Okul bahçesinde öğretmene, “Ben sana yapacağımı biliyorum” diyen veliyi mahkeme suçlu buldu ve ceza verdi. Bu mahkeme kararı gösterdi ki, öğretmenler yalnız ve korumasız değiller.
Eğitimciler kararlı davranıp, haklarını aradıkları sürece kanunlar da gereğini yapıyor. Yeter ki eğitimciler; haklarının farkında olsun ve haklarını korumak için gerekeni yapsın. Konu olan mahkeme kararını bu yüzden paylaşıyorum.
Ne yazık ki birçok eğitimci arkadaşım gibi ben de kendini bilmez bir velinin saygısız, hoyrat tavrına maruz kaldım. Olayın hemen ardından, okul bahçesinde bana karşı yaptığı hakaret ve tehdit içerikli söylem ve davranışlar sergileyen veliyi karakola bildirdim. Karakol durumu adliyeye yönlendirmiş. Savcılık da durumu incelmiş kamu davası açmış. Açılan kamu davası sonucu kendini bilmez veli suçlu bulunmuş. Adliyenin adresime gönderdiği tebligatı açınca öğrendim tüm bunları. Bir vatandaş olarak, kanunlar çerçevesinde benim haklarım savunulmuş ve bir öğretmene yapılan bu hadsiz davranış için adalet çalıştırılmış. Ve yüce mahkeme, bir velinin elini kolunu sallayarak okul bahçesinde öğretmeni tehdit etmesini kamu davası olarak kabul etmiş ve veliyi suçlu bularak cezayı uygun görmüş. Bu örnek niteliğinde sevindirici bir karardır. Adalet güzel şeymiş. Haksızlığa, hakarete ve tehdide maruz kalan bir öğretmenin yalnız olmadığını, korkmasının yersiz olduğunu, avukat bile tutmasına gerek kalmadan haklarının savunulduğunu, belgeleyen örnek bir mahkeme kararıdır. Bu örnek karardan dolayı Alanya Adliyesi’ni kutluyor ve teşekkür ediyorum.
Sevgili meslektaşlarım, hepimiz içinde bulunduğumuz zor şartlarla birlikte eğitimin yükünü de sırtlamış durumdayız. Ne yazık ki eğitimciler bu yükü taşırken, bir yandan da kendini bilmez bazı veliler tarafından da incitilmekte, meslekten soğutulmaktadır. Ne acıdır ki “Bana bir harf öğretenin kırk yıl kölesi olurum” anlayışından; eğitimciye sözlü, fiziksel ve psikolojik şiddet uygulayan bir anlayışa geldik. Bu anlayışla hareket edenleri kınarken, böylesi istenmeyen durumlarda biz eğitimcilere düşen de, maruz kaldığımız haksızlıklar karşısında, her türlü yasal zeminde hakkımızı aramak olmalı. Hak arama konusunda endişe duymamalıyız. Çünkü biz hak arama konusunda ilk hamleyi yaptıktan sonra, gerisi kanunlar çerçevesinde zaten ilerliyor. Öte yandan hak arama konusunda bireysel mücadele vermektense örgütsel mücadele vermek daha etkili ve daha kolaydır. İşte o zaman da çözüm elbette sendika üyesi olmak. Sendika üyesi olduğunuzda, sendikal hakların verdiği olanaklar sorunlarınızın çözümünde etkili olacaktır. Sendika avukatları yasal zeminde sizin yerinize haklarınızı takip edecektir.
Ayrıca herhangi bir mağduriyet yaşamamak için bizler de eğitimciler olarak mesleğimizle ilgili kanun ve yönetmelikleri takip etmeliyiz. Mesleğimizle ilgili mevzuatlara hakim olursak, mesleğimizin gerektirdiği görev ve sorumluluklarımızı yerine getirdiğimiz halde kendini bilmezler tarafından maruz kaldığımız haksızlıklar karşısında sessiz de kalmayız. Her türlü yasal zeminde hakkımızı arayabiliriz. Yeter ki bizler hakkımızı bilelim. Eğitimciler olarak bizler hakkımızı korumazsak, hakkını koruyan nesiller yetiştirmemiz sizce mümkün mü?
Unutmayalım ki bizler hakkımızı bilirsek, karşımızdaki de haddini bilir.
KADRİYE DEMİREL
TES Antalya 2 Nolu ŞB. Bşk. Yrd.