Öğretmen haberleri ve gelişmelerden hemen haberdar olmak için Telegram kanalımıza katılın!
Tarihimizde millet olarak hep çetin mücadeleler içinde yer aldık. Bu toprakları vatan yapmak, işgal sultasının kökünü kazımak, emperyalizmin azgın şiddetini geri püskürtmek hiç kolay olmadı.
7'den 70'e Türk milleti Kurtuluş Savaş'ında, Çanakkale Savaşları'nda ve daha nice savaşlarda cesareti ile yedi düvele meydan okudu, büyük komutan Mustafa Kemal Atatürk önderliğinde işgalcileri yurdumuzdan temizledi. Öyle badireler atlattık ki, öyle isimsiz kahramanlarımız var ki?.
Bu milletin evlatları kâh delik ayakkabıyla, kâh çıplak ayakla, kâh yırtık elbiselerle, kâh sadece üzüm hoşafı içerek, kuru ekmek yiyerek savaştı. Erzak ve cephane taşıyan çocuklar, nineler, cepheye gidip savaşan yiğit kadınlar milli mücadeleyi daha da destansı yaptı. Ecdadımız "mukadderat böyleymiş" demedi. Bu milletin bağımsızlığına düşkün, cesareti ile dağları bile titreten evlatları kara, tipiye, yokluğa, yoksulluğa aldırmadı, aydınlık günleri tahayyül ederek, bağımsızlığımızı kazanmak için onurluca, tüm benliğiyle, ruhuyla mücadele etti.
Ulu Önder Atatürk; askeri dehası, yüksek öngörüsü ve yönetim kabiliyeti ile bu milletin evlatlarının kılavuzu oldu. Amasya genelgesinde "Vatanın bütünlüğü, milletin istiklali tehlikededir. Milletin bağımsızlığını, yine milletin azim ve kararı kurtaracaktır" diyen Atatürk, aziz milletimizin ferasetinden asla şüphe etmedi. En karanlık dönemleri mum ışığıyla aydınlatan tüm vatan sevdalısı ecdadımıza şükran borçluyuz.
"Bayrakları bayrak yapan üstündeki kandır, toprak, eğer uğrunda ölen varsa vatandır" dedi On Beş Yılı Karşılarken şiirinde Mithat Cemal Kuntay. Ne yazık ki bugün hem ay yıldızlı al bayrağımıza, hem de toprak bütünlüğümüze yönelik önemli tehditler vardır. Türkiye çetrefilli, zorlu, keskin bir tarihi dönemeçtedir. Küresel emperyalizm tarafından terör örgütleri eliyle adeta çepeçevre sarılan ülkemiz, gerek içte gerekse dışta tek başına mücadele vermektedir.
Türkiye Cumhuriyeti Devleti; FETÖ, PKK, DEAŞ, DHKP-C v.b. birçok terör örgütünün hedefindedir. Bu hainler avını bekleyen anakonda gibidir. Demokrasi naraları atan, sık sık terörü lanetleyen kimi devletler ise teröre destek çıkmakta, ihanet odakları ile işbirliğine soyunmaktadır. PKK'yı, PKK'nın uzantısı PYD'yi besleyen, büyüten, terör örgütlerine her türlü silah ve teçhizat sağlayan, Türk milletinin birlik ve beraberliğine kast etmiş emperyalist devletlerdir.
Öte yandan gaflet ve dalâlet içinde olan bir başka cenah da Cumhuriyet, Atatürk ve devletimizin kurucu değerleri ile hesaplaşma derdindedir. Yalan yanlış bilgilerin esiri olmuş olan bu güruh, tarihi gerçeklerden bihaber, yapı taşlarımıza hoyratça, insafsızca, kara cehaletle saldırmaktadır. Bu hainler Türk milletinin uygarlıktan kopmasını, çok sağlam temellere inşa edilen Cumhuriyetimizi yıkmayı, milletimizi ayrıştırarak, un ufak etmeyi hayal etmektedir. Bölünmekten, kandan, huzurumuza kast etmekten beslenen tüm bu aymazlara fırsat verilmemesi üzerimize düşen büyük bir görevdir.
Böylesi koşullarda milletimiz tetikte olmalıdır. Türkiye Cumhuriyeti Devleti'nin hangi şartlarda, nasıl kurulduğunu, bağımsızlığımızın timsali kutsal bayrağımızın dalgalanmasının hayat memat meselesi olduğunu her vatan evladının çok daha iyi idrak etmesi gerekmektedir. Bu noktada bizi biz yapan değerlerimize sarılarak, sahip çıkmamız milli bayramlarımızın anlam ve önemini genç nesillere, evlatlarımıza anlatabilmemiz çok büyük öneme sahiptir.
TBMM'nin açılışı ve 23 Nisan Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramı'nı gururla kutluyoruz. Halkın iradesinin tecelli ettiği, demokrasinin simgesi olan TBMM'yi daha da güçlendirmek, 1920 ruhunu canlı tutabilmek, millet egemenliğinin vazgeçilemez olduğunu haykırmak bu anlamlı günde çok daha önemlidir.
23 Nisan Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramı da Büyük Önder'in çocuklarımıza çok özel bir armağanıdır. Her 23 Nisan'da çocuklarımız için daha güzel bir gelecek istiyoruz desek de, maalesef bu temenniden öteye geçememektedir.
İstismara ve şiddete uğrayan çocuklar, çocukluğu elinden alınmış çocuklar, açlık ve yoksullukla boğuşan çocuklar, teröre maşa yapılan çocuklar, en temel hak olan eğitim hakkından mahrum edilmiş çocuklar, çocuk gelinler? İşte tüm bunlar biz yetişkinleri düşündürmeli ve tedbir almaya yöneltmelidir. Hayatları örselenmiş, hayalleri çalınmış, yalnızlaştırılmış, eğitimsiz bırakılmış çocuklarla ne Türkiye Cumhuriyeti'ni yükseltip, sürdürebiliriz ne de yarınlara umutla bakılmasını sağlayabiliriz.
Çocuklarımız geleceğimizdir diyorsak, mutsuz çocuklarla sağlıklı nesiller yetiştiremeyeceğimizin bilincindeysek, bilimin ve aklın aydınlığında yürüyen çocuklar hedefliyorsak, vatanını seven, ülkesinin bölünmez bütünlüğünü her şeyden önde tutan, bayrağına tutkun olan, Atatürk ilke ve inkılaplarını kılavuzu yapan çocuklarla çağdaş uygarlığa ulaşacağımızı biliyorsak, çocuklarımıza yatırım yapmaktan, onların problemlerini problemimiz olarak görmekten kaçınmayacağız.
Bu vesileyle TBMM'nin açılışının 98. yıldönümünü ve 23 Nisan Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramı'nı kutluyor; Ulu Önder Atatürk, silah arkadaşları ve bu vatanı bizlere kazandıran aziz şehitlerimize şükranlarımızı sunuyoruz. Ruhları şad olsun.
Kamuoyuna saygıyla duyurulur.
99 yıl önce bugün;.
1. Allah'ın cömert ihsanı ile Nisan'ın yirmiüçüncü cuma günü, cuma namazından sonra Ankara'da Büyük Millet Meclisi açılacaktır..
2. Vatanın istiklâli, hilâfet ve saltanatın kurtarılması gibi en mühim ve hayatî görevleri ifâ edecek olan Büyük Millet Meclisi'nin açılış gününü Cuma'ya tesadüf ettirmekle o günün mübarek olmasından istifade için açılıştan önce bütün milletvekilleri ile Hacı Bayram Velî Câmi-i Şerîfi'nde Cuma namazı kılınarak Kur'an'ın nurlarından ve salâttan feyzalınacaktır. Namazdan sonra sakal-ı şerif ve sancak-ı şerif taşınarak daireye gidilecektir. İçeriye girilmeden önce bir dua okunacak ve kurbanlar kesilecektir. Tören sırasında camiden Meclis'e kadar Kolordu Kumandanlığı tarafından askerî birliklere özel tertibat aldırılacaktır.
3. O günün kudsiyetini sonsuza kadar ulaştırmak maksadıyla bugünden itibaren vilâyet merkezinde Vali Beyefendi Hazretleri'nin düzenlemesi ile hatim indirtilip Buhârî-i Şerîf okutulacak, hatmin geri kalan kısmı Cuma namazından sonra Meclis'in önünde tamamlanacaktır.
4. Kutsal ve yaralı vatanımızın her köşesinde aynı şekilde bugünden başlayarak Buhârîler okunup hatimler indirilecek, Cuma günü ezandan önce minarelerde salâvâtlar getirilecek, hutbede halifemiz padişahımız efendimizin (Sultan Vahideddin'in) ismi zikredilirken padişahın ve teb'anın biran önce kurtulup saadete ermesi duası da ilâveten okunacaktır. Cuma namazının kılınmasından sonra hatim tamamlanarak hilâfet ve saltanat ile vatanın her tarafının kurtulması maksadıyla yapılan millî çalışmaların önemi ve kutsallığı, milletin her ferdinin vekillerinden meydana gelen Büyük Millet Meclisi'nin yapacağı vatanî vazifeyi ifa mecburiyeti hakkında öğütler verilecektir. Daha sonra halîfe ve pâdişâhımızın, din ve devletimizin, vatan ve milletimizin kurtuluşu, selâmeti ve istiklâli için dua edilecektir. Bu dinî ve vatanî merasimin tamamlanıp camilerden çıkılmasından sonra Osmanlı topraklarının her tarafından hükümet makamına gelinerek Meclis'in açılmasından dolayı resmî tebrikler sunulacaktır. Yine her tarafta Cuma namazından önce uygun şekilde Mevlid-i Şerîf okunacaktır.
5. İşbu tebliğin hemen yayınlanıp gönderilmesi için bütün vasıtalara başvurulacak ve hızlı bir şekilde en ücra köylere, en küçük askerî kıt'alara ve memleketin bütün kuruluşlarına ve müesseselerine yollanması sağlanacaktır. Ayrıca büyük levhalar hâlinde her tarafa asılacak ve mümkün olan yerlerde bastırılıp bedava olarak dağıtılacaktır.
6. Cenâb-ı Hak'ka tam bir muvaffakiyet için niyaz edip yalvarıyoruz.
Temsil Heyeti adına Mustafa Kemal”.