Öğretmen haberleri ve gelişmelerden hemen haberdar olmak için Telegram kanalımıza katılın!
Sayın Bakan Yusuf Tekin Eğitim Sendikaları ile İstişare Toplantısı yapmış.
Ancak büyük sendikalar fotoğraf karelerinde yer almamış.
Sayın Bakan Yusuf Tekin tüm sendikaları davet etmedi mi?
Neden yoklar?
Sendikalar farklı kulvarlarda mı, etkili etkisiz, yetkili yetkisiz, sarı sarımsı, büyük küçük ayrımı mı var?
Sendikaların bir araya gelme kriterleri neler?
Sayın Bakanla ayrı ayrı görüşüp, diğer sendikaların konuşulanları duyması mı istenmiyor?
Yoksa bir protesto mu var?
Kısacası bu tablo çok sorular sordurur?
Söz konusu eğitim çalışanlarının hakkının korunması ve yaşanan sorunlara çözüm üretmekse neden sendikal bir dayanışma göremiyoruz?
Öğretmenlik Meslek Kanunu ile öğretmenlik mesleğine yeni bir yol haritası çizilmeye çalışılıyor, bu nedenle hassas bir süreç yaşanıyor.
Böyle bir süreçte, sendikaların bir araya gelmemesi sorgulanması gereken bir durum değil midir?
Tüm sendikaların özellikle yeni çıkarılacak Öğretmenlik Meslek Kanunu'un içeriğinin hazırlanmasında işbirliği yapması gerekmez mi?
Birleşerek eğitim camiası adına bir güç oluşturmak kime fayda sağlar?
Ya da bölünmüşlük kime fayda sağlar?
Diğer bir konu ise Sayın Bakan eğitimin paydaşlarıyla yaptığı istişarelerden çıkardığı sonuçları ne kadar önemsiyor, öneri ve görüşlerin ne kadarına alan açıyor?
Sayın Yusuf Tekin Öğretmen Odası Toplantıları yapıyor, Eğitim Sendikaları ile İstişare Toplantıları yapıyor, bunlar güzel şeyler...
Ancak ne yeni çıkarılacak Öğretmenlik Meslek Kanunu taslağında ne de yeni müfredatta bu toplantıların bir etkisini hissedebiliyoruz...
Eğitim camiası nereden baksan sorunlar kördüğümüyle eli kolu bağlanmış halde...
Gerek yetkili sendikanın gerekse yetkililerin;
Bakıp da görmeme..
Sorup da cevaplamama...
Dinleyip de duymama...
Konuşup da icraata geçmeme halleri artık yetmez mi?
Eğitim çalışanları görevde iken perişan, emekli iken perişan.
Çalışanın maaşı ay sonunu getirmiyor, emeklinin maaşı ay ortasını getirmiyor...
Sosyal hakları ve özlük hakları her geçen gün kırpılıyor...
Öğretmenler maddi ve manevi kayıpta...
Öğretmenlik çalışırken rütbe verilip, emekli olunca rütbesi sökülen meslek haline getirildi.
2005'ten beri mağduriyetlerle tarihe geçen Kariyer Tazminatı çalışırken ödenirken, emekli olunca el konuyor ne yazık ki...
Emeklilikle Kariyer Tazminatına konulan bu el kalkmalı.
Kariyer Tazminatının emeklilikte de devam etmesini sağlayan yasal düzenlemenin çıkarılacak olan Öğretmenlik Meslek Kanunu'nda yer almaması büyük bir hak gaspıdır.
Bu hak kaybını hangi kamu çalışanı yaşıyor?
Sadece öğretmen!
Sözün bittiği yerdeyiz...
Lakin sendikalar temsil ettikleri eğitim çalışanları için birleşerek; hakların korunması ve yeni kazanımlar elde edilmesi konusunda ortak bir çalışma, ortak bir eylem planı yaparak eğitim çalışanları için yeni başlangıçlar yapabilirler...
Kadriye Demirel
Eğitimci Yazar