Öğretmen haberleri ve gelişmelerden hemen haberdar olmak için Telegram kanalımıza katılın!
Eğitim-Bir-Sen ve Memur-Sen Genel Başkanı Ali Yalçın, üzerine düşen sorumluluğu yerine getirmekte yetersiz kalan, sorunlara yol açan uygulamalarıyla eğitimcileri tedirgin eden, öğretmenler odasıyla yegâne bağlantısı Alo 147 olan, düşük performansıyla sınıfı geçemeyen Millî Eğitim Bakanlığı’nın, ülkenin, milletin yarınları için çabalayan eğitimcilerin hâlihazırdaki sorunlarının çözümüne yoğunlaşmak yerine performansını ölçme arayışına ve ısrarına bir anlam veremediklerini ifade ederek, “Eğitimdeki yanlış politikaların sonucunda ortaya çıkan başarısızlığın müsebbibi eğitimciler değildir. Kimse hatalarının, yanlış politikalarının faturasını eğitimcilere çıkarmaya çalışmasın” dedi.
Yalçın, salı günü 81 ilde basın açıklaması yaparak, öğretmen performans değerlendirmesi ve kabulü mümkün olmayan taslakla ilgili görüşlerini bir kez daha dile getireceklerini söyledi.
Şanlıurfa ve Adıyaman teşkilat buluşmalarında konuşan Ali Yalçın, öğretmen açığı, mülakatla sözleşmeli öğretmenlik, ek ders esaslarındaki eşitsizlik, ders ücretlerindeki adaletsizlik, okulların bütçe sorunu, yabancı dil pilot uygulaması, rehberlik hizmetlerinin hizmetin özüne uygun kurgulanamaması, teftiş sistemindeki dönüşümün tamamlanamaması ve rehberlik ayağının ihmal edilmesi, ortaöğretime geçişte yeni sürecin soru işaretleri içermesi, alan değişikliği taleplerinin karşılanmaması, yer değişikliği sürecinde yaşanan sorunlar, öğretmene karşı giderek artan şiddet gibi, bir an önce yapılması gereken çok iş, çözüme kavuşturulmayı bekleyen onlarca sorun bulunduğuna dikkat çekerek, mevcut sorunlara yenilerini ekleyecek, eğitim çalışanlarını tedirgin edecek, yan yana duranları, yüz yüze bakanları karşı karşıya getirecek ve çalışma barışını bozacak arayışlara, girişimlere ve uygulamalara karşı olduklarını vurguladı.
Eğitim politikalarına yön verenler bakış açılarını değiştirmelidir
Eğitim çalışanlarının sorunları çözüme kavuşturulmadan eğitimin sorunlarını çözmenin, eğitimin sorunları göz ardı edildikçe ülkenin temel sorunlarına çözüm bulmanın zorlaşacağını kaydeden Yalçın, “Eğitime ilişkin çalışmalar yapılırken, bu gerçek gözden kaçırılmamalıdır. Sorun çözmeyen uygulamalarla, mevcut sorunlara yenilerini ekleyecek girişimlerle zamanımızı heba etme lüksümüz yoktur. Zamanımızı, imkânlarımızı ve enerjimizi ülkemizin, milletimizin, kamu görevlilerinin faydasına olacak projelere, politikalara, uygulamalara hasretmek, kök sorunlarımızın çözümüne harcamak; birlik ve beraberliğimiz, geleceğe güvenli adımlarla yürüyebilmemiz için gereklidir. Eğitim politikalarına yön verenler bu anlamda bakış açılarını değiştirmek zorundadır” şeklinde konuştu.
Öğretmenliğin gittikçe değersizleştirilmesine ve performans değerlendirme uygulamasına karşı sonuna kadar mücadele edeceğiz
Aynı işe gönül verenleri, yüz yüze bakanları karşı karşıya getirecek performans sisteminin çalışma barışına zarar vereceğini vurgulayan Yalçın, şöyle devam etti: “Performans ölçmek iddiasıyla öğretmenleri ayrıştırmak eğitime hiçbir katkıda bulunmayacak, aksine telafisi zor büyük zararlar verecektir. Motive etmek yerine, olan motivasyonu da bitirmek anlamına gelecek performans sistemi herkes için hem yorucu hem de yıpratıcı olacaktır. Eğitimin niteliğine ve öğretmenin mesleki gelişimine hiçbir katkısı olmayacak, üstelik iş birliğini zedeleyecek performans değerlendirme sisteminin gündemden çıkarılması herkesin hayrına olacaktır. Yetkililere, performans değerlendirme gibi uygulamalarla vakitlerini boşa harcamak yerine, öğretmen yetiştirmedeki yanlış politikalar, istihdam sürecindeki zorluklar ve haksızlıklar, öğretmen açığı, sözleşmeli öğretmenlik sorunu, Alo 147 garabeti, istihdamda güçlük çekilen bölgelerdeki mahrumiyetler, iş güvencesi açısından yaşanan kaygılar, eğitimin öznesi öğretmenlerimizin şiddetin nesnesi hâline getirilmesi gibi öğretmenlik mesleğinin saygınlığına gölge düşüren olumsuzlukların giderilmesine ve devam eden sorunların çözümüne yoğunlaşmaları çağrısında bulunuyorum. Eğitim-Bir-Sen olarak, öğretmenlik mesleğinin gittikçe değersizleştirilmesine ve derinleşen sorunlara karşı, özellikle de eğitimde performans değerlendirme uygulamasına karşı sonuna kadar mücadele edeceğiz.”
Farklı istihdam modellerinden vazgeçilmelidir
Verdikleri mücadele sonucu 2011 yılında kaldırılan sözleşmeli öğretmenlik uygulamasına, 2016’da 668 sayılı KHK ile birlikte tekrar geçildiğini hatırlatan Yalçın, “KHK’da, atanan sözleşmeli öğretmenin 4 yıl süre ile başka yere atanamayacağı, aile birleşmesi nedeniyle yer değiştirmede eşin sözleşmeli öğretmene tabi olacağı, talepleri halinde 4. yılın sonunda görev yaptıkları yerde öğretmen kadrolarına atanacağı, kadrolu öğretmen olarak atandıktan sonra iki yıl daha bulundukları yerde çalışması gerektiği belirtilmiştir Sözleşmeli öğretmenlik uygulamaları geçmiş yıllarda uygulanmış ve neden olduğu birçok sorundan dolayı uygulamadan kaldırılmıştır. Aynı işi yapmalarına rağmen sözleşmeli öğretmenlerle diğer meslektaşları arasında farklar var. Sözleşmeli öğretmen, eşi öğretmen olmadığı durumda dahi eş durumu nedeniyle bir araya gelemiyor, eş ile iş arasında bir tercih yapmak zorunda bırakılıyor. Bu durum, aile birliğini esas alan anayasanın ilgili hükümleri ile de çelişmektedir. 2017 yılında, 21 bin 492 sözleşmeli öğretmenin yüzde 90’ından fazlası Doğu Anadolu ve Güneydoğu Anadolu bölgelerine atanmıştır. Genel olarak, sözleşmeli öğretmen atamalarının öğretmen ihtiyacının fazla olduğu illere yapıldığı görülmektedir. Zorunlu hizmet, sözleşmeli öğretmenlik vb. cebri uygulamalardan istenilen sonucun alınamadığı ve bunların yeni sorun alanları haline geldiği bilinmektedir. Farklı istihdam modellerinden vazgeçilmelidir. Bakanlık, öğretmenler arasında fark oluşturan ve öğretmenlerin özlük haklarında sorunlara neden olan sözleşmeli öğretmenlik uygulaması yerine, dezavantajlı bölgelerde çalışacak öğretmenleri teşvik edecek mekanizmalar geliştirilmelidir” ifadelerini kullandı.
Mülakatla öğretmen atama yanlışlığından dönülmelidir
Sözleşmeli öğretmenlik uygulamasıyla birlikte Türkiye’deki öğretmen istihdamı süreçlerine sözlü sınav aşamasının da ilk kez dâhil edildiğini belirten Yalçın, “Tek başına sözleşmeli öğretmenlik uygulaması çok ciddi bir problem iken, atanacak öğretmen seçiminin mülakatla yapılması, yapılan mülakatlar çerçevesinde adayların kazanma ya da kaybetme nedeninin objektif bir şekilde izah edilememesi, birçok yazılı sınavdan geçmiş öğretmen adaylarının farklı komisyonlarca bir kaç dakikalık mülakatla elenmesi adalet duygusunun zedelenmesine neden olmaktadır. Mülakatla öğretmen atama yöntemine bir an evvel son verilmeli, bunun yerine daha adil bir istihdam yöntemi getirilmelidir” diye konuştu.
Şiddet olaylarındaki artış, eğitimin işleyişini ve toplumsal huzuru tehdit eder boyuta ulaşmıştır
Eğitimcilere yönelik şiddet olaylarında ciddi bir artış olduğunu kaydeden Yalçın, şöyle konuştu: “Gün geçmiyor ki bir eğitimci şiddete maruz kalmasın. Son olarak Patnos ilçemize bağlı Aktepe köyündeki Yatılı Bölge Okulu Müdürü Yusuf Varol, bir öğrencinin kardeşi tarafından sırtından bıçaklanmış, ambulansla Patnos Devlet Hastanesi’ne kaldırılarak yoğun bakıma alınmıştır. Son yıllarda okul içinde ve dışında öğretmenlerimizin maruz kaldığı şiddet olaylarında gözlenen artış, eğitimin işleyişini ve toplumsal huzuru tehdit eder boyuta ulaşmıştır. Şiddetin fiziki ve psikolojik hasarı sadece maruz kalan eğitimcinin hayatını etkilemekle sınırlı kalmamakta, ailelerine ve öğrencilere olumsuz yansımalarıyla eğitim düzenini de etkilemektedir. Eğitimcileri hedef alan ve hazin sonuçlara yol açan şiddet sarmalı her bakımdan üzücü olduğu kadar düşündürücüdür. Şiddetin aileden sokağa ve çalışma ortamına kadar hayatın her alanında gözleniyor oluşu, sağlıksız bir gidişatı işaret etmektedir. Bu gidişat, hepimizi, herkesi düşündürmeli ve harekete geçirmelidir. Topluma verdiklerine ters orantılı olarak yeteri kadar mağdur edilen öğretmenlerimiz ilgisiz, desteksiz, çaresiz bırakılmamalıdır. Öncelikle MEB, misyonuyla yakıştıramadığımız ve anlaşılmaz bir şekilde her defasında öğretmeni zora sokan, mağdur eden uygulamalardan bir an önce vazgeçmeli, onları en etkili ve güven verici tarzda korumalıdır. Yetkililerin bundan böyle şiddeti sonlandıracak etkili önlemler alacağını ümit ve temenni ediyor, uğradığı bıçaklı saldırı sonucu ağır yaralanan okul müdürümüz Yusuf Varol’a acil şifalar diliyorum.”
İYEP gruplarında görev alacak öğretmenlere ek ders ücreti ödenmelidir
İlkokullarda Yetiştirme Programı (İYEP) pilot uygulamasına da değinen Yalçın, çalışma sürelerinin, mesai saatleri dışında ve öğretmenlere ait dinlenme zamanlarında düzenlenecek İYEP gruplarında görev alacak öğretmenlere, gönüllü olarak görevlendirilip görevlendirilmediklerine bakılmaksızın ek ders ücreti ödenmesi gerektiğini söyledi.