Öğretmen haberleri ve gelişmelerden hemen haberdar olmak için Telegram kanalımıza katılın!
Çanakkale zaferi anma ve kutlamaları her sene tüm okullarda büyük coşku içerinde kutlanmaktadır. 15 Mart Çanakkale destanının önemini anlatan konuşmalar, şiirler ve çeşitli etkinlikler düzenlenir. 15 Mart Çanakkale zaferinin ne denli önemli bir olay olduğunu, tüm çocukların bilmesi gerekmektedir. Kurtuluşumuza giden yolda, binlerce şehit vererek düşmanı geri püskürtmüş bir milletin ataları, Çanakkale'de yatmakta.
Peki siz Çanakkale şehidimiz MARAŞLI ŞEYHOĞLU SATILMIŞ'ın hikayesini biliyor musunuz? Gelin kısa olarak MARAŞLI ŞEYHOĞLU SATILMIŞ'ın kısacık hayat hikayesine bir bakalım, sonrasında 18 Mart Çanakkale zaferine ilişkin kısa şiirleri ve konuşma metinleri okuyalım
MARAŞLI ŞEYHOĞLU SATILMIŞ'ın hikayesi: Faruk Nâfiz Çamlıbel’in ünlü “Han Duvarları” şiirinde, ismi geçen Maraşlı Şeyhoğlu Satılmış, Sarıkamış’tan sağ dönen bir askerdir aslında.
Yemen cephesinden Sarıkamış cephesine sevk edilen askerlerden olduğu için üzerinde kışlık elbisesi bile yoktur.
Savaş bittikten sonra köyüne, anne ve babasına dönmek için yola çıkar, ancak vereme yakalanmıştır.
Ulukışla taraflarında kaldığı bir handa, köyüne ulaşamadan ölür, ölmeden önce de hanın duvarlarına aşağıdaki dörtlükleri yazar.
1922 yılının soğuk bir Mart ayında Kayseri Lisesi'ne atanan genç edebiyat öğretmeni Faruk Nafiz Çamlıbel bir yaylı arabayla Kayseri'ye giderken aynı handa misafir kalır ve Şeyhoğlu Satılmış'ın ölmeden önce duvara yazdığı o meşhur dörtlükleri görür ve ünlü şiiri Han Duvarları'na aktarır:
Sevgili müdürüm, değerli öğretmenlerim arkadaşlarım Kıymetli veliler ve Sevgili Öğrenciler.
Bugün, haksız düşman saldırılarına tam 253 bin askerimizi şehit verdiğimiz, ancak tarihe altın harflerle “Çanakkale Geçilmez! “ sözünü yazdığımız “Çanakkale Zaferi” mizi Kabulünün ……. yılını kutlamak üzere toplandık.
Her siperde ayrı bir destan başlatan askerlerimiz, düşmana karşı verdiği mukaddes mücadeleyi zaferle sonuçlandırdığında, dünya tarihinin zirve sayfalarına da “Çanakkale Geçilemez!” ilkesini bir daha silinmemek üzere yazdırmıştır.
Selam olsun, Çanakkale’de vatanı ve namusu için can veren şehitlere!
Selam olsun, Çanakkale Gazilerine!
Selam olsun yüreği Çanakkale Şehitlerimizin ideali ile atan gençlerimize!
Şimdi 18 Martlarda Türk ulusu Çanakkale şehitlerini yâd ederken kalpleri aynı hislerle dolmaktadır. Coşkudan soluksuz kalırken bu millet, bir kere daha saygı ve minnetle anımsıyor o günleri:
Ey Aziz Şehit,
Bayraklar memleket ufkunu baştanbaşa donatıyorsa sen göğsünü siper ettiğin içindir düşmana, sen canınla beslediğin içindir toprağı. Şimdi biz her 18 Mart geldiğinde, başımız minnetle eğilirken övüncünle doluyor göğsümüz. Söze sığmıyorsun, marşlardan taşıyorsun. Aziz hatıranı gururla yâd ediyoruz.
Sayın Müdürüm, Değerli öğretmen arkadaşlarım ve Sevgili öğrenciler,
Tarih boyunca hiçbir millete nasip olmayan ve yüce Türk milletinin kahraman evlatlarınca verilen bir büyük mücadelenin adıdır Çanakkale… Şairin ifadesiyle, Bedrin aslanlarının kükrediği ateşten bir imtihandır Çanakkale… Kınalı kuzuların gül bahçesine girercesine şahadete atıldığı bir yerdir Çanakkale…
Çanakkale, öyle bir mücadeledir ki, asırlardır yorgun düşmüş bir milletin, varlığını, bağımsızlığını devam ettirme savaşıdır… Osmanlı Devleti in yıkılış sürecinde olan bu savaş I. Dünya Savaşının da önemli bir cephesini oluşturmaktadır. Bir tarafta yıllardır süren savaşların etkisiyle yorgun ve yılgın, silahları eski ve yetersiz durumda olan Osmanlı ordusu varken; diğer yanda güçlü sanayi ve teknoloji ile beslenen benzeri görülmemiş bir gücün timsali olan ve kolay zaferler peşinde koşan düşman kuvvetleri vardı. Bu sebeple zamanın en güçlü deniz filosu oluşturulmuştu. Çanakkale, denizden geçilecek ve imparatorluğun tüm direnme gücü kırılıp ülke parçalanarak müşterek hedefe ulaşılacaktı. Asırlardır hükmettiği toprakları tek tek elden çıkaran, yorgun düşmüş Osmanlı İmparatorluğu un o zamanki hali düşman kuvvetlerine zaferi yakın göstermekteydi. Çanakkale sırtlarında savaş başladığında düşman güçlerinde en modern kara ve deniz silahlarıyla 506 top namlusu mevcutken; bizim birliklerimizde sadece 72 top bulunmaktaydı. 506 güçlü toptan atılan korkunç mermiler boğazın iki yakasını toz duman içerisinde bırakmıştı. Milli şairimiz bu anı ne güzel tasvir eder:
Bomba şimşekleri beyninden inip her siperin;
Sönüyor göğsünün üstünde o arslan neferin.
Yerin altında cehennem gibi binlerce lağam,
Atılan her lağamın yaktığı yüzlerce adam.
Ölüm indirmede gökler, ölü püskürmede yer,
O ne müthiş tipidir savrulur enkaz-ı beşer.
Alıntı