Öğretmen haberleri ve gelişmelerden hemen haberdar olmak için Telegram kanalımıza katılın!
YARA VE YARA ÇEŞİTLERİ
Travma; ani olarak dıştan mekanik bir etki sonucu meydana gelen, sağlığı tehdit eden, fiziksel ve ruhsal hasarlara yol açan bir olaydır. Yara, travmanın oluşturduğu etki nedeniyle deri veya mukoza bütünlüğünün bozulmasıdır. Çarpma, düşme, kuvvetli darbeler, atmosfer basıncı, termal etkiler, (yanık, donma) elektrik çarpması ve radyoaktivite gibi faktörler yaralanmalara neden olur.
Yara kısaca doku bütünlüğünün bozulması olarak tarif edilir. Yaralanmaya yol açan birçok faktör bulunur: batıcı, kesici, delici aletler fiziksel yolla yara oluşturur. Aşırı sıcak (yanık, haşlanma) veya aşırı soğuk (donuk) yara çeşitleri oluşmasına neden olabilir. Ultraviyole ışık veya radyasyon yaraya yol açabilir. Asit veya alkali maddeler kimyasal yolla yara oluşturabilir. Vücudun belirli bölgelerin uzun süre basıya maruz kalması, ayakkabı vurması, sıkışma, sürtünme de yara sebebi olabilir.
Vücut yara ile henüz doğumun hemen ardından göbek bağının kesilmesiyle tanışır ve ölene kadar geçen sürede sayısız kez yaraya maruz kalır. Hem yara oluşturabilecek faktörlerin bu kadar çok oluşu hem de sayısız yaralanmaya rağmen vücut bu yaralanmaları başarıyla onarır. Bunun nedeni vücudun yara onarma yeteneği ile donatılmış olmasında yatmaktadır. Yaranın kapatılması ya da yara yerinin onarılması genetik olarak sahip olunan bir özelliktir. Birçok hücre bu amaca yönelik olarak çalışma kapasitesine sahiptir.
Vücudun herhangi bir yerinde yara çeşitleri ortaya çıkar çıkmaz “pıhtılaşma” süreci de devreye girer. Pıhtı hem yara yerinden kan kaybını önler hem de yara iyileşmesini başlatır. Pıhtılaşmayı başlatan hücrecikler yara yerine ortamı temizleyecek ve dokuyu tamir edecek hücreleri çağırırlar. Bu hücreler birbirleri ile adeta konuşarak belli bir sıra içinde harekete geçerler. Yara yeri yabancı cisimlerden, mikroplardan, ölü dokulardan arındırılır, yara boşluğu yeni kılcal damarlar ve bağ dokusu hücreleri ile doldurulur. Oluşan tamir dokusunun üstü yeni deri ile örtülür. Yara tam olarak kapandıktan sonra bile tamir dokusu günlerce, aylarca içten içe olgunlaşır, kuvvetlenir.
Dıştan incelendiğinde basit gibi görülen yara iyileşmesi aslında son derece karmaşık bir süreçtir. Bir yara iyileşirken çok çeşitli hücreler, çok çeşitli kimyasal maddeler, büyüme faktörleri belli bir sıra ve düzen içinde görev alırlar.
Akut Yaralar
Yaraların bir kısmı beklenen süre içinde sorunsuz olarak iyileşir. Bu tip yara çeşitleri akut yaralar veya sorunsuz yaralar olarak isimlendirilirler. İyileşme zamanı yine de yaradan yaraya değişir. Büyük ve derin yaralar küçük ve yüzeysellerden daha uzun sürede iyileşirler. Çocukluk veya gençlik döneminde yaralarının daha kısa sürede iyileştiğini herkes fark edebilir. Geniş bir kesik, uzun sürede iyileşeceğinden cerrahi olarak dikiş atılması süreyi kısaltır. Buna göre sorunsuz bir yara birkaç gün ile birkaç hafta arasında değişen sürede iyileşebilir.
Akut yara çeşitleri kendiliğinden, beklenen sürede iyileşeceğine göre yapılması gereken iyileşme için uygun şartları sağlamak ve iyileşmeyi geciktirecek durumlardan kaçınmaktır. Örneğin yara yerinin mikroplarla infekte olması iyileşmeyi bozacağına göre yara yerinin temiz tutulması önemlidir. Yine yaranın kuruması iyileşmeyi geciktireceğine göre yara yerinin nemli bir ortam sağlayacak pansuman ile kapatılması iyileşmeyi kısaltacaktır.
Kronik Yaralar
Bir kısım yara ise geç iyileşir, güç iyileşir veya hiç iyileşmez. Bu tip sorunlu yaralar kronik yara olarak adlandırılmaktadır. Eğer bir yara 4-6 hafta sonunda tam olarak iyileşmemişse veya 4 haftada hiçbir iyileşme belirtisi göstermiyorsa kronik yara ile karşı karşıya olunduğu anlaşılır. Yara iyileşmesinin basit gibi göründüğü, aslında son derece karmaşık bir iş olduğu bilindiğine göre bu işlem sırasında herhangi bir bozukluk, aksaklık, yetersizlik, yara iyileşmesini de bozacaktır.
Yaranın kronikleşmesinin nedeni hastanın genel durumuna ait özellikler olabilir. Örneğin;
• Hastanın diyabet (şeker) gibi bir hastalığı varsa, • Hastada damar tıkanıklığı varsa, • Hastada beslenme bozukluğu varsa, • Hasta aşırı yaşlıysa, • Hastanın genel durumunu bozan kalp hastalığı, solunum sistemi hastalığı, böbrek hastalığı, karaciğer hastalığı, kanser, romatolojik hastalıklar, bağışıklık sistemi hastalıkları vs varsa, yara geç iyileşecektir.
Öte yandan yaranın kronikleşmesi yara bölgesine ait nedenlere de bağlı olabilir. Örneğin;
• Yara yerinde yabancı cisim bulunuyorsa. Bu cisimlerin bir kısmı tedavi amacıyla konulmuş tıbbi cisimler de olabilir. • Yara yerinde ölü dokular bulunuyorsa, • Yara yeri mikroplarla infekte olmuşsa, • Yara yerine bası ortadan kalkmıyorsa, • Yara altında kemik çıkıntı gibi içten basıya neden olan oluşumlar varsa, • Yara aşırı kuruysa veya tam tersi aşırı akıntı varsa, • Yara çok geniş veya çok derin ise, • Yara tabanında açık kemik, kıkırdak, tendon gibi üstlerinin kapanması zor dokular varsa yara geç iyileşecektir.
Kronik yaralar çok çeşitlidir, ancak bunlardan bazıları milyonlarca hastayı ilgilendirdiğinden özel isimlerle tanınırlar. Kısaca tanımlanacak olursa sık rastlanan kronik yara çeşitleri şunlardır:
Kronik Yara Çeşitleri
Diyabetik ayak
Diyabet (şeker) hastalarının ayaklarında ortaya çıkan yaralardır. Diyabetin yol açtığı sinir harabiyetine bağlı olarak ayak ve parmaklarda şekil bozuklukları ortaya çıkar. Böylece ayakta uygun olmayan bölgelere basınç gelir.
Diğer taraftan sinir bozulması ayak hissini de ortadan kaldırdığından basıya bağlı olarak yaralar ortaya çıkar. Diyabet, ayak damarlarında tıkanmaya da yol açabilir. Bu durumda gelişen yaralar daha çok parmaklarda ve uç kısımlarda kangrenleşen yaralardır.
Bası yarası
Çeşitli nedenlerle uzun süre yatağa, iskemleye bağlı olarak yaşayan hastalarda belirli bölgelere gelen bası bu bölgelerde giderek derinleşen hatta kemiğe kadar ulaşan yaralara yol açar. Oturulduğunda veya yatıldığında kemik çıkıntıların olduğu bölgelerde ortaya çıkar. Bunlar tedaviye çok direnç gösteren yara çeşitleri olarak bilinir.
Venöz ülser
Varis ülseri de denilen bu yaralar daha çok ayak bileğinin üstünde ve iç yüzde görülürler. Ayak toplardamarlarının (ven) türlü nedenlerle tam olarak çalışmaması durumunda bu bölgelerde giderek genişleyen yaralar açılır. Bol akıntılı bu yaralar kısa sürede infekte olur. Yaralar uzun süre açık kalırlar, giderek genişleyip bazen ayak bileğinin tamamını sararlar, kötü koku hastaya rahatsızlık verir.
Arteriyel yetmezlik yaraları
Arteriyel yani atardamarlar tıkanmasına bağlı yaralar daha çok bacakta görülürler. Atardamar tıkanmalarının nedeni çok çeşitlidir. Bacak atardamarları kritik düzeyde tıkalı bir kişide bir nedenle yara açılırsa bu yara iyileşmeyecek, hatta ilerleyecek demektir. Tedaviye oldukça dirençli yaralardır. Yara yatağı yeterli kan ile beslenmediği için çok zor iyileşirler. Bazen yara ilerler ve gangrenle sonuçlanabilir.
Kaynak: https://www.gensaglik.com