"TAM ÖĞRETMEN OLDUM" DEMENİN TEHLİKESİ.

Doktoralı ve Yüksek Lisanslı bir öğretmen, bu ünvanlara sahip olmayan bir öğretmenle SINIFTA aynı işi yapıyorsa ne işe yarıyor bu ünvanlar acaba?
Eşit işe eşit ücretin neyi anlaşılmıyor?
Sanki öğretmenler her zaman nerede çalışacağına (atamalar, yer değiştirmeler âdil mi), hangi şartlarda çalışacağına (birleştirilmiş sınıflarda çalışmak için öğretmenler sıraya mı giriyor) kendi karar veriyor, Doktora veya Y.lisans yapmak istediğinde memleketin her yerinde aynı tahammül, saygı ve kolaylık sağlanıyor da öğretmen yapmıyor...
ÇOK GEÇ...
ASIL, öğretmeni yetiştirirken kalite standardı düşünülecek sayın uzmanlar, mezun olduktan sonra değil. Öğretmen olarak atanma şartı bu olursa, herkes doktora yapsın. Sınıfta yine bir fark yaratmayacak ama hiç olmazsa "Benim var, bana farklı yaklaşmalısınız" bencilliği olmaz...
Hayır sanki doktora yapınca, Köy Enstitülerinden mezun olan saygıdeğer öğretmenler gibi TAM EĞİTİMLİ öğretmen olunuyor... 
Sınıf içinde diğer öğretmenlere fark atacakları nasıl bir eğitimleri oluyor ki doktor öğretmenlerin..
Meselâ müzik (bir müzik aleti çalma, solfej, beste yapma...), resim (Dünya ve Türk ressamlarını, yontucularını tanıma, resim sanatının özelliklerini bilme ve aktarma) opera, bale, tiyatro gibi müzik ve dans gösterileri eğitimi almış olma (özel günlerde davetlilere gösteriler sunma), mühendislik (inşaat, tadilat, dam aktarma), çiftçilik (arıcılık, hayvancılık, ipek böcekçiliği, ormancılık, bahçe işleri), aşçılık gibi sınıfta ve okulda faydalı olabilecek hangi özelliğe sahip olunuyor da, farklı statü ve ücret talep ediliyor... 
Ünvanınızın hakkını istiyorsanız ÜNİVERSİTELERDE KALIP,  ÖĞRETMENLERİ YUKARIDAKİ POZİTİF FARKLILIKLA YETİŞTİREBİLİRSİNİZ.
YAZIK!..
Öğretmenlerin, sizin ünvanınızda gözü yok bunu bilin. Onlar, bu tuhaf kibrinizin ödüllendirilmesini istenmesini yanlış buluyorlar. 
Düşünelim!
Maden ocağında aynı kazmayla, aynı ortamda, aynı süre çalışanlardan biri mühendis olsa ne yazar? Mühendislik diploması, farklı ücret alma hakkı mı verir ona? Artık bu sunî tartışmaları bırakıp birlik olmalı. Öğretmenlerin saygınlığına, onur ve gururuna yakışır bir tavır alınmalı. 
Bu mesleğin bir onuru var. 
Bu işi yapanlar, bu onuru ayaklar altına almamalı. Üç kuruş fazla alabilmek için öğretmenlik haysiyet ve gururundan ödün verilmemeli (bir öğretmen, asla ve asla diğer öğretmenleri ve mesleğini aşağılayan, beğenmeyen, saygınlığına zarar veren kıyaslamaları, hele de para için desteklememeli)
Sevgili öğretmenler!
Her şartta ve her zaman dimdik durmanın zamanı gelmedi mi....
Olması Gereken;
Ayırım Yapılmadan, Her Öğretmene Eşit, İnsanca ve Onurlu  Yaşayabileceği Miktarda Ücret...
 

Alıntı: Sevim Göktürk