitim Şuraları 2014 yılından itibaren toplanmamaktadır. Yeni bir adım atmak istiyorsak Milli Eğitim Şurasını toplamakla başlayabiliriz...

Anadolu Eğitim Sen Genel Başkanı
Mehmet Alper ÖĞRETİCİ