Öğretmen haberleri ve gelişmelerden hemen haberdar olmak için Telegram kanalımıza katılın!
Eğitim Bir Sen’in 25. Yıl vefa sinevizyon gösterisi ile açılan toplantının açılış konuşmasını yapan Mardin şube başkanı Eyyüp Değer “sendikamızın 14 kurucu fedakar adamın Mehmet Akif İnan öncülüğünde bir çok engeli aşarak zor zamanlarda kurulduğunu,14 kişiden 470 bin kişiye, Mardin’ de 5500 sayısına ulaştıklarını belirten Değer ; Biz emek merkezli, Eğitim çalışanlarının haklarının geliştirilmesi yükseltilmesi için mücadele eden eğitim sorunlarının çözümü için gayret gösteren bir sivil toplum kuruluşuyuz. Mardin’de sendika olarak, ‘Gitmediğin yer senin değildir’ ilkesinden hareketle gitmediğimiz köy, mezra, okul bırakmadık ve Mardin’ de yetkiyi perçinledik.
Mehmet Akif İnan’ın ‘ Kim olursa olsun zalime karşı mazlumun yanında’ sözünü kendime şiar edindik ve bu yolda hareket ederek eylemlerimizle açıklamalarımızla her zaman gündemde olduk” dedi. “Gelir vergisinin kamu görevlilerinin maaşlarını yiyen tırtıla döndü” Eğitim-Bir-Sen ve Memur-Sen Mardin Şube Başkanı Eyyüp Değer, gelir vergisinin kamu görevlilerinin maaşlarını yiyen tırtıla dönüştürüldüğünü belirterek, “Gelir vergisi noktasında ücretlilere yönelik kapsamlı bir yasal düzenlemenin yapılması gerekiyor. Ücretlilerin diğer gelir gruplarına göre farklı matrahla ilişkilendirilmesi noktasında yüzde 27 ve yüzde 35’lik dilimlerde yapılan uygulamanın artık yüzde 15’lik dilimde esaslı bir şekilde gerçekleştirilmesi elzemdir” dedi. “Finans ve sermaye kesimine destek veren anlayışın kamu görevlilerine gelir vergisi üzerinden omuz atması kabul edilemez” diyen Değer “Gelir vergisi matrahlarındaki artışın geçmişten bugüne düşük yapılarak, kamu görevlilerinin hem daha erken aylarda yüksek orandan vergi ödemesi hem de yılsonu itibarıyla daha yüksek tutarda gelir vergisi kesintisi üzerinden yaşadığı maaş ve gelir kaybı rakamlarının yükselmesi iradi bir hedefse bu iradeden de hedeften de vazgeçilmeli, yok eğer sosyal maliyet hesaplama noktasında bir eksikliğin eseri ise biz bu eksikliğin giderilmesine her türlü katkıyı vermeye hazırız” ifadelerini kullandı.
“3600 Ek Gösterge vaadi bir an önce genişletilerek hayata geçirilmeli” Kamu çalışanlarının yakından takip ettiği ek göstergenin 3600’e yükseltilmesinin kurulun en çok dile getirilen konularından olduğunu söyleyen Değer, “3600 ek gösterge konusunda dört farklı meslek grubu için çalışmalar yürütülüyor. Memur-Sen ve Eğitim-Bir-Sen olarak, 3600 ek gösterge konusunda Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın verdiği müjdeye ilaveten, bu konuda bir kapsam genişlemesinin elzem olduğunu defalarca deklare ettik. 3600 ek gösterge konusunda, sadece dört farklı meslek grubunu değil, tüm kamu görevlilerini içine alacak, kapsayıcı, eşitleyici ve adaletli bir 3600 ek gösterge çalışmasının ivedilikle yapılmasının gerekliliğini bir kez daha hatırlatmayı uygun görüyoruz. Devletin en yüksek makamından kamu görevlilerine verilen sözün bir an önce yerine getirilmesini temenni ediyoruz” dedi. “Eğitim yöneticiliğinde kaosa kapı aralanmamalıdır “ Eğitim Kurumlarına yönetici görevlendirmelerine değinen Değer, “2019 yılı Eğitim Kurumları Yönetici Görevlendirilmesine İlişkin Duyuru kapsamında, eğitim kurumları yönetici görevlendirme süreci ilan edilerek takvime bağlanmıştı.
Ancak bu duyurunun üzerinden daha bir hafta bile geçmeden iptal edilmesi kaotik bir durum ortaya çıkarmıştır. İzaha muhtaç bu ani karar değişikliği, söylem değişse bile eylemlilik hâlinin değişmediği ve değişemeyeceği yönünde bir kaygıyı beraberinde getirmiştir. Bakanlık, böyle bir kararın nedenini kamuoyuyla paylaşmalı ve durdurulan yönetici görevlendirme sürecine ne zaman işlerlik kazandırılacağını netleştirmeli, eğitim çalışanlarının haklı beklentilerini karşılamalıdır. Eğitim yöneticiliğinde kaosa kapı aralanmamalıdır” şeklinde konuştu. Değer sözlerini şöyle sürdürdü: “Sözleşmeli ve ücretli öğretmenlerin kadro talepleri sosyal maliyet oluşmamışken karşılanmalıdır” “Kamuda sözleşmeli personel ve özellikle eğitim sektöründe ücretli öğretmen vb. isimler altında çalıştırılan personelin özlük hakları bakımından dezavantajlı duruma düşmüştür. Söz konusu durum aynı işi yapan ancak farklı haklara ve müktesebata sahip olan çalışanlar arasında iç barışı ve çalışma huzurunu zedelemektedir.
Sözleşmeli ve ücretli öğretmen alımları sorunları çözmüyor, sürekli yeni sorunlar üretiyor. Halihazırda sözleşmeli veya ücretli olarak çalışmakta olan öğretmenlerimizin kadro talepleri henüz bir sosyal maliyet oluşmamışken karşılanmalıdır. 20 bin öğretmen alımına ek olarak yeni bir öğretmen alımının daha yapılması, hem atama bekleyen öğretmen adayları hem de eğitime ilişkin reformların kalıcı hâle gelmesi, derslerin boş geçmemesi açısından önemlidir.
Ücretli-sözleşmeli gibi uygulamalardan vazgeçilmeli, öğretmenlik kariyer mesleği olmalıdır.” dedi