Öğretmen haberleri ve gelişmelerden hemen haberdar olmak için Telegram kanalımıza katılın!
ÖRGÜN EĞİTİMDEN UZAKLAŞMA ORANLARI
Örgün ve yüksek eğitimde var olan cinsiyet farkı kapatılmamıştır. Kadınların net okullaşma oranları açık öğretim hariç tüm düzeylerde erkeklerden geri durumdadır. İlkokuldan ortaöğretime geçişte kız öğrenci kaybı erkeklere göre yoğunlaşmıştır. Kadınların yükseköğretime erişim oranı ise erkeklere göre düşüktür.
Açık öğretime devam eden ortaöğretim öğrencileri içerisinde kadın oranı % 62’ye yükselmiştir. ‘Yeni müfredatta’ bilime, sanata, emeğe, mücadeleye, sevgiye, paylaşmaya, kadına yer yokken aile yaşamını kutsayan ve kadını yok sayan cinsiyetçi politikalar yaygınlaşmıştır.
İlkokul ve ortaokul düzeyinde 17, lise düzeyinde 24, İHL’lerde 10 olmak üzere toplam 51 ayrı müfredat, sınıflar esas alındığında ise 176 müfredat yenilenmiştir.
2016-17 döneminde “din öğretimi” adı altında 347.614 kız öğrenciyi “ortaokulda” ve 353.379 kız öğrenciyi “orta öğretimde” evrensel eğitim koşullarından uzaklaştırırken, bu kapsamda eğitim gören kadın oranı 2017 yılında % 56’ya yükselmiştir. Açık öğretim imam hatip liselerinde bu oran daha da yükselerek kadın oranı % 64’e çıkmaktadır.
Milli Eğitim Bakanlığı verilerine göre ülkemizde çocuk yaşta evlilik ve nişanlılık nedeniyle eğitime devam edemeyenlerin yüzde 97,4’ü kız öğrencilerdir.
MEB’in örgün eğitim istatistiklerine göre, 2016-2017 eğitim ve öğretim döneminde resmi okullarda eğitim görenlerin yüzde 51,3’ü erkek, yüzde 48,7’sini ise kız öğrenciler oluşturdu.
Özel okullarda erkeklerin oranı yüzde 54,3, kız öğrencilerinse yüzde 45,7 olarak belirlenmiştir.
İmam hatip lise sayısı 2002’de 450 iken, 2017’de 1.408’e çıkarılmıştır. İmam hatip liselerinden 372’si sadece kız imam hatip Anadolu lisesi olarak ayrılmış ve devlet politikası uygulaması olarak karma eğitim dışına çıkılmıştır.
Çıkarılan yasa ve yönetmeliklerle kız çocuklarının başı ve bedeni 9 yaşında, fiilen okul öncesinden itibaren kapatılmaktadır. Çocuk hakkı, insan hakkı ihlalidir.
ÇOCUK İSTİSMARI
Adalet Bakanlığı verilerine göre, Türkiye’de çocuk istismarıyla ilgili dava sayısı, son 10 yılda yaklaşık 3 kat arttı.
TÜİK verilerine göre, son 10 yılda 482 bin 908 kız çocuğu devletin izniyle evlendirildi. Son 6 yılda 142 bin 298 çocuk anne oldu ve bu çocukların büyük kısmı dini nikâh ile evlendirildi.
Adli sicil kayıtlarına göre son 5 yılda çocuk istismarı dava sayısında yüzde 50 oranında artış kaydedildi.
Çocuğun cinsel istismarında Türkiye dünya listesinde 3’üncü sıradadır. Her 6 erkek çocuktan 1’i cinsel istismara uğruyor. Bu çocukların yüzde 70’i 18 yaş altı. 11 yaşından küçüklerin oranı, yüzde 70.
Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK) 2015 verileri suç mağduru çocuk sayısının yılda 122 bini geçtiği, bunların yüzde 10 oranında cinsel suçlar olduğunu gösteriyor.
Adalet Bakanlığı’nın 2015 verilerine göre de yılda ortalama 17 bin istismar davası açılıyor, bu davaların yüzde 45’i mahkûmiyetle sonuçlanmıyor!
Adalet verileri, yılda ortalama 8 bin çocuğun cinsel istismara uğradığını ortaya koyuyor.
ECPAT 2015 yılı Türkiye Raporu’na göre; çocuklar, Türkiye’de cinsel şiddete en fazla maruz kalan grubu oluşturuyor. Türkiye’deki cinsel suçların yüzde 46’sı çocuklara karşı işleniyor. Türkiye, cinsel istismar amacıyla insan ticareti ve çocuk evlilikleri nedeniyle, Küresel Kölelik Endeksi’nde modern köle sayısında da Avrupa’da birinci konumunda yer alıyor.
Türkiye’de AKP’nin iktidarda olduğu 2002’den bu yana 18 yaşın altında 440 bin çocuk doğum yaptı. 15 yaşın altında cinsel istismara uğrayarak doğum yapan çocuk sayısı ise 15 bin 937 olarak kayıtlara geçti.
MEB Ortaöğretim Kurumları Yönetmeliği’nde, “ Evli olanların kayıtları yapılmaz, öğrenci iken evlenenlerin okulla ilişiği kesilerek kayıtları e-Okul üzerinden Açık Öğretim Lisesine veya Mesleki Açık Öğretim Lisesine gönderilir.”
2018 yılının;
Ocak ayında, basına yansıyan haberlerden sadece 147 çocuğun,
Şubat ayında, basına yansıyan haberlerden sadece 30 çocuğun,
Mart ayında, basına yansıyan haberlerden sadece 269 çocuğun cinsel istismara uğradığı bilgilerine ulaşıldı.
‘1 milyon çocuk tarikatların elinde eğitim görüyor’
MEB verilerine göre, Türkiye’deki özel öğretim kurumu sayısı 10 bin 53’tür. Bu kurumların 3’te 1’i mutlaka bir tarikata bağlı.
Tarikat okul ve yurtlarındaki öğrenci sayısı 210 bin dolayındadır (üniversiteler hariç). 4 binin üzerindeki özel yurdun 2 bin 480’i bir tarikatla bağlantılıdır. Tarikatlara bağlı yurtların kapasitesi 380 bin. Bu yurtlarda kalan öğrenci sayısı 224 bini buluyor.
Şüpheli Ölümler
Bakanlığın verilerine göre, 2009’dan 2017 yılına kadar 18 ile 21 yaş arasında 68 çocuk ve genç yaşamını yitirdi. Ölümler ‘Şüpheli ölüm’ olarak kayıtlara geçti.
İnsan Hakları Derneği’nin (İHD) verilerine göre, çocuklarla ilgili son 3 yılda 18 işkence başvurusu yapıldı.
Çocuk tutuklu ve hükümlülere kötü muamele ve işkence iddialarıyla ilgili 2015 yılında 4, 2016 yılında 4, 2017 yılında ise 10 başvuru yapıldığı kaydedildi.
Yaklaşık 700 çocuk anneleriyle birlikte cezaevinde.
60 Milyon Çocuğun Yaşamı Tehlikede
Kuruluşlar Arası Çocuk Ölümleri Tahmin Grubu IGME tarafından hazırlanan rapora göre de, bugünkü yaşam koşullarına göre dünyada 2017 ile 2030 yılları arasında 60 milyon çocuk beş yaşına gelmeden göç, savaş, şiddet ve kıtlık gibi nedenlerden dolayı yaşamını yitirecek ve bu ölümlerin ise çoğunluğunu yeni doğan çocuklar oluşturacak.
Çocuklar başta yaşam hakkı olmak üzere barınma, eğitim, sağlık gibi haklardan mahrum bırakılmıştır.
Mülteci Çocuklar
Türkiye’de okul çağında yaklaşık 850 bin Suriyeli çocuk yaşamaktadır.
MEB’in 2017 tahminlerine göre, 490 binden fazla Suriyeli çocuk ülkenin çeşitli yerlerinde okullara kayıtlı durumda, buna karşın 380 bin çocuk ise okula gidememektedir.
Kayıtlı olmayanlar bu rakamlara dâhil değilken, kayıtlı olmasına rağmen okula düzenli olarak gidemeyen mülteci çocukların rakamı ise net değildir. Bu durum yüz binlerce Suriyeli mülteci çocuğu kayıp kuşak olduğunun, her türlü istismarla yaşamak zorunda kaldıklarının, korunmadıklarının ilanıdır.
Türkiye’de Çocuk İşçi Sayısı 2 milyona Yaklaştı
tablo1
Çalışan her 10 çocuktan 8’i kayıt dışı olarak çalışıyor.
Türkiye’de çocukların yoksulluk oranı yüzde 25.3 iken, AB üyesi ülkelerle karşılaştırıldığında yoksulluk oranı en fazla olan ülke konumunda.
Mesleki eğitim alan özellikle turizm sektöründe uzun saatler çalıştırılan stajyerler, yani ‘çocuk işçiler’ ve çocuk işçiliği sayılabilecek uygulamalar ile çıraklık eğitimi alanlar resmi olarak çocuk işçi sayılmamaktadırlar.
2012 yılında 601 bin olan 15-17 yaş arası çocuk işçi sayısı, 2016 yılına gelindiğinde 709 bin olmuştur.
2016 TÜİK verilerine göre çocuk işçilerin yüzde 78’i kayıt dışı çalışmaktadır.
2018 yılında “15-16 ve 17 yaşında olan üç çocuk çalışırken hayatını kaybetti ve ölen çocukların üçü de tarım emekçisiydi.