Öğretmen haberleri ve gelişmelerden hemen haberdar olmak için Telegram kanalımıza katılın!
Milli Eğitim Bakanlığı’nın sorunlar yumağına dönmüş durumdaki istihdam politikası öğretmenlerin çok büyük bir kısmının mağduriyetine neden oluyor. Aynı işi yapan öğretmenleri sözleşmeli, ücretli, kadrolu gibi kategorilere ayıran MEB, her bir kategoriye farklı özlük hakkı, maaş ve ek ders ücreti ödeyerek biteviye haksızlık ve mağduriyet üretiyor. Bunların yanı sıra öğretmen istihdamına dair bir mağduriyet daha var ki bunun çözümüne yönelik olarak yıllardır hiçbir adım atılmıyor.
Zorunlu hizmet bölgelerindeki öğretmenler, (emeklilikleri yaklaşanlar dahi) yeterli kontenjan açılmadığı için batı illerine veya kendi memleketlerine tayin olamıyorlar. Bu nedenle yüz bine yakın öğretmen derin bir mağduriyet yaşıyor. İl dışı atamada istediği yere yerleşemediği için on binlerce öğretmen ikinci iller arası yer değiştirme hakkı istemek zorunda kalıyor. Kaldı ki MEB ikinci değil üçüncü, dördüncü hakkı da verse doğu ve güneydoğu illerinde çakılı durumdaki öğretmenlerin yer değiştirme imkanları bulunmuyor. Zira Batı illeri il dışına ya hiç açılmıyor ya da birkaç kişiyi geçmeyecek sınırlılıkta açılıyor. Bu durum ilkokul öğretmenleri içinse tamamen imkansız.
Yıllarca 2. veya 3. hizmet bölgelerinde çalıştıklarından dolayı çok yüksek puanları olmasına rağmen kontenjan verilmediği için yer değiştiremiyorlar. Yüksek puan ve kıdem işe yaramıyor zira il dışı tayinler açıldığında ilgili iller haritadan siliniveriyor. 20 yıldır bu durum değişmiyor maalesef.
On binlerce öğretmeni mağdur eden bu durumun çeşitli sebepleri var:
Öncelikle 4+4+4 sistemine geçiş nedeniyle 5. Sınıfların ortaokul bünyesine alınması binlerce ilkokul öğretmeninin norm fazlası durumuna düşmesine neden oldu. Bir de okulların büyük oranda tam gün tekli eğitime geçmesi norm fazlalığını tetikleyici işlev gördü.
Sayıştay raporlarına da yansıdığı üzere MEB, öğretmen kadrolarının istihdamında ve dağılımında ciddi dengesizlikler ve planlama zafiyeti içerisinde bulunuyor. Yönetici ve öğretmen norm kadroları belirlenmiş olmakla birlikte uygulamada norma aykırı yapılan atamalar nedeniyle birçok kurumda öğretmen fazlalığı, buna karşın birçok kurumda da öğretmen açığı bulunuyor. Mesela rapora göre İstanbul’da kurum bazlı öğretmen ihtiyacı 31.033 iken 28.172 kadro atıl vaziyette bekliyor. Bu atıl kadrolar nedeniyle zorunlu hizmetini tamamlamış öğretmenler hakları olmasına rağmen batıdaki illere tayin olamıyorlar.
Bakanlık tarafından kadrolu öğretmenlerin ülke genelinde dengeli bir biçimde dağıtılamaması, norm kadro fazlası öğretmen sorununun aynı ilçede ve aynı alanda dahi çözülememesi, öğretmen ihtiyacının karşılanması amacıyla ücretli öğretmen istihdamına gidilmesine neden oluyor. Doğudaki öğretmenin tayini için açılmayan okullarda 80 bin ücretli öğretmen asgari ücretin altında çalıştırılıyor.
Rotasyon sisteminin işletilememesi nedeniyle batıdaki okulda bir öğretmen 20-30 yıl çalışabiliyor. Dolayısıyla doğuda çakılıp kalan kadrolar olduğu gibi batıda da bir anlamda ayrıcalıklı çakılı kadrolar oluşmuş bulunuyor. (Bir okulda o kadar uzun yıllar görev yapmanın verimlilik açısından sakıncaları da ayrı bir bahis)
1990-1998-2000 ve 2010 yıllarında zorunlu hizmet afları yapıldı. Bu muafiyetler büyük bir öğretmen kitlesini memnun ederken zorunlu hizmetini yapanlar esarete mahkum edilmiş oldu. Şöyle bir örnekle netleştirelim: Uludere’de 20 yıldır görev yapmakta olan bir ilkokul öğretmeninin 20 yılın sonunda Yozgat veya Amasya’nın köylerine tayin olma ihtimali bile yokken Ankara’nın Keçiören ilçesinde göreve başlayan bir öğretmen zorunlu hizmet affından yararlanarak Keçiören’de emekli olabiliyor. Bir de zorunlu hizmet kapsamı genişletilerek büyük şehirlerin ve batı ilçelerinin pek çok noktası zorunlu bölge haline getirilince rotasyon ihtimali tamamen açmaza girdi.
Sahte gerekçeler üreterek batıya tayin olunmasının önüne geçmek amacıyla yüksek lisans hakkının kaldırılması çözüm olmak bir yana gerçekten yüksek lisans yapmak isteyen öğretmenlerin önünü tıkadı, akademik kariyerini sekteye uğrattı.
657 Sayılı Devlet Memurları kanunuyla verilen bir hak olmasına rağmen işlevsel olarak kullanılmayan becayiş uygulamasının aktif hale getirilerek öğretmenlerin kullanımına açılması bir zorunluluk haline geldi.
Devletin zorunlu hizmet bölgesinde görev yaptığı için özlük hakkında veya maaşında en küçük iyileştirme yapmadığı İlkokul öğretmenlerinin yer değiştirebilmeleri için imkanı sunacak bir yol da alan değişikliği olabilir. Ancak bu konuda da MEB yıllardır sadra şifa bir girişimde bulunmadı, bulunduğunda kapsamı çok dar tuttu.
Emeklilik hakkı kazanan yüz elli binden fazla öğretmenin emekli tazminatının ve maaşının çok düşük olması nedeniyle haklı olarak emekli olmaması da büyükşehirlerde norm kadrolarının nefes almasına izin vermiyor.
Özgür Eğitim-Sen olarak diyoruz ki; yeni öğretmenler bile eş durumu, birinci derece yakınının sağlık problemi gibi nedenlerle mazeret tayini ile neredeyse istediği okula nokta tayini yapabilirken kıdemli emektar öğretmenlerin yıllarca görev yaptıkları 3. Hizmet bölgelerinde ve köylerde çakılı kalmaları, il sınırına bile yaklaşamamaları çok büyük haksızlık ve adaletsizliktir. İnsanları etik olmayan yollara sevk eden bu eşitlik ve adalete aykırı uygulama artık giderilmeli. Hiçbir sorunu gidermeyen geçici çözümlerle zaman kaybedileceğine “Öğretmen Atama ve Yer Değiştirme Yönetmeliği” sil baştan değiştirilmeli ve hiç kimsenin mağdur edilmeyeceği, eşitlik ilkesine ve hakkaniyete dayalı hükümler ihdas edilmeli ve adaletli şekilde uygulanmalıdır..
Bekir Birbiçer
Özgür Eğitim-Sen MYK Üyesi