Öğretmen haberleri ve gelişmelerden hemen haberdar olmak için Telegram kanalımıza katılın!
İstanbul 5 Nol’u Şubenin düzenlediği iftar programında çok sayıda Eğitim-Bir-Sen üyesi bir araya geldi. Kur’an tilavetiyle başlayan iftar programına Eğitim-Bir-Sen ve Memur-Sen Genel Başkanı Ali Yalçın, AK Parti Genel Başkan Yardımcısı Ali İhsan Yavuz, AK Parti Beylikdüzü İlçe Başkanı Dilaver Sargın, İstanbul 5 No’lu Şube Başkanı Yusuf Sabaz, il ve ilçe yönetim kurulu üyeleri, Memur-Sen’e bağlı sendikaların şube yönetimleri, kurum müdürleri ve çok sayıda teşkilat mensubu katıldı.
Eğitim-Bir-Sen’i Türkiye’nin en büyük emek örgütüne dönüştüren üyelere ve teşkilata teşekkür ederek konuşmasına başlayan Yalçın, “15 Mayıs itibariyle son bulan mutabakatlarla eğitimde örgütlü gücümüzü 433 bine taşıdık. Eğitim-Bir-Sen, üye sayısıyla işçi sendikaları da dâhil Türkiye’nin en büyük sendikası olarak yoluna devam ediyor. 27 yıl önce Akif İnan tarafından başlangıcı yapılan erdemli bir sendikal hareket olarak çeyrek asrı geride bıraktı ve yarım asra doğru yolculuk yapıyoruz. Kurulduğumuz günden bu güne ilkelerimizden hiçbir zaman ödün vermeden, sicil oluşturacak hiçbir leke bırakmadan anlımızın akıyla erdemli bir sendikal yolculuğu bu güne kadar taşıdık bugünden sonra da aynı kararlılıkla taşımaya devam edeceğiz. 27 yıllık süre içerisinde hiçbir zaman milletle kavga etmedik. Hep milletle yan yana, milli iradenin yanında durduk. İşimiz, derdimiz, kendimiz millet; yükümüz yeniden medeniyet mefkûresiyle bu yolculuğu bugünlere kadar taşıdık ve bugünden sonra da aynı kararlılıkla taşımaya devam edeceğiz.” diye konuştu.
Kuruluşumuz özelde üyemiz genelde ülkemiz içindir
Memur-Sen’in, kuruluşundan bu güne kadar ülkenin kırılma anlarında, millet iradesine kumpas kurulan zor zamanlarında hep onurlu bir duruşu büyüttüğünü ve tarihe kaydettiğini söyleyen Yalçın konuşmasını şöyle sürdürdü:
“Biz, özelde üyemizin mali ve sosyal haklarını iyileştirmek, temel hak ve hürriyetlerine ilişkin çerçeveyi genişletmek ve onları refah seviyesinde yaşayabileceği bir ücret skalasına kavuşturmak noktasında sorumluluğumuzu yerine getirmek için bir yolculuk sürdürüyoruz. Genelde ise kuruluşumuz ülkemiz içindir. Ülkemizde millet iradesinin tahkim edilmesi, vesayetin tasfiye edilmesi, ülkenin korku tünelinden çıkarılması, ham demokrasisinin tam demokrasi olması noktasında hep inisiyatif aldık ve irade beyanında bulunduk. Evrensel anlamda kuruluş hikâyemiz yer kürenin neresinde bir mazlum, neresinde bir mağdur varsa onun sesi soluğu olma noktasında kendimizi sorumlu hissettik. Bir sendikanın sorumluluk alanları ulusal sınırlar içerisindedir normalde. Ama biz, insanlığa ilişkin hassasiyet taşıyan yanımızla, dünyanın neresinde bir mazlum, neresinde bir mağdur varsa onun yanında olmaya çalıştık.”
Hangi kazanıma bakarsanız bakın altında yerimiz, terimiz ve imzamız var
Toplu sözleşme hakkını elde ettikleri 2010 yılından bu yana 260 kazanıma imza attıklarını belirten Yalçın, “Biz, kamu görevlilerine kazandırırken sadece mali anlamda kazandırmadık. Cuma günleri kamu görevlilerinin dini vecibeleriyle yasal metinler arasında sıkışması aymazlığını ortadan kaldırarak ibadet hürriyetinin önünü açmış, Hac iznini getirmiş bir teşkilatız. Bu ülkede üniversite önlerindeki turnikelerin kaldırılması noktasında en ciddi katkıyı sunmuş teşkilatız. Özlük anlamında da özgürlük anlamında da hangi kazanıma bakarsanız bakın altında yerimiz, terimiz ve imzamız var. Bu yolculuğu devam ettirmeliyiz çünkü kamu görevlilerinin bu ülkede alması gereken haklar, ekonomik anlamda alması gereken paylar var.” ifadelerini kullandı.
28 Şubat’ta “Bin Yıl Sürecek” tehdidini savuranlar hiç ders almamışlar
Türkiye’deki ılımanlaşmadan ve demokratik kültürün gelişmesinden herkesin gereken dersi almadığını vurgulayan Yalçın, “Bu ülke imtihanını üniversite önlerine turnike koyanlarla, kızları ikna odalarına sokanlarla, 28 Şubat’ta ‘bin yıl sürecek’ tehditlerini savuranlarla verdi. Onlar bu imtihandan sınıfta kaldıklarında derslerini almışlardır diye düşündük. Çok üzülerek söylüyorum ki hala yerinde sayanlar var. 31 Mart seçimlerinde ‘Mart’ın sonu bahar’ diyenlerin yönetime geldikten sadece bir hafta sonra uyguladıkları sürgünlerle, yıldırmalarla ve baskılarla ne olduklarını ve hiç ders almadıklarını gösterdiler bizlere.” dedi.
Ben bu teşkilatın adalet duygusuna güveniyorum
Antalya, Ankara, Bilecik ve Bolu’da yönetimi değişen belediyelerin ciddi kıyımlar yaptığını anımsatan Yalçın şunları kaydetti:
“Her gün yeni sürgün ve işten çıkarmaların haberlerini alıyoruz. Son olarak, Eskişehir Odunpazarı bölgesinde bilgisayar veri işletmenini hayvan barınağına süren bir zihniyetten bahsediyoruz. Bu belediye, 9 arkadaşı meslekleriyle uyuşmayacak yerlere sürmüş durumda. Adana Ceyhan Belediyesi sözleşmeli işçilerin ve sözleşmeli memurların iş akdini feshedip kapının önüne koymuştur. Bolu Belediyesi’nde 97 kişinin iş akdine son verilmiş durumda. Ortada bir aymazlık var. Bunu göz önünde bulundurmak durumdayız. İstanbul’la ilgili süreç devam etmektedir. Benim sizden beklentim, 23 Haziran’da yenilenecek olan seçimde kamu görevlilerinin itibarına gölge düşürmeyecek şekilde bütün kamu görevlilerinin gözlerini dört açması ve adaleti muhafaza etmesi gerekiyor. Ben bu teşkilatın adalet duygusuna sonuna kadar güveniyorum.”
Pedal çevirmeye devam edeceğiz
İstanbul 5 No’lu Şube Başkanı Yusuf Sabaz ise medeniyet davası güden bir sivil toplum kuruluşu olarak her günü çalışmak için bir vakit, her fırsatları değerlendirecek ortam olarak gördüklerini belirterek, “7 bin 187 üye ile mutabakatımızı imzaladık. Bölgemizde ve şubemizde bulunan bütün diğer sendikaların toplamından daha fazla üye ile bize destek verdiğiniz için sizlere 7 bin 187 kere teşekkür ediyorum. Sonuna kadar sahadaydınız. Bütün okullardan en uçtaki iş yerlerine kadar kurum müdürlerimiz, iş yeri temsilcilerimiz ve üyelerimize tekrardan destekleri için çok teşekkür ediyorum. Bir bisiklette pedal çevirmeyi bıraktığınız anda düşersiniz. Biz 2 binli 3 binli sayılardan 7 binli sayılara gelen bir şube olarak pedal çevirmeye devam edeceğiz.” ifadelerini kullandı.